You Put Your Arms Around Me and, I am Home

94 15 49
                                    

🎶Bölüm şarkısı: Softcore/The Neighborhood 🎶

***

Holmes Chapel kasabasında yağmurlu bir pazartesiydi. Harry, gözleri açılır açılmaz komidinin üstünde duran telefonunu avuçladı. Ruhunu kemiren bu kaygıdan kurtulabilmek için bir an önce günlüğünü bulması gerektiğini biliyordu.

Yeşil gözleri Louis'in bildirimine iliştiğinde aklındaki  düşünceler silikleşti ve pembe dudakları sevinçle yukarı kıvrıldı. Bütün bu iç sıkıntılarından onun var olduğunu anımsayarak sıyrılıyordu.

Boobear🩵 : Uyan artık

seni özlüyorum

Hazza🐸 : Beni on dokuz saat bekleyemiyor musun?

Boobear🩵: Harry, hayatım boyunca seni bekledim.

Tanrı aşkına, beni ızdırabımdan kurtar ve sana çikolata parçacıklı çöreklerle kur yapmama izin ver!!

Telefonuna doğru kıkırdadı. Yerinde dönüp penceresinden dışarı baktı, Louis'in de kendi yatağında yuvarlandığını ve penceresinden dışarı baktığını hayal etti. Onu ilk gördüğü andan itibaren nezaketin zıt kutbunda olduğunu düşünmüştü ama bazen hayatında duyduğu en romantik ifadelere rastlıyordu.

Hazza 🐸: Yani bir günde iki randevudan mı bahsediyoruz?

Boobear🩵: Daha çok büyük, şişman, hiç bitmeyen bir randevu gibi düşünüyordum.

Hazza🐸: Çörekler ve akşam yemeği arasında ne yapacağız? 😏

Sevgilisinden çılgınca bir plan ya da alaycı bir şaka bekledi ama Louis, ona beklediğinden çok daha fazlasını vermişti.

Boobear🩵: Ne istersen, Hazza. Senin yanında olduğum sürece mükemmel bir gün olacak.

Ve işte o an Louis'in doğru kişi olduğundan emin oldu. Onunlayken mutluluk maskesi takıp olmadığı biri gibi davranmak zorunda bile kalmıyordu. Dudağını dişleyerek mesajı defalarca okudu. Doncaster aksanı neredeyse beyninin içinde yankılandı. Mesajı son bir kez daha okurken yeni bir mesaj bildirimiyle telefonu titredi.

Boobear🩵: On beş dakikaya evden çıkmış ol bebeğim

Sevgilisini görecek olmanın verdiği heyecanla yatağından aceleyle zıpladı. Dolabında kıyafetlerini ararken odaya bir anda elindeki kirli sepetiyle annesi daldığında irkilerek meme uçlarını kapattı.

"Arada bir kapıyı tıklasan hoş olurdu."

"Yüce İsa aşkına! Neden her şey yerde?!"

"Yerçekimi, anne."

"Ne kadar dağınık bir oğlansın! Senden hiç bir halt olmaz. Hiç utanmıyorsun, değil mi? Şu odanın haline bak!" Yerdeki tişörtleri kirli sepetine atarken uzunca söylendi. Harry onu duymamazlıktan gelerek bir köşede hızla üstünü giyindi. Gözleri Louis'in evinin üzerindeydi. Hareketlenmeyi sezdiğinde perdeyi hafifçe kenara çekip pencereye yapıştı.

Louis kendine özgün ışıltısıyla, sanat eserinden farksız görünerek güne başlamaya hazırdı. Basit siyah bir kapüşonlu giymesine rağmen üzerindeki duruşu özel, pahalı bir tasarım ürününü aratmıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lost In The Same Jungle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin