» ' kaybedişler ve umutsuzluklar '

54 10 336
                                    

3. Bölüm - Yanan Hastane

" Bizi zaman yenecek ama hatıralar kalacak "

Harry iç çekerek Klaus'a baktı.

Babasının defterini çöpe mi atmıştı gerçekten? Hani her yeri aramaya hazırdı ama çöp kutusu? Açıkçası ilk tercihi olmazdı.

"Klaus neden bulduğun eşyaları içine bile bakmadan çöpe atıyorsun? Neden ya neden? Nasıl bir sebebi olabilir?"

"İşime yaramıyorlar çünkü!" dedi Klaus, dünyanın en bariz şeyiymiş gibi. "Hem senin ne işine yarayacak ki?"

"Babam biyolojik ailemle ilgili notlar tutuyordu onun içinde. İhtiyacım var."

Yalandı.

'Yalan söylediğine dair yemin edebilirim," dedi Ben, Klaus'a. Ama gözleri Harry'e dikiliydi. 'Bunu neden şimdi umursadığını sorsana.'

"Hani dünyanın sonu geliyordu? Ne önemi var?" diye sordu Klaus, umursamaz şekilde.

Bir de o mesele vardı tabi. Harry buna el atmadan önce güçleri ile ilgili defteri karıştırmayı planlıyordu.

Harry ne diyeceğini bilemeyerek sustu. Babasının eşyalarını merak bile etmeden çöpe atan Klaus bunumu merak etmişti gerçekten?

Aniden başına giren sancı ile elini alnına götürüp gözlerini yumdu. Çok sık olmazdı ama bazen uyanıkkende psişik görüleri görürdü. Şimdi gözünün önüne gelen şey ise Five'tı.

Siktir.

Yaralanmış mıydı?

Aptal.

Harry endişeyle soludu ve yerinden kalkıp yangın merdivenlerinden çıkmaya başladı.

"Hey! Nereye?"

"Birazdan döneceğim." dedi Harry, hâlâ çöp kovasının içinde bulunan Klaus'a hitaben. "Bir yere kaybolma."

'Sence de biraz tuhaf davranmıyor mu?' dedi Ben. Gözleri merdivenlerden çıkan Harry'e odaklanmıştı.

Klaus omuz silkti. Harry'di işte. Ne olabilirdi ki?

Harry merdivenlerin en üstüne ulaştığında Five'ın odasının içine baktı. İlk başta kimseyi göremedi ama daha sonra mavi bir ışıkla oda da Five belirdi.

Gömleğin sağ kolu kan olmuştu. Kim bilir ne halt ederken yaralanmıştı. Five elindeki bir çantayı yatağın yanına bırakırken Harry içeri ışınlandı.

Pencereden girmeyi düşünmüştü ama böylesi daha eğlenceliydi.

"Ne halt yedin sen?"

"Ben mi?" Five omuz silkti ama bunu yaparken bir anlığına yüzünü acıyla buruşturmuştu. "Hiçbir şey."

Yara kesin omzundaydı.

Harry ayağa kalktı ve Five'ın gömleğinin düğmelerine yöneldi. "Çıkar şunu."

Five sırıttı. "Sence de biraz fazla hızlı hareket etmiyor muyuz?"

'Ne alaka' dermiş gibi bir bakış attı Harry. Five'ın yüzünde bulunan küçük sırıtışı gördüğünde anlamıştı ama anlamasa daha iyiydi sanki.

"Aptal," diye mırıldandı Harry. Yüzü kızardıysa eğer oturup ağlayabilirdi. "Otur şuraya, gömleğini çıkart."

Bir kaç saniye odaklanıp kendini ilk yardım malzemelerinin yanında bulduğunda, ellerini ısınmış yüzüne karşı hafifçe salladı.

"Geri zekalı. Geri zekalı bu çocuk."

Odaya geri dönüp Five'ın aynanın karşısında yarasına baktığını gördüğünde, "Sana oturmanı söylemiştim," dedi.

𝐃𝐢𝐬𝐚𝐬𝐭𝐞𝐫 𝐈𝐭𝐬𝐞𝐥𝐟 Where stories live. Discover now