1.3

161 11 15
                                    

Oy verip, satır arası yorum yaparsanız çok sevinirim💖

Keyifli okumalarrr🌸
______________________________________

"Evet ağabey, bende anlamadım zaten ne olduğunu. Okuldan çıktıktan hemen sonra midem bulanıyor deyip kusmaya başladı."

Okuldan çıkmış, okulun ilerisindeki sokağın kaldırımına yayılmış bir vaziyette oturuyorduk. Yanımızdan geçen teyzelerin yargılayan bakışları pek umrumuzda değildi. Çünkü önemli bir sorunumuz vardı.

SARP BUGÜN İÇİN PATRONUNDAN İZİN ALMAYI UNUTMUŞTU.

beyefendinin aklına izin almadığı sondan bir önceki ders gelince, son ders boyunca ne yalan uydursak diye düşünmüştük.

Şuan ise Sara patronla konuşma görevini üstlenmiş, usta bir şekilde yalanlarını sıralıyordu. Sarp ve ben ise Sara'nın bu performansı karşısında sessizce alkış tutup, çekirdek çitliyorduk.

"Midesine birşey dokundu sanırım, Serum taktılar şimdi. Sarp' a mı vereyim?" Sara kafasını telaşla bize çevirip, Sarp'a kaş göz işareti yaptı.

Bu hareketi tepkisiz kalınca, bu seferde telefonu uzattı. Sarp korkudan telefonu almamak için karşı kaldırıma koşmaya başladı.

Sara'nın son umudu ben kalmıştım. Bizim aramızda da sözsüz bir bakışma geçerken, Seyit abinin gür sesi duyuldu.

"Alo, sesim gelmiyor mu? Sarp'a ver de bir sesini duyayım. Bir ihtiyacı var mı diye."

Ağzımı oynatarak "uyuyor de" dedim. Sara, derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Alo, ay Seyit abicim sesin kesik kesik geliyor. Çekmiyor burda sanırım. Sarp uyuyor şuan, yazık belliki çok halsizmiş."

Uzaktan herşeyin yolunda olduğunu gören Sarp, yavaş adımlarla tekrardan yanımıza geliyordu. Bunu gören Sara, hem konuşup hem de çantasının açmaya başladı.

Merakla ne aradığına bakarken, içi kalem dolu olan koca kalemliğini çıkardı ve hiç acımadan yanımıza gelen Sarp' a fırlattı.

Sara' nın bunu yapmasını aklımın ucundan bile geçirmediğim için ağzım on karış açılmıştı. Sarp ise kendini çoktan yolun ortasına atmıştı.

"Hain kadın! Kemiğime geldi ahh." Bir yandan iki eliyle dizini tutmuş diğer yandan ise fısıldayarak Sara'ya laf yetiştiriyordu.

Sonunda Sara telefonu kapattığında, kahkaha atmaya başladım. Gülmeme sinirlenen Sarp, ayak ucundaki kalemliği alıp bana fırlattı. Ama salak canının ağrısından düzgün hedef alamadığı için ıskalamıştı.

"Hahah gerizekalı ıskaladın" gülmemi artık durduramıyordum ki, Önümüzde duran lüks arabayla gülmem sonlanmıştı.

Bizimkilere baktığımda benim gibi ayaklandıklarını gördüm. Tam ilerlemeye başlayacaktık ki, arabadan inen kişiyle olduğumuz yerde durduk.

Arabadan inen kişi Gediz' in ta kendisiydi.

"Kanka polis maaşı bu kadar yüksek miydi ya?" Sarp'ın kulağıma fısıldadığı cümle, hayatımda duyduğum en mantıklı şey olabilirdi.

"Peri, evlenince beni evlatlık alın lütfen. Evinizi bile pisletmem, bu arabada uyurum ben."

Bu ikisi çıldırmış demek isterdim ama bu arabayı gördükten sonra benim bile beynim sulanmış olabilirdi.

AĞUSTOS BÖCEĞİ | YARI TEXTİNG Where stories live. Discover now