giriş

529 21 5
                                    

Selaaaaaaaam!

Okumaya başladığınız tarih💖?

-----------------------------------------------------------

Çoğu zaman olduğu gibi gitarımı sırtlayıp sahil kenarına gelmiştim. Telefonumu tripoduma sabitledikten sonra gitarımı kılıfından çıkardım ve video çekmek için herşeyi hazır hale getirdim.

Gitar çalıp şarkı söylediğim ve bazen kendi fotoğraflarımı paylaştığım aktif bir Instagram hesabına sahibim.

Kendi çapımda iyi bir takipçimde vardı. En azından yaşadığım şehirde az da olsa kendi yaşıtlarım tarafından tanınan biriyim.

Gitarımın akordunuda kontrol ettikten sonra kayıt tuşuna bastım.

"My girl Liddy used to always smoke
Cigarettes when she couldn't sleep
She'd disappear for an hour and a half
And when she'd come back she'd brush her teeth"

"Sesin güzelmiş"

Ekim ayında olduğumuz için sahil genelde boş olurdu. Konuşan kişiye bakmak için arkamı döndüğümde, uzun boylu, tahminen yirmili yaşların başında genç bir erkek gördüm.

"Teşekkür ederim"  cümlemi bitirir bitirmez uzun boylu yabancı yan tarafıma benim gibi çöktü.

"Yanıma oturmak için benden izin aldığını hatırlamıyorum."

"Boşver, bende izin aldığımı hatırlamıyorum zaten" diyip gevşekçe sırıttı. bu tavrı ve cümlesi beni sinirlendirmeye çoktan yetmişti.

Sesimi biraz yükselterek "yanımdan kalkmak için on saniyen var" dedim. Surat ifademdeki ciddiyetide gördükten sonra yerinde biraz kıpırdanarak kendini düzeltti.

"Tamam şampiyon sakin ol, kötü bir niyetim yok. İstek şarkı alıyor musun?"

"Ordan bakınca tek kişilik türkü bara mı benziyorum kardeşim? Zaten videom mahvoldu."

Cümlemden sonra kafasını yana çevirdiğinde telefondaki açık kaydı görüdü, ve gülerek el sallamaya başladı.

Onu ilk gördüğümde yirmili yaşlarda zannediyordum ama bu tavırlarından sonra gözüme üç yaşındaki bir çocuktan farksız gelmişti.

Tam telefonumu alıp kaydı kapatacakken parmağında gördüğüm kesik dikkatimi çekti.

Parmağı kanıyordu. Peçete sarmıştı ama sanırım pek bir işe yaramamıştı.

Peçete yi bastırmak yerine burda boş yaparsa bir işe yaramaz tabi.

"Hey parmağın kanıyor!" Deyip elini hızlıca avucumun içine aldım.

Sanırım gerçektende hızlı davranmıştım çünkü iki saniye daha düşünsem bu hareketi yapmazdım.

"Tamam sakin ol yok birşey, hem hemen geçer zaten ufak bir kesik" eğer bu cümleyi söylerken yüzünde yine o pis sırıtışıyla avucumun içine aldığım eline bakıyor olmasaydı bu hareketimden dolayı hemen pişman olmazdım.

"Aman, bencede yok birşey.  Domuz gibisin"  avucunun içine aldığım elini sert bir şekilde ona geri ittirdim. Sonra arkamdaki çantamı uzanıp aldım ve içini karıştırmaya başladım. Aradığım şeyi bulduktan sonra çantamdan çıkarıp sağ avucumun içine sıkıştırdım ve ayağa kalktım.

Benim ayaklandığımı görünce hemen kendiside ayağa kalktı ve karşıma geçti.

"Avucunu aç" dediğimde anlamsız gözlerle avucunu açıp bana uzattı.

"Al" dedim ve sağ avucumdaki siyah yara bandını elinin içine bıraktım. Bırakır bırakmaz arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Zaten video çekecek hevesimde kalmamıştı.

"Adını söylemeden gidecek misin? Ben Gediz. Tanıştığımıza memnun oldum" arkamdan gelen kalın ve gür sesi duyduğumda istemsiz gülümsedim ve adımlarımı durdurmadan cevap. Verdim.

" Videomu mahvetmiş olsanda bende tanıştığımıza memnun oldum Gediz."  İsmini söylemek bana nedense bir garip hissettirmişti buna rağmen devam ettim. "Bende Ağustos böceği"

Arkadan varla yok arası "Ağustos böceği mi?" Diye şaşkına fısıldadığını duymuştum. Bu komik ses tonu boşluğuma gelmiş olacakki sesli bir şekilde güldüm.

"Görüşürüz Ağustos böceği!"  Bana söylediği son şey bu olmuştu.

"Sanmıyorum Gediz" dedim ve kulaklığımı takıp eve doğru yürümeye devam ettim.

Sanırım yaşadığım en garip günlerden biriydi.

------------------------------------------

Selammm! Yazdığım ilk kurgu ve tamamen eğlencesine yazılmıştır. Umarım sizde okurken az da olsa eğlenirsiniz💖

AĞUSTOS BÖCEĞİ | YARI TEXTİNG Where stories live. Discover now