Bir Devrin Kapanışı.

1.7K 235 1K
                                    

And i feel nothing for you.

Oy verjr misinizzzzzzzzzz




-Ertesi Sabah, Tuana Naz Tiryaki'den-

Dünya'nın en kötü iki hissi vardı.

Ya biri tarafından uykunuzun en güzel yerinde bölünmesi ya da yanlışlıkla uykunuzun kaçmasıydı.

Öncelikle günaydın. Biliyorum konuya çok bodozlama daldım ama hepsi tamamen geri zekalı Çağan yüzündendi.

"Ya ne istiyorsun," hala uyuklamamın arasında kulağımdaki telefona boğuk sesimle bağırıp.

"Ya kızım," dedi Çağan. "Okullar bugün tatil edilmiş şiddetli rüzgar tehlikesinden çatı uçar falan diye."

"Metropoldeyiz Çağan. Ne çatısı ne uçması ?" dedim gözlerim hala kapanırken.

"Ya git onu da Milli Eğitim Bakanı'na sor. Ne bileyim ben ? Sen sabahın köründe boş yere hazırlanma diye ben seni uyardım sadece." dedi.

"Tamam şimdi de kapat o zaman." dedim yine soğuklaşan ses tonumla.

"Naz," diye mırıldandı. Yine başlamıştık. "Bir saat de olsa size gelip konuşmak istiyorum." dedi.

"Ne konuşacaksın ? Yüzün var mı ki konuşacaksın ?" dedim alayla.

"Naz lütfen," dedi. "Tüm gece bunu düşündüm Naz. Nolur yalvarırım bir kez de olsa konuşalım. Lütfen." dedi.

"Gelemezsin buraya," dedim. "Babam seni görürse iyi olmaz. Gerçi o çoktan işe gitmiştir ama yine de gelemezsin."

"Sen gel o zaman," dedi. "Lütfen Naz," dedi. "Seninle yüz yüze konuşmak istiyorum."

"Fikrimin değişmeyeceğini bir o kadar iyi bilmene rağmen hâla benden uzaklaşmamaya çalışıyorsun değil mi ?" dedim nefesimi vererek histerik bir şekilde gülüp.

"Ben sana yanlış yapmadım Naz," dedi. "Yemin ederim yapmadım."

"Bırak tamam kes sesini," dedim. "Öğlene doğru gelirim biraz daha uyuyacağım."

"Tamam," dedi. "Uyu tabii." dedi düşen ses tonuyla. "Görüşürüz," dedi.

"Görüşürüz," dedim kısa bir şekilde.

Görüşmek istemesemde.




Birkaç saat geçmişti. Saat 2'ye geliyordu ve yağmur yağıyordu. Ben kalktıktan sonra biraz hazırlanmış sonra da bir kot pantolon üstüne de beyaz boyunlu bir kazak giyinmiştim.

Düzleştirdiğim saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım ve üzerime düşen saçları elimle ittirdim. Yüzüme birazcık çok azıcık renk verdikten sonra mutfağa gittim.

Açtım ve biraz bir şey atıştırmazsam mide bulantısı beni daha da esir alırdı.

Hızlı bir ekmek arasına salam ve kaşar peyniri koyup tezgahın önünde hızlı hızlı yemeye başladım. Bittikten sonra dolaptan biraz meyve suyu almaya yeltendiğimde dolaptaki her zaman yapıp bıraktığım sütlü tatlıyı görmemle aklıma Çağan geldi.

Bu tatlıyı çok severdi.

Bir an aklım acaba ona da götürmeli miyim, düşüncesine kaydı. Sonra dün videoda gördüklerimden sonra kendimi ne kadar kötü hissettiğim aklıma gelince bundan vazgeçtim.

Moralim bozularak dolabı kapattım.

Çağan nasıl da bir anda her şeyi bok etmişti ama...

Nefesimi vererek mutfak masasına bıraktığım telefonumu alıp arka cebime koydum ve ince yağmurluğumu üzerime geçirip önümü kapattım.

DeğişimWhere stories live. Discover now