7. Bölüm

110 32 48
                                    

Uzun süre sadece Uraz'ı inceledim. En çokta gözlerine takılı kalmıştım. Yeşil gözlerine. Sadece bakışıyorduk o bana bakıyordu ben ona. En sonda duygularıma yenik düştüm ve sadece sarıldım. Sımsıkı sarıldım. Uzun bir süre bırakmadım. Kokusunu içime çektim. O ise hiçbir tepki vermemişti geride çekilmemişti. Sonra ayrıldım ondan o ise hala hiçbir şey dememeyi tercih ediyordu. Cesaretimi toplayıp konuşmaya başladım.

"İçeri gelir misin? Baya ıslanmışsın."

O ise hiçbir şey demeden şemsiyesini kapatıp içeri girmişti.

"Sana istersen sıcak bişeyler hazırlıyayım saat biraz geç ama belki bi çay veya kahve olabilir. Hangisini istersin?"

"Farketmez,ne içersen ondan içerim."

Hızlı adımlarla mutfağa doğru ilerledim o ise salonda oturuyordu ve etrafı inceliyordu.

İkimizede birer kahve yapıp yanına oturdum.
"Teşekkürler Eftelya."

"Rica ederim."

"Kurutma makinesini getirmeli miyim saçların ıslak çünkü biraz."

"Olabilir sen bilirsin."

Odama gidip hemen kurutma makinesini aldım ve tekrardan Uraz'ın yanına geldim ona kurutucuyu uzattım ve kendisi kuruladı tabikide :D Saçlarını kuruladıktan sonra kurutma makinesini odaya geri koydum ve oturmaya başladık.
Ne konuşabileceğimi bilmiyordum. Sadece şunu sordum.

"Neden buraya geldin Uraz?"dedim gözlerinin içine bakarak.

"Senin için."dedi.
"Senin için çok endişelendim ekran başında neredeyse kafayı yiyecektim."
"Bu yüzden senin yanına geldim."

"Beni neden bu kadar önemsiyorsun?"

Uraz bir anlığına duraksamıştı.

"Bilmiyorum." cevabı netti.

"Herneyse unut gitsin Uraz. Ben ve saçma sorularım."

Uraz bu cümleme yanıt vermemişken kafamı Uraz'ın dizine koymuştum. Hiçbir şey yapmamıştı. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı olan biteni hala sindiremiyordum bir anda Uraz geliyordu felan aklım çok karışmıştı.
Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Ve en sonunda uyuyakalmıştım.

(Uraz'ın Anlatımıyla)
Eftelya uyuyakalmıştı. Onu uyandırmak istemiyordum belli ki yorgundu. Hiç kıpırdamadım. Yüzünü inceledim saçlarına baktım. Saçları kahverengi ve düzdü. Gözlerim istemsizce dudaklarına kaymıştı. Yüzüne biraz yaklaştım öylece durdum. Bunlar aptal hislerimdi. Bunu yaparsam belki de kariyerim sonlanacaktı. Geri çekildim. Telefonum çalıyordu, hemde bu saate? Selin arıyordu. Menajerim. Telefonu açtım ve konuşmaya başladım.

"Ne oldu Selin gecenin köründe neden arıyorsun?"

"Sen neredesin evde değil misin ben senin evine geldim."

"Benim evime neden geliyorsun?"

"Bi kaç önemli dosyamı sende unutmuşum yarına götürmem gerekiyordu ama bakıyorum da Uraz bey evde değil."

"Neredesin sen nereye gittin bu saate?"

"Bana bunun hesabını mı soruyorsun istediğim yere gidebilirim."

"Bana nerede olduğunu söyle."

"Bir arkadaşımdayım ve bu seni ilgilendirmez istediğim gibi evimden çıkıp giderim."

"Hangi arkadaşınmış o ben tanıyor muyum onu?"

"Kiminle arkadaş olduğum seni ilgilendirmiyor Selin."

"Herneyse sen eve gelmiyor musun şimdi?"

"Şuan gelemem o her ne dosyası ise onuda yarın al."

Selin telefonu kapatmıştı. Garip bi kızdı.
Bunları düşünmeyi bıraktım ve biraz uyumaya çalıştım. Bir iki dakika sonra ise uyuyakalmıştım.






Only you and music |  Yarı TextingWhere stories live. Discover now