20. Bölüm ''İlk''

10.6K 784 529
                                    

20

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

20. Bölüm ''İlk''

*Bölüm sonu yetişkin içerik mevcuttur , dileyen son sahneyi geçebilir. (kesin geçersiniz de ben yine söyliim)



27.07.2023   12:48   Canını kederle tüketme !   William Shakespeare
_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

Hızlı solukların belli belirsiz sesi rüzgarın uçurduğu yaprakların hışırtılarına karışmaktaydı. Kalp atışları hızlanmış, gerginlik belirgince artmış olsa da fokurdayan kanları soğukluğunu korumuştu. Genç adamın kısılmış zifirileri ellerindeki gümüş silahlarının namlularına eş çevrelerinde gezdirmişti keskin bakışları. Görünürde tek bir kişi dahi yoktu. Fakat burada olduklarını biliyorlardı. Kahretsin ki bir kez daha Ahuzâr ile beraber çıktıklarında olmuştu bu baskın. Ve bu kez asıl hedeflerinin o olduğuna kesinkes emin olmuştu. Yalnızca kendisini istemiyorlardı. Ahuzâr'la birlikte istiyorlardı onu! Ama buna canı pahasına izin vermeyecekti. Sevdiği kadının kılına dahi zarar veremeyeceklerdi. İçine derin bir nefes çekmiş, kasılan çene kemikleri birbirine baskı uygularken zonklatarak mırıldanmıştı.

-Üç ! Koş Ahu!'

Dediğiyle ayı anda hareket ederek arazi aracına doğru koşup yamacına çöküvermişlerdi. Ve sanki bu hareket bekleniyormuş gibi onlar kıpırdadığı an kurşunlar bulundukları yere doğru yağmaya başlamıştı. Ahuzâr korkudan çığlıklar atıp haykırarak ağlama isteğiyle yanıp kavrulsa da dişlerini sıkarak sırtını arabaya yaslamış, parmağını tetiğe dayamıştı. Bunu ergenlik döneminde ağabeylerinin oynadıkları o vurdulu kırdılı oyunlar gibi düşünebilirdi. Evet evet! Eğer benliğini o oyunun içinde olduğuna inandırabilirse hem bu titreyişi azalır hemde daha soğukkanlı olabilirdi! Saçmalama Ahuzâr ! Üç can hakkın yok bu oyunda ! Alnının çatından vurulursan oyun başa dönmeyecek! İç sesinin söylediklerini duymamaya çalışarak başını hafifçe iki yana sallamıştı. Bunu yapmak zorundaydı! Başka çaresi yoktu! Kafasını diğer yöne doğru çevirip yanıbaşındaki kocasına bakmıştı. Karan ise silahlarından birini yere bırakmış, çıkarttığı telefonunun kilit düğmesine uzun uzun basmaktaydı. Muhtemelen acil durum alarmı gibi birşeyi çalıştırıyordu. Genç kız sertçe yutkunmuştu.

-Etrafımızı sarmışlar mıdır? Kurşunlar hep aynı taraftan geliyor sanki! Eğer arazinin diğer ucunda çıkış varsa çatışmak zorunda kalmayız!'

Karan telefonunu arka cebine sıkıştırırken başını olumsuz anlamda iki yana sallamış, yere koyduğu silahı yeniden sıkıca kavramıştı. Etraflarını sarmış olsaydılar çoktan onları kıskıvrak yakalamış olurlardı. Ve Ahuzâr'ın da fark ettiