12. Bölüm

88 32 37
                                    

Koltuktan yavaşça doğruldum, elime telefonumu alıp bakmaya başladım. Saat 20.34 olmuştu. Umarım Uraz gelir diye düşünmeye başladım bide gelmiyormuş felan herneyse. Üstüme güzel bişeyler giysem ne olurdu ki sanki Uraz beni beğenecekti? Üstüme özellikle bişeyler giymeyi tercih etmemiştim. Rahat ve şık gözüken bişeyler giymiştim sonuçta evdeydik yani.

Bir kaç dakika öylece koltukta oturduktan sonra kapının sesini duydum. Kapı çalıyordu. Demek ki gelmişti hemen kapıya hızlıca gittim ve kapıyı açtım. Aman Allah'ım bu nasıl bi yakışıklılık :D Allah yakışıklılık dağıtırken Uraz kaç kere altına girmişti.

"Hoşgeldin."demiştim gülümseyerek.
"Hoşbuldum"demişti bir elinde kedinin kutusu bir elinde ise telefonum vardı dediği gibi getirmişti.
"İstersen kediyi ve telefonu alabilirim."
"Olur."demişti ve sadece telefonu vermişti.
"Kediyi de alabilirim."demiştim ama ses çıkarmamıştı. Kedi ile birlikte içeri girdi.
"Kedin de baya tatlıymış yakından."dedim birden.
"Teşekkürler ismi Maya."dedi.
"İsmi güzelmiş."dedim.

Koltuğa oturduk Uraz kediyi kutusundan çıkardı kedisi gerçekten çok şekerdi. Kediyi kucağıma aldım yukarı kaldırdım ve yüzüme doğru tuttum oda yeşil gözlüydü. Aynı Uraz gibi.

Birkaç dakika sonra yemek masasına oturduk ve yemeğimizi yemeye başladık.
Elimdeki kadehi kaldırdım ve "Telefonumu almama "dedim gülümseyerek.
Uraz'da gülümsüyordu sanırım komiğine gitmişti. Oda gülerek "Telefonunu almana Eftelya."demişti.

Yemeklerimizi yemeye devam ettik neredeyse hiç konuşmadık. Ve en sonunda yemeklerimizi bitirdik ve konuşmaya başladım.

"Ee Uraz sen müziğe başlama kararını nasıl almıştın nasıl böyle güzel bir müzisyen olabildin ha."demiştim tabakları mutfağa götürürken.
"Çocukken biraz ilgim vardı gitar çalıyordum ve sonra bunu geliştirdim bir yandan da lisede söz yazmaya başlamıştım. Ve böyle böyle ilerlerdim şuan bu haldeyim." demişti koltukta otururken.
"Peki ya sen Eftelya? nelerle ilgileniyorsun ne yapmaktan hoşlanırsın?"
"Ben mi, ben daha çok dans etmeyi seviyorum. Bide senin şarkıları dinlemeyi."demiştim küçük bir kahkahayla.
"Dans demek.. peki sen buna yeteneğin olduğunu nasıl farkettin?"dedi.
"Aslında..Annem için, onun hayalini gerçekleştirdim.. Annem benim herzaman bir dansçı olmamı isterdi. Beni dansçı olarak göremedi fakat ben onun beni gökyüzünden izlediğini biliyorum. Ve yeteneğimi kendim farkettim aslında. Kendi kendime geliştirdim."dedim hüzünle.
"Ne güzel annen eminim seninle gurur duyuyordur.."dedi.

Kısa bi sessizlik oluşmuştu. Uraz'a bi soru sordum.
"Biraz dizine uzansam olurmu?"
"Dizime mi?"dedi şaşkınlıkla.
"Yani,evet."dedim.
"Peki tamam."demişti.
"Tamam ozaman, yani biraz kendimi kötü hissetmiştim annem konusunda.. O yüzden sordum teşekkürler."dedim
Yavaşça Uraz'ın dizine uzandım ve öylece Uraz'ı inceledim. Uzun süre baktım gözlerine. Gözlerine bakarken bir anda gözlerim Uraz'ın gözleri ile buluşmuştu. Öylece bakışıyorduk. Telefonumu aldım ve bir şarkı açmaya karar verdim. Şarkıda şu sözler geçiyordu gerçekten sanki şuan ki durumumuzu anlatıyordu.
"Anlat ruhum yorgunluğunu
Sen bekleme sar kendini
Farkına vardığında herşeyi
Anlat ruhum
Yorgunluğunu
Uyu, uyu, uyu
Uyu, uyu, uyu"

"Peki ya Uraz senin ailen?" Diye bir soru yönelttim Uraz'a. Şarkı hala arkadan çalmaya devam ederken.
"Benim mi?"biraz duraksadı.
"Benimkiler ile görüşmüyorum."dedi. "Nedenki aranız mı bozuk ki eğer özel değilse."dedim merakla.
İlk başta biraz duraksadı,düşündü.Ve ardından konuşmaya başladı.

