8. Bölüm

99 21 13
                                    

Hyunjin hızlı adımlarla evine ilerliyordu. Yan komşularından biri evinin önünde iki kişi olduğunu ve durmadan kapıyı çaldıklarını söylüyordu. Uzun süredir orada durduklarını da öğrenen Hyunjin acele ile kampüsten ayrılmış evine gidiyordu.

Otobüs beklerse bir saat kadar bekleyeceğini bildiği için yürümeyi seçmişti.

Evi görüş alanına girerken, kapının önünde ki iki bedene baktı. Uzaktan da olsa tanıdık gözüküyorlardı. Daha çok yaklaştığında onların kim olduğunu anladı.

Yürümeyi kesip koşarak evin önüne geldi ve gülümsedi. "Ne bu sürpriz?" sesini duyup ona dönen bedenlerden kısa olan aynı kendisi gibi gülümseyip boynuna sarılmıştı. "Yaptık bir şeyler kuzen."

Hyunjin boynuna sarılan bedenin beline kollarını dolarken onları ne kadar özlediğini geçirdi içinden.

Jisung ve Jeongin

Jisung, Hyunjin'in kuzeniydi. Evleri yakın olduğu için kardeş gibi büyümüşlerdi. Küçükken Jisung Hyunjin'le evlenme hayalleri kuruyordu. Hyunjin buna her zaman güler, evleneceklerini söylerdi.

Jeongin, Jisung'un dört yıllık sevgilisiydi. Lise son sınıfta Jeongin arkadaşı için girip çıktığı sınıfta Jisung'u görünce ilk görüşte vurulmuştu çocuğa. Arkadaşı sayesinde onun hakkında bazı şeyler öğrenmiş, bir zaman sonrada çocukla konuşmaya başlamıştı. Çok geçmeden sevgili olmaya karar veren ikili dört yılı devirmişti.

"Ben de varım ya hani?" Jeongin'in sitemli sesiyle ikili ona doğru baktı. Kollarını bir birine dolayan Jeongin oldukça komik gözüküyordu. Jisung, Hyunjin'den kollarını çekip bu sefer sevgilisinin boynuna doladı. "Sen kıskandın mı?" Jeongin bir şey demeden Jisung'a sarılırken, Hyunjin kusuyormuş gibi hareket yapmıştı.

Aklına gelen şeyle normal haline dönerek sarılan çifte baktı.

"Evet Jisung, beni aramak yerine neden kapımı alacaklılar gibi çalıyorsunuz? Bütün mahalle bizi konuşuyor." Hyunjin'in sorusu ile ikisi de ne diyeceklerini düşünüyordu. Sözü Jisung devraldı. "Sana sürpriz yapalım demiştik. Ders saatlerini de bilmiyorduk. Uyuyorsun sandık." Hyunjin inanmaz bir şekilde Jisung'a bakıyordu ardından bakışlarını Jeongin'e çevirdi. "Hadi bu deli aklı basmıyordur. O kadar zil çalmaya uyanmam mı? Ne diye aramıyorsun beni?" Jeongin ellerini önünde bağlayıp kafasını eğerek susmayı seçti.

"Hey! Ben gayet akıllıyım, bana deli demeye nasıl cüret edersin." Jisung kaşları çatık bir şekilde Hyunjin'e bakıyordu ki kendisine ağır ağır dönen gözlerle susması gerektiğini anladı.

"Her neyse olan oldu. Hadi içeri geçelim." Çantasından çıkardığı anahtarı ile kapıyı açtıktan sonra eve girip ayakkabılarını çıkardı. Diğer ikiside aynı şeyleri yaparken beraber içeri geçtiler.

Jisung kendini hemen koltuğa bırakırken derin bir oh çekti. "Kapının önünde ayakta beklemek çok yorucuydu." Hyunjin kafasını bundan adam olmaz der gibi sallayıp tekli koltuklardan birine geçti. Jeongin de sevgilisinin yanına otururken sessizlik hakimdi.

Sessizliği bozan Hyunjin oldu. "Nereden geldi yanıma gelmek?" Jeongin arkasına yaslanırken, Jisung'da onun göğüsüne yaslanmıştı, gözleri kapalıydı. Hyunjin bu görüntüyü gülümseyerek izledi.

"Uzun zamandır gelme planı yapıyorduk. Ne zaman olacağına karar vermemiz gerekiyordu. Biz de karar vermeyince birimiz ay birimiz gün söyledi. İşte on bir mart günü buradayız." Jeongin'in anlattığı hikayeyle Hyunjin gözlerini kapatıp elini alnına dayadı. Onları bazenleri anlamıyordu.

"Hyunjin bizi gördüğün için çok mutlusun biliyorum ama bu kadar da belli etme mutlu olduğunu." Jisung'un üzüntülü ama alay dolu sesi kulağına gelince yan bir şekilde sırıttı. "Evime hoş geldiniz başımın belaları."

MODEL - hyunmin Where stories live. Discover now