°•3•°

477 55 114
                                    

İyi okumalarr

Hyunjin:

Minho'nun stüdyosunun adresini çok da zorlanmadan bulduğumda beş katlı, geniş binanın önünde durmuş dikkatle inceliyordum. Minho kendi emekleriyle öylesine büyümüştü ki...

Fazlasıyla güzel tasarlanmış bina Minho'nun izlerini taşıyordu sanki. Biz sevgiliyken hayalini kurduğu, mutlulukla bana anlattığı o binaya artık sahipti. Tam hayalini kurduğu gibi birçok öğrenci girip çıkıyordu. Bu duygulanmama sebep olurken tüm vücudumu saran stresimin de yardımıyla ağlamak istiyordum.

Derin bir nefes alarak başımdaki şapkayı düzeltmiş içeri adımlamıştım. Öğrendiğime göre Minho'nun kendine özel olan çalışma odası binanın çatısına kurulmuş ayrı bir oda olarak binadan ayrılıyordu. Çatıya çıkıp biraz ilerlediğimde çatıya ayrı bir, tek katlı yapı gibi kurulmuş yerin kapısı onun stüdyosuna açılıyordu. Dans ederken kendini her şeyden soyutlama isteğini bilmek bunu neden yaptırdığını anlamamı kolaylaştırıyordu.

Kapının önüne geldiğimde ses yalıtımına rağmen içerden hafifçe gelen gürültü şu an pratik yaptığını açıkça belli ediyordu. Bir anlık istekle şansıma kilitli olmayan kapıyı sessizce aralayıp içeri göz gezdirdim. Özlediğim bedene bakışlarım değdiğinde içim titredi sanki. Zor dans hareketlerini sanki onun için hiçbir şeymiş gibi kolaylıkla yaparken üzerinde siyah sıfır kol ve şort vardı. Hâlâ dans ederken şapka taktığını görmek burukça gülümesememe neden olmuştu. Etrafında aynalar olsada odaklanmışken aynadaki yansımasını görmek dikkatini dağıtırdı. Hareketleri öğrendikten sonra aynaya bakmamaya özen gösterirdi bu yüzden.

Onun kusursuz dans edişini bu kadar yakından izlemeyeli o kadar uzun zaman oluyordu ki... Minho'nun dans edişi tam anlamıyla bir sanattı. Hareketleri ne kadar temiz, keskin ve güçlü olsa da o kadar akıcıydı ki insanı hipnoz ediyordu. Onun sanki ayakları yere değmiyormuş gibi süzülerek dans edişine bir kere gözünüz değdiğinde sanki hipnoz olmuş gibi saatlerce izleyebilirdiniz. Hayatım boyunca onun gibi hem zarif hem güçlü dans edebilen birini daha önce hiç görmemiştim. Onun dans eden mücevher olarak anılmasının gerçekten bir sebebi vardı...

Şarkı bittiğinde kendini nefes nefese yere bıraktı. Hızlı nefesler alırken inip kalkan göğsü fazlasıyla dikkat dağıtıcıyken başındaki şapkayı çıkarıp saçlarını geriye attı. Şimdi net olarak görebildiğim yan profili en az eskiden olduğu kadar büyüleyiciydi. Gerçi benim için onun her şeyi büyüleyiciydi. Benim için bu dünyada Minho her şeyin en iyisiydi...

"Görüşmeyeli daha da mükemmelleşmişsin kedicik..." Gerçek ruh halimi saklayarak sinir bozucu bir sesle konuştuğumda Minho'nun bakışları anında bana dönmüştü. Çatılan kaşlarıyla ayağa kalktığında öfkesinin yanında bariz bir şaşkınlık olduğu belliydi.

"Ne işin var senin burada? Çık dışarı." Sesindeki soğukluk ve sinir kalbime otursada devam ettim.

"Hadi ama Minnie yıllar sonra ilk kez yüz yüze geliyoruz ve bana söyleyeceğin ilk şey bu mu? Çok kırıcısın..." Sinirle göz devirip saçlarını çekiştirdi.

"Hyunjin dışarı çıkmazsan kırılan tek şey kalbin olmayacak."

"Adımı güzel sesinden duymayalı uzun zaman olmuş..." Söylediklerini umursamadan yüzümdeki tebessümle konuştuğumda gerçekten onu gırtlağıma yapışmaktan geri tutan sebep her neyse minnettardım.

"İlla seni yaka paça çatıdan mı atayım istiyorsun? Yapamam mı sanıyorsun gerçekten?!"

"Hayır hayır. Mükemmel bedenim hem sana hem bana lazım bebeğim. Tahmin edersinki özellikle şu sıralar..."

Coward•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin