4. Bölüm

124 23 14
                                    

Seungmin sabah ağlayarak uyandı. Çoğu sabah böyle uyanıyordu. Yorulmuştu artık.

Felix arkadaşının ağladığını anlamış olacak ki bir kaç mırıltı ile uyandı ve kendini Seungmin'in yanına bıraktı.

Seungmin dolu gözlerle arkadaşına bakıyordu. Felix bu görüntüye karşılık buruk bir gülümseme bırakmıştı. "Yine aynı kabus mu?" bunları söylerken saçlarını okşuyordu arkadaşının. Seungmin sadece başıyla onaylamıştı.

Felix arkadaşını kolları arasına alıp sıkıca sarıldı. Seungmin bunu bekliyormuş gibi kollarını hemen Felix'in beline dolamıştı.

Ne kadar süre böyle kaldıklarını bilmiyorlardı. Ama ikisi de bu durumdan oldukça hoşunttu.

Felix saçlarını okşadığı arkadaşının saçlarına ara ara öpücükler konduruyor, daha da iyi hissetmesini sağlamaya çalışıyordu.

Oldukça başarılıydı da.

Seungmin sarılmayı sevmezdi. Ama sarıldığı kişi Felix ise her şey tersine dönüyordu. Felix'in kolları arasında olmayı seviyordu.

Bir kaç dakika sonra kapı çalınmıştı. İkisi de kapıya baktıktan sonra bir birlerine bakıp gülüşmüşlerdi. Aynı anda 'gir' diyince gülüşleri biraz daha artmıştı.

İçeri giren hyungları bir şey demeye hazırlanıyorken iki küçüğünü sarıldığını görünce ne olduğunu anlamış ama ses etmeden gülümsemeyi seçmişti. Kollarını bir birine dolamış sanki suç işlemiş çocukları yakalayan bir anne gibi duruyordu.

"Bensiz sarılıyorsunuz demek? Aşk olsun." hyunglarının sitemli sesi onlara komik gelmiş ikisi de kıkırdamıştı. Ardından ikisi de bir kolunu açmış, hyunglarını yanlarına çağırıyorlardı.

Chan da bu görüntü ile huysuz modundan çıkıp gülümsemişti. Çok geçmeden küçüklerinin açtığı yere kendini bırakmış üçü birlikte kahkahalar eşliğinde sarılmışlardı.

Onlar böyleydi. Acısıyla tatlısıyla her zaman bir birlerini yanındaydılar. İçlerinden her hangi birine bir şey olsa, diğerleri onun için orada olurdu.

Tabi bu hale gelmeleri kolay olmamıştı.

Seungmin'in ailesi yoktu.

Seungmin yetimhanede kalıyordu. Hayatı korkunçtu. Orada ki diğer çocuklara ve kendisine köle gibi davranıyorlardı. Bazenleri yemek verilmiyor soğuk sularda duş almak zorunda kalıyorlardı.

Yedikleri tokatlar, yumrukları.. Seungmin hatırlamak istemiyordu.

Bu yüzden sessizleşmiş içine kapanmıştı. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Kimseyi tanımak istemiyordu. Herkes onun gözünde kötüydü.

Daha çok küçüktü Seungmin. Bütün çocuklar çok küçüktü. Peki yetimhane de ki kişiler bunu düşünüyor muydu?

Asla.

O çocuklar onlar için bir deney faresinden farksız değildi.

O gün gelmişti, Seungmin'in en korktuğu gün. Müdür Seungmin'i alıp odasına götürmüştü. Korkuyordu çok korkuyordu. Burada ona her şeyi yapabilirdi.

Titrerken omuzunda müdürün kolunu hissetti. Ona dönmeye bile korkuyordu. Gözlerinin kapalı olduğunu bile o an fark etmişti.

Gözlerini araladığında önünde minik bir paket beyaz toz vardı. Bunun ne olduğunu bilmiyordu. Daha önce görmemişti.

"Bunun için toz şeker var yemek ister misin?" müdürün sesini duyduğu anda irkilmişti. Şeker diye düşündü. Uzun zamandır yemiyordu. Küçük olan her çocuk şeker severdi değil mi?

MODEL - hyunmin Where stories live. Discover now