medyadaki şarkıyı dinleyerek yazdım yani yazarken ne kadar azdığımı siz düşünün. •°•★•°•
"Yn, evlen benimle. Gerçekten karım ol. Daha fazla cariye olarak anılmanı istemiyorum." Elbisemin iplerle bağlı olduğu sırt kısmının açıldığını hissettim göğüsümdeki tül bollaşıp düşmeden önce tuttum ama çıplak sırtım Levi'ın yeni hedefi olmuştu bile. Islak dudaklarının sırtıma temas etmesiyle irkildim. Hâlâ benden bir cevap bekliyordu. "Hanedan evliliğimize karşı çıkmaz mı?"
"Kimse bana karşı çıkamaz." Sesi kendinden emin ve kesindi. Onunla evlenmeyi gerçekten istiyor muydum? Söylediğine göre birbirimizi seviyorduk ama ben hatırlamıyorum, gerçi hatırlamam çok da önemli değil gibi çünkü hissediyorum. Ona baktığımda içimde kabaran duyguların başka bir açıklaması olamaz, değil mi?
Kucağına yan oturacak şekilde döndüm ve tülün tamamen üzerimden düşmesini umursamadan kollarımı boynuna doladım. "Bir şartım olur ama."
"Dinliyorum." Dikkat kesilmişti, heyecanlandığı sesinden belliydi. "Hayatındaki tek kadın ben olacağım, sadece bizim çocuklarımız olacak."
"Zaten planlarım dahilindeydi." Kıkırdarken kafasını boynuma gömmesi beni huylandırmıştı. Birden beni de kucağına alıp ayağa kalkmasıyla düşmekten korktuğum için ani refleksle boynuna daha sıkı sarıldım. "Düğünü yarın yapacağım."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sırtım yatağın beyaz çarşafına değdiğinde bunun geri dönüşü yoktu. Savaşta kazandığı yaralarla dolu kollarının birisi başımın yanında diğeri ise belimde yerini aldı. Alnını alnıma yaslayarak gözlerini kapattı, ben de onun gibi gözlerimi kapatarak sadece anın heyecanına odaklandım.
"Yn seni seviyorum..."
İnce dudakları alt dudağımı aralarına aldığında titredeğimi fark ettim. Korkuyor muydum? Muhtemelen hayır. Sadece Levi çok güçlüydü, ne kadar nazik davransa da benim için hâlâ fazlasıyla sertti. Dizi bacak arama girip bastırdığım bacaklarımı açmaya zorladı. Ayrılan bacaklarımı katlayıp topuklarımı yatağa dayadım. Bu hareketimle kıvrılan eteğim tamamen aşağı düşerek bacaklarımı tüm çıplaklığıyla açıkta bıraktı.
Aralanan bacaklarımın arasına girerek kendisini bana bastırdı ve öpücüğü daha da derinleştirerek dilini damağımda ve yanak içlerimde bazende dilimde gezdirmeye başladı. Hızına yetişemediğim için nefesimin kesildiğini hissettim. Bunu hissetmiş olucak ki daha fazla beni zorlamayarak hamarat dilini çenemden başlayarak boynumda ve köprücük kemiklerimde gezdirmeye başladı.
"Levi..."
"Evet güzelim..."
Dikkatini bana vermeye çalışsa da vücudumdan ayrılamayarak öpücüklerini göğüs aramdan devam ettirerek karnıma indi. "Sadece bu benim ilk seferim ve-"
"Nazik olacağım." İplerin tamamını açarak elbiseyi üzerimden çıkardı. Onun aksine tamamen çıplak olduğum için daha fazla geriliyordum. Belki beni beğenmeyecek, belki çok çirkinim ve şişkoyum. "Çok güzelsin..." Düşüncelerimi duymuş gibi cevap vermesiyle daha da utandığımı hissettim. Omzuna attığı bacağımın bilek kısmından başlayarak uyluklarıma doğru küçük öpücükler bırakmaya devam etti.
Ben de ona dokunmak ve onu tatmin etmek istiyordum ama nasıl yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. "Çok narinsin, seni kırmaktan endişeleniyorum." Kasıklarımı atlayarak karnıma gecmişti. Bu hareket midemde karıncalanma hissi oluşturmuştu, ellerimi kuzgun siyahı saçların attım.
