17

592 53 162
                                    

(Levi'ın gözünden)

Bu siktiğimin toplantılarından ne zaman kurtulacağım? Oyalandığımı hissediyorum çünkü ne bir gelişme ne de bir uzlaşma bir türlü olmuyor. Zaten yanıma diktikleri şu iki piç kurusu yüzünden sarayda rahat rahat dolaşamıyorum. Her neyse şu son toplantıya da girdikten sonra özgürüm ve Mısır'a dönebilirim, isterse savaş çıksın umurumda değil.

Kapıların aralanmasıyla masanın başında oturan Armin ile göz göze geldik. Üç gün önce gerçekleşen düğündeki olaydan sonra ondan daha çok haz etmemeye başladım. Neden sevgili eşim bu kadar öfkeli ve kendisi ise hırpalanmış haldeydi? Daha doğrusu bu sik kafanın Yn'min yanında ne işi vardı.

Nuru'nun yanındaki yerime oturdum. Normalde samimiyetsizce sırıtan prens ilk kez ciddi ve bana kinle bakıyordu. "Pek güzel bir geceniz olmamış gibi majesteleri, sizi rahatsız eden bir durum mu var?"

"Hayır, sadece son günlerde istediğim bazı şeyler olmuyor. Belki de daha sert davranmalıyımdır?"

"Ya da boşa kürek çekmemelisinizdir."

Gözlerinin odaklandığı yere baktığımda adonisimin üzerindeki diş ve morluk izini gördüm. Yn'min bıraktığı izler...

Boğazımı temizleyerek dikkatini çekmek istedim. Bu kadar kıskançlık krizi yeter.

"Libya ile olan soruna karışmamanızı istiyoruz ayrıca sapkın İsa'nın yoldaşlarını da teslim etmenizi. Zor teklifler değil."

"Üzgünüm majesteleri ama Libya konusunda sessiz kalamam. Berberilerle anlaşmamız var üstelik bir avuç İsa'nın yoldaşı sizi neden bu kadar korkutuyor? Ülkeme sığınan insanları yüz üstü bırakmam itibarımı zedeler."

"O sapkınları bana ver ki tanrılar kızmadan önce hepsine cezasını vereyim."

"Tanrılar sesini çıkarmazken biraz fazla bir tepki vermiyor musunuz?" Ne istediğini biliyorum Armin, onları yanına çekip dinleri üzerinden sömüreceksin. "Bir grup sapkının aramıza girmesine izin vermemelisiniz."

"Mısır barış için gerekeni yaparken siz kendi arzularınız için barışı tehlikeye atıyorsunuz ama." Birden lafa giren Nuru ile dikkatler ona dönmüştü. Neyi kast ettiğini anlayamamıştım. "Nuru?"

"Düğün gecesini hatırlıyor musun abicim?" Armin oturduğu yerde gerildi. "Düğün gecesi ne oldu?" Yn ile ilgili bir mesele olduğunu tahmin ediyordum ama duyacağım şeyin beni sinir krizine sokacağı belliydi. Nuru gözlerini Armin'den ayırmayarak devam etti. "Bu sapık Yn'ye yasak ilişki teklif etti." Gözümün karardığını ellerimin titrediğini hissettim. Hışımla ayağa kalkıp korkak piçe döndüm.

"Ne demek oluyor lan bu!?"

"Sakin olun-" Armin de korkaklıkla ayağa kalkıp geri çekildi.

"Seni sakin sakin sikerim lan!" Bir avuç gerizekalı koruma kılıçlarını çekmişti ama bana karşı şansları olmadığını bildikleri için titriyorlardı.

"Yn'yi bana vermek için ne istiyorsun?" Son cümleyle dayanamayıp masanın üzerinden atlayarak yüzüne yumruğu geçirdim. Tüm sinirimi Armin'in üzerinde atarken odadaki diğer askerleri Nuru çoktan halletmişti bile.

"Abi gitmeliyiz." Havaya kaldırdığım kolumu yakalayarak beni durdurdu. "Bırak da şunu geberteyim."

"Hayır abi, kaçmalıyız." Kolumu Nuru'nun elinden kurtarmaya çalışırken kapı birden açıldı.

Kapının eşiğinde korku dolu yüzüyle Historia duruyordu.

Siktir.

Nuru yeteneğini kullanarak birden Historia'nın arkasında belirdi ve hançerini boğazına dayadı. "Abi!"

Firavun (Levi X Yn)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang