Maskeli Çocuk.

1.9K 269 856
                                    

Bu bolumu 200 oy yapar miiyiiizzz

-Ertesi Gün, Tuana Naz Tiryaki'den-

"Efe," dedim okulun başlamasına yirmi dakika kalmasına rağmen hala uyuklayan Çağan'a. Aşırı derecede uykucu bir çocuktu. Hiç mi değişmezdi ?

At kuyruğu biçiminde havada tuttuğum saçıma lastiği bağlamak için dişimle kolumdan çekiştirdim ve saçıma geçirdim. Gerip birkaç kez doladıktan sonra hala uyanmayan ve bacağı koltuktan sarkan Çağan'ı ayağımla dürttüm.

"Ya kalksana geç kaldık diyorum!" dediğimde başını kaldırmadan gözlerini araladı ve birkaç saniye hayatı sorgulayan bakışlar attı. Gözleri bana dönünce kısılan gözleriyle sol yanağındaki gamzesini çıkararak gülümsedi.

"Günaydın," dedi uykulu bir sesle. Bu niye salak salak sırıtıyordu ?

En son koluna vurdum ve onu çekiştirmeye başladım.

"Ya salak mısın hala sırıtıyor bir de kalksana oğlum!" dedim. "Geç kaldık ya geç!"

"Of sen de ne inek çıktın ya," dedi.

"Canım benim kalk diyorum yoksa seni fena yapacağım diyorum." dedim dişlerimin arasında.

Ben öyle diyince birden kolunu uzatıp belime sardı ve beni kendine çekip bilerek üzerine düşürdü.

"Ya napıyorsun!" dediğimde gülümseyerek bana baktı ve elini yavaşça bacağıma koyup bacağımı da üzerine çekti ve tamamen üzerine yatırmış oldu. "Delirdin sanırım sen." dedim kafasına vurup.

"Benim günlerim asıl sen hayatıma girince aymış meğersem," dedi. Aşağı doğru bakmadan toplanan okul eteğimi düzeltti ve birden naifçe burnumdan öptü.

Hiç ses etmediğinde bir an aşırı hoşuma gitmişti.

"Okula gitmemiz lazım," dedim sesim kısılırken. Büyük ihtimal sesimin kıaılmasına güldü ve koltuğa biraz daha yerleşti.

"Sen bu kadar minik miydin ya," dedi bana kollarını dolayıp. Bu samimiyeti ve yakınlığımız heyecandan boğazımı kuruttuğunda cevap veremedim.

"Biliyor musun," dedi birden beni koltukta soluna doğru bırakıp yanına yatmama sebep olduğunda. Bana biraz daha yaklaştı ve koltukla kendi arasında sıkıştırdı. "Bir akşam sadece seninle uyusam bütün dertlerim kaybolur." dediğinde yüzüne doğru yaklaştım.

"Sen değil miydin bizi aynı eve sokmamalılar diyen ?" dedim. Bakışları dudaklarıma doğru kaydığında hafiften yandan bir tebessüm bıraktım.

"Senin sorunun da bu işte." dedi birden. "Yasaklanması gereken bir şeysin ama çokta insanı kendine çekiyorsun. Ne senle ne sensiz." dedi.

"Efeciğim," dedim söze başlayacakken.

"Söyle Efe'nin Naz'ı söyle noldu, söyle buyur emret kulun köpeğin olsun Efe senin!" dedi keyifle.

Ona bir milim daha yaklaştım ve gözlerine baktım.

"Okula gitmemiz gerekiyor Efeciğim." dedim ve işaret parmağımla alnını ittirdim. Ofladığında üzerine çıkıp tekrar ona bakarak yere indim.

"Beş dakikan var," dedim. Odadan çıkarken beni bir süzdü ve göz göze geldiğimizde kapıyı kapatıp odadan çıktım.

Dün bana açılmıştı. Seni seviyorum demişti. Ama ben hiçbir şey diyememiştim. Çünkü hislerimi tanımlamakta tam bir beceriksizdim.

Aslında hayır.

Hislerim varsa da geçmişteki hatama dönüşür mü diye korkuyordum.

Diyelim ki sevgili olsaydık. Ya Çağan da Alp gibi bana ihanet etseydi ? Bu defa bunun altından kalkamazdım. Kalkarsamda bir duygusuza dönüşürdüm.

DeğişimWhere stories live. Discover now