Sıradaki hedefi hızla aldığım nefeslerle inip kalkan göğsümdü. Meme ucumu parmaklarının arasında kıstırdığında dolgun eti ısırıp emmek yeni eğlencesi olmuştu. "Levi- ben-" Dikleşmiş ucu ağzına alarak emdiğinde tutmak için zorladığım inlemeler daha fazla içimde kalamamıştı. "Ne kadar da uslu... Altımda sesini çıkarmadan bekliyorsun ve bu benim sınırlarımı fazlasıyla zorluyor..." Ellerimi omzuna koyduğumda bileklerimi tutup birer öpücük bıraktıktan sonra dikleşti ve kendi kıyafetlerinden kurtulmak için geri çekildi.
Bu sırada mavinin en koyu tonuna bürünen gözlerini bir an olsun benden ayırmadı. İştahlı bakışlarını tüm vücudumda gezdirirken kıyafetlerini de benimki gibi rasgele bir yere fırlatıp tekrar üzerime çıktı. Tüm vücudu az da olsa derin ve seyrek çentiklerle doluydu. Zorlu bir hayat yaşadığını bu yaralara bakarak söyleyebilirdim.
"Acıdığında söyle, durduracağım."
"Bir şey olmayacak, devam et lütfen."
Boynuma gömülen kafasıyla alt bölgemdeki acıyı unutturmak için küçük öpücükler bırakıyordu. Şehveti doruklarında yaşıyordum. Bütün vücudumu diliyle baştan çıkardığı için fazlasıyla kaygandım ama hâlâ büyük erkekliğinin içime girmesi zordu.
"Benimsin... Sadece benim..." Tamamının içimde olduğundan emin olunca bir süre bekledi. "Bu- çok sıcak...." Titrek nefesi boynumun arasında kayboldu. "Levi... Hareket et..."
Sığ itişlerle başlamıştı. Hem ona alışmam hem de benden çok uzaklaşmamak için. "Aklımı kaybedecek gibiyim..." Belime sarılan kolları yerimden hareket etmeme izin vermiyordu. Hareketlerini hızlandırdığında ben de kendimi kaybedecek gibiydim. Sert vuruşları yuttuğum inlemeleri benden çıkmaya zorluyordu. "Le-levi!"
İçimden çıkıp pozisyon değiştirdi. Şimdi bir bacağım omzunda, belim tamamen havada ve itisleri daha sertti. "Rahmini kendi tohumlarımla dolduracağım... İçinde benim çocuklarım yeşerecek..."
"Ben! Doğuracağım!" Göz yaşlarım görüşümü kısıtlarken doruk noktama ulaşarak boşaldım ama Levi'ın işi hâlâ bitmemişti. Birden kendimi dizlerimin üzerinde yanağımı yatağa yaslamış hâlde buldum. Damarlı erkekliği tekrar girişimi zorladıktan sonra tek vuruşta dibi buldu. "Ah!"
"Bizim bebeklerimiz..." Bu pozisyon onun daha da derinlere ulaşmasını sağlarken beni tamamen çaresiz bırakıyordu. "Levi..." Tanıdık hissin tekrar kasıklarımı sardığını hissettiğimde Levi da hızlandı ve sıcak menisi içimi doldururken ikinci kez boşalmıştım.
Kalçalarımdan tutarak içimden çıkmadan oturdu. Sırtım sıcak göğsüne değerken biraz nefes alabilmek için dinleniyordu ama erkekliği hâlâ sertliğinden bir şey kaybetmeyerek içimde seğiriyordu. "Levi... Bu- sıcak..."
"Hadi güzelim... Bu sefer beni rahatlatan sen ol..." Ellerimi çarşafa dayayarak öne eğildim ve kucağında zıplamaya başladım. Belimde yerini koruyan elleri sıkıca tutunup bana yardımcı oluyordu. "Evet! Evet, aynen böyle!" Kalçalarımı daha da hızlandırarak ikimizi de tekrar orgazmın eşiğine getirdim.
Kollarını belime sararak beni sabit tuttu. Bu sefer birlikte boşalmıştık ve fazla gelen menisi deliğimden sızıyordu.
"Yorgunluktan öleceğim..."
"Mükemmeldin güzelim."
Dizlerimin üzerinde kalkıp ona doğru döndüm ve sarılarak ikimizin de yatağa düşmesini sağladım. Ateş misali sıcak göğsünün üzerinde yorgunluktan uyuya kaldığımda Levi beni de banyoya taşıyarak ikimizin temizliğiyle ilgilenmişti.
