°•4•°

392 51 37
                                    

İyi okumalarr

Minho:

Hyunjin'in geldiği günden beri iyi değildim sanırım. Onu unutmuştum ben, atlatmıştım onu. Neden gelip kendini hatırlatmak zorundaydı ki? Ne istediğini anlamıyordum. Ama hareketlerine bakarak tek amacının beni tekrar altına almak olduğunu söyleyebilirdim. Yaptığı tüm imaların yanı sıra sözde üzüldüğünü gösterdiği anlar bile bunu kanıtlar nitelikteydi. Benim onu atlatıp başkalarıyla tüm insanların gözü önünde hayatıma özgürce devam etmem zoruna gidiyordu. Tek istediği beni tekrar elde edip egosunu tatmin etmekti.

Bunları düşünürken bazen soruyordum kendi kendime, benim tanıdığım Hyunjin gerçekten böyle biri miydi diye. Hayır değildi. Benim tanıdığım Hyunjin böyle bir şeyi aklından bile geçirmezdi.

Ama bildiğim bir şey daha vardı ki benim tanıdığım Hyunjin beni birden terk edip gitmezdi. Arkasına bile bakmadan, tek bir pişmanlık bile göstermeden ben arkasında fiziksel bir acı çekercesine ağlarken öylece gitmezdi. Gidemezdi.

Yani benim tanıdığım Hyunjin koskoca bir yalandan ibaretti. Benim ilk ve son aşkım varolmayan biri uğruna harcanıp gitmişti. Beni bir kere yaralayıp aşka, güvene olan inancımı öldürmesi yetmemiş olacak ki bir kere daha yapmak istiyordu bunu acımasızca.

Ama bu sefer kandıramazdı beni, onun iddia ettiği gibi benim karşımda dört yıl önceki aptal Hyunjin yoksa onun karşısında da dört yıl önceki saf Minho yoktu. Biz sevgiliyken ona kendimden çok güvenirdim, aptal gibi. Aşağıda onun olduğunu biliyorsam bir binanın çatısından atabilirdim mesela kendimi, hem de yüksekten korkamama rağmen. Tabii bu eskidendi.

Artık ne ona güveniyordum ne de yüksekten korkuyordum. Onun sayesindeydi bir nevi, giderken fark etmeden yaptığı bir iyilikti. Çünkü ben o günden sonra fark ettim. Hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Güvendiğiniz ve korktuğunuz şeyler yalnızca kafanızın içindeki yanılsamalardan ibaretti. O pisliğe güveniyordum ama o benim kalbimi sökerek çıkıp gitmişti hayatımdan. Çocukluğumdan beri korkardım yüksekten. Ama öğrenmiştim ki yüksek bana zarar vermezdi. Ben kendimi güvenceye aldığım sürece yükseklik bana bir şey yapamazdı. Ben kendime güvendiğim sürece kimse bana hiçbir şey yapamazdı.

Sonra huzur bulmaya başladım yükseklerde. İnsanlardan uzakta kendimle baş başa kalıyordum. Bu yüzden dans stüdyom binanın çatısına kuruluydu. Ama o buradaki yanlızlığıma bile saygı duymamış burada bulduğum huzuru da bozmuştu.

Şimdi ise dans okulumun toplantı odasındaydım. Yine onun benim başıma açtığı bela ile nasıl uğraşacağımı düşünüyordum. Medyaya el altından verdiği fotoğrafların ve yazdırdığı makalenin ne işe yarayacağını anlamıştım maalesef. Büyük fan kitlem yetmezmiş gibi onun büyük fan kitlesi de bu collab fikrini çok beğenmişti.

Tabii onun fanları arasında istemeyenler de en az isteyenler kadar çoktu. Birçok homofobik hayranı bana nefret yağdırıyor Hyunjin'i ise resmen benimle yan yana gelirse onu desteklemeyi bırakmakla tehdit ediyordu. Aptal gerçekten kendini yakmıştı ama kendi ateşe giderken beni de yanına çekmeyi ihmal etmemişti. Onun o çok önemli kariyeri sallanırken benimse eski acılarım tekrar canlanıyordu. Aldığım nefret umrumda bile değildi, ben en başında yönelimimi açıklarken her şeyi göze almıştım ve zaten en başından beri büyük bir hater kitlem de vardı.

Onunla ortak bir sahne hazırlamam mümkün değildi. En fazla beş altı dakika sürecek bir sahne arka planda çok fazla emek ve pratik istiyordu. Bu ise sürekli yan yana gelmemiz anlamına geliyordu. Onunla sadece birkaç dakikalığına aynı ortamda olmak bile günlerce boğuluyormuş gibi hissetmeme neden olmuştu. Yapamazdım, katlanamazdım. Evet onu atlatmıştım ama şimdi yüzünü görmek bana arkasından göz pınarlarım kuruyana kadar ağladığım kendimi harap ettiğim günleri hatırlatıyor sanki aynı hislerde boğulmama sebep oluyordu.

Coward•° HyunHoWhere stories live. Discover now