"Aslında sadece annem ile konuşuyorum."
"Peki ya baban?"
"Babam. Aslında ben baba bile demek istemezdim."
"Nedenki?"diye sordum.
"Babam annemden neredeyse nefret ediyordu güzel bir evlilikleri yoktu ve bende öyle bir ortamda büyüdüm. Babam anneme sürekli kötü davranıyordu. Hatta bana bile. Benim müziğe ilgim olduğunu ona
söyleyince çıldırmıştı. Hatta o gün bana hiç bağırmadığı kadar çok bağırmıştı. "Sonra.."dedi ve durdu birden.

"Sonra? Anlatmak istemiyorsan gerçekten sorun değil bak Uraz."
"Gitarımı..Gitarımı kırmıştı. Bu belkide lisedeki bi çocuk için aşırı kötüydü. Bütün yazdığım sözleri hepsini yırtıp atmıştı. Ve benim asla müzik yapmayacağımı söylemeye başlamıştı. Bu ona tamamen karşıydı."
"Ama.."dedi.
"Annem ise tam tersiydi beni herzaman lisede olsun veya daha küçükken herzaman destek çıkmıştı bana o gitarımı annem almıştı.."

Yüzündeki üzüntüyü görebiliyordum. Belkide bunları hatırlamak onu fazlasıyla üzmüştü.
"Herneyse Eftelya bunları şuan hatırlamak istemiyorum bu ortamı böyle üzücü şeyler ile bozmasak mı?Geldi ve geçti sonuçta.
'Geldi ve geçti.'
"Ama hala onlar içinde kalmaz mı Uraz? Hala onlar ruhunun bir köşesinde bir yara izi olarak kalmaz mı?"
"O yara izleri herzaman kalır."dedi sessizce.

Konuyu daha fazla açmak ve derine girmek istemiyordum belkide daha başka şeyler de yaşamış olabilirdi ama bunu sormak belkide haddime değildi. Belki konuşmak istemezdi. Bunu düşünürken ardından Uraz konuşmaya başladı.
"Teşekkürler Eftelya."
Ne? Neden teşekkür ediyordu ki?
"Neden teşekkür ediyorsun Uraz?"
"Beni dinlediğin için. Yani bunu daha önce kimseye anlatmamıştım sana nasıl anlattım şuan bilmiyorum."
"Herzaman sana yardımcı olmaya çalışırım sorum değil. Ve ayrıca insanları dinlemeyi severim.

Uraz bir süre durmuştu. Sanki bişey sormak istiyordu cesaret edemiyordu. En sonunda konuşmaya başladı.
"Peki ya kaza nasıl oldu?bilmiyorum hatırlıyor musun veya anlatmak ister misin?"
"Hepsi benim aptallığım yüzünden."dedim yutkunarak.
"Neden öyle diyorsun."
"Sırf benim istediğim elbiseyi almak için arabaya binmiştik ve mağazaya gidecektik. Sonra elbiseyi aldık ama onun dönüşünde oldu birden araba.." dedim ve duraksadım.

Araba birden bizim önümüze çıktı.. Ve ozaman babam frene bassa bile durduramadı." "Aslına bakarsan kardeşim ile ikimizin yaşaması belkide mucize gibiydi." "Ama annem ile babam hakkında aynı şeyi söyleyemem arabanın önü okadar kötüydü ki.."dedim hıçkırıklarımın arasında.
Uraz beni doğrultup kollarının arasına almıştı.
"Sen ağlıyor musun Eftelya?"
"Hayır."dedim ama apaçık bariz bir şekilde ağlıyordum.
Uraz gözyaşlarımı sildi.
"Bari sende ağlama Eftelya."
"Ağlamanı istemiyorum tamam mı bunu aslında sana anlattırmamalıydım işte aptal merakım unut gitsin tamam mı ağlama lütfen Eftelya."
Şuan okadar garip duygular içerisindeydim ki. Uraz kaç dakikadır ağlamamam için sürekli bişeyler anlatıyor, kafamı dağıtmaya çalışıyordu. Hatta kedisini de yanımıza almıştık, ben iyi olayım diye. Ben biraz daha kendimi iyi hissettikten sonra üzerimdeki yorgunluk ile koltukta Uraz'ın yanında uyuyakalmıştım.


Only you and music |  Yarı TextingWhere stories live. Discover now