Set My Soul On Fire, Baby

297 49 153
                                    

Louis okul bahçesinin en ücra köşesindeki çimenliğe oturup sigarasını yaktı. Sürekli saatine bakıyor, okulun bitmesini büyük bir heyecanla bekliyordu. Uzaktan Zayn'in ona doğru yürüdüğünü farketti. Genç oğlan endişeli görünüyordu.
"Lou, n'apıyorsun?! Tüm paketi bitirdin!"

"Zaman öldürüyorum."

"Zaman seni öldürüyor da farkında değilsin!"

"Bak sen!" Louis sırıttı. "...Ölüm zaten kaçınılmaz bir sondur. Siktir et."

Louis'in yanına çömelirken cevapladı. "Bugün sende bir haller var ama anlatmıyorsun..."

"İnan bana bilmek istemezsin."

"Seni bu kadar gülümseten şey ne açıkçası içim içimi yiyor."

Louis sadece omuz silkmekle yetindi. Hayatının en büyük hatası cinsel kimliğini insanlara açmaktı ve doğrusu bu hataya tekrar düşmek gibi bir niyeti yoktu. Zayn sigarasını yaktıktan sonra devam etti. "Neyse. Daha büyük bir problemimiz var..."

"Hayır, senin bir problemin var. Benim ise sadece başını sürekli belaya sokan aptal bir arkadaşım."

"Dinleyecek misin beni?" Zayn göz devirdi.

"Bekle! Sanırım kafam henüz bunu dinleyebilecek kadar güzel değil." Kıkırdadı kendi kendine.

"Akşama bir partiye davetliyiz ve ben oraya gitmek zorundayım, yani sende geliyorsun. Tek sorun babamın arabasını çalmamız gerekiyor."

"Babanın benim patronum olduğunun farkında mısın?"

"Sadece şunu hatırla...eğer yakalanırsak, ben sağır oldum sen ise kafana yediğin darbe sonucu artık ingilizce bilmiyorsun."

**

Harry teneffüs zilini duyar duymaz sınıftan fırladı. Henüz Louis'e tam olarak ne söyleyeceğini bile planlayamamıştı. Elbette ders boyu iç sesiyle bir prova yapmıştı fakat Louis'in elektrik mavisi gözlerinin dikkatleri dağıtma gibi bir özelliği olduğunu da hesaba katmak gerekiyordu. Kırmızı dolabına kitaplarını bırakmak için koşuşturdu. O telaşe sırasında ona doğru yaklaşan tanıdık suratı farketememişti. Harry, dolabını kapatıp kilitlerken hemen yanında Gemma'nın onu beklediğini gördü.

"Oh Gemma! Korkuttun beni."

"Korkağın tekisin. Benle bir alakası yok." Dedi ve gözlerini devirdi. "...Bugün okuldan annem alacak bizi. Seninle daha fazla görünerek itibarımı zedelemek istemiyorum. Yürü."

"Ama benim, um, bir projem var da..."

"Harold-" Gemma'nın sözünü bir anda yanlarında beliren Louis kesti.

"Merhaba! Gemma, değil mi? Tanıştığıma memnun oldum. İnanılmaz benziyorsunuz!"

"Lütfen bunu bir daha söyleme. Ayrıca sen kimsin?"

"Gem, bir projem var dedim ya-" Harry lafa atladı.

"Neyse ne, annemi bekletme." Gemma kalabalık koridorda hızla yürüyerek kayboldu.

Harry utancından Louis ile göz teması bile kuramıyordu.
"Vay canına, beni bir proje olarak görüyorsun hm, Haz?" Mavi gözlü oğlan kocaman sırıttı.

"Hayır, hayır. Öyle demek istemedim.Biz onla pek yakın değiliz de..."

"Yanlış anlama ama, ablan tam bir baş belası gibi duruyor. "

Lost In The Same Jungle Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin