°•7•°

437 56 64
                                    

Bu fic olmuyor gibi bir his

İyi okumalarr~

Minho:

"Oppa! Sakın söylediklerimi unutma. Dans dışındaki hiçbir yakınlaşmaya izin verme. İstediğini almasına izin verme, sürünsün köpek!"

"Ben daha farklı düşünüyorum Sullyoon... Bırak istediğini alsın sonra da rahat bıraksın beni. Gerekirse tekrar birlikte oluruz o da hevesini alıp tekrar çıkıp gider hayatımdan. Ona uzun süre katlanamam ne olacaksa bir kerede olsun ve bitsin."

"Katlanabileceğine emin misin? Seni kötü hissettirmeyecek mi bu?"

"Katlanabileceğime emin değilim ama kötü hissettireceğine eminim... Onunla çok fazla yaşanmışlığımız var ve her dokunuşu bana eskiyi hatırlatacak... Ah... Bilmiyorum... Belki onun başka biri olduğunu düşünsem yeter? Sonuçta üstüne atlayacak değilim, sadece bana adım atarsa geri çevirmeyip tek seferde kurtulacağım."

"Moralini bozmak istemem ama... Ya işe yaramazsa? Ya bir kere yüz bulunca daha fazla beklentiye girip daha cesur hareket etmeye başlarsa? O zaman ne yapacaksın..?"

"Off... Bilmiyorum... Kafayı yiyeceğin gerçekten! Ne güzel onsuz devam ediyordum hayatıma, tam her şey mükemmel giderken hayatıma tekrar girmek zorunda mıydı gerçekten?!" Sinirle sesimi yükselttiğimde telefonun diğer ucundan Sullyoon'un derin iç çekişi duyulurken yalnız olduğum soyunma odasında karşımdaki aynadan kendime bakıyordum.

"Neyse boşver bunları şimdi, yeterince sıktık canımızı bu konuyla. Tam bir karar vermedim zaten. Biraz hareketlerini gözlemleyip ona göre karar vereceğim nasıl kurtulacağıma."

"Onu affedeceğine hiç ihtimal vermiyor musun? Ya gerçekten değişmişse?"

"Ondan nefret ettiğini sanıyordum? Sen olsan affeder miydin..?"

"Ondan tabii ki nefret ediyorum. Seni üzdüğünü bilirken nasıl ondan nefret etmeyebilirim ki oppa? Aynı şirketten olup ona hiçbir şey belli etmemeye çalışmak ne kadar zordu haberin var mı? Ben sadece... Belki de hayatına gerçekten yeni biri olarak girip seni eskisinden bile daha mutlu edebilir diye düşündüm..."

"Beni mutlu etse ne olur ki? O mutluluğun sonunda da aynı hızla yere çakılmayacağıma nasıl inanıp güvenebilirim? Bir insan o kadar değişebilir mi sence? Bana bu güveni verebilecek kadar gelişebilir mi?"

"Bilmiyorum... Sadece bir ihtimal mesela diye sormak istedim. Bambaşka bir insan olarak güvenini kazanmayı başarabilir mi diye..."

"İmkansız ihtimaller üzerine konuşmamıza hiç gerek yok bence... Niye bu kadar sorguladın ki sen?"

"Sadece ilerde pişman olmayacağından emin olmak istedim oppa... Seni bir kez daha o kadar üzgün görmeye dayanabileceğimi sanmıyorum..."

"Sıkma canını bu konuyla. Onun beni bir daha üzmesine izin vermem. Merak etme Yoona-ya... Sen şirkette misin?"

"Evet. Mola verdik şimdi birkaç saat daha pratik yapıp çıkacağım."

"Tamamdır! Benim işimde biter o zamana kadar, çıkarken haber ver bana, bir kafeye geçer otururuz."

"Çok iyi olur! Uzun zamandır yüz yüze konuşamıyorduk, özlemişim seni..." Mutlu sesi beni de gülümsetirken vedalaşıp kapattık telefonu.

Derin bir nefes alıp kendimi biraz sonra yaşanabilecek her şeye biraz olsun hazırlamaya çalıştım. Sullyoon'la konuşmak beni biraz olsun rahatlatmış onun da bu binada bir yerlerde olduğunu bilmek hissettiğim yabancılığı bir nebze azaltmıştı.

Coward•° HyunHoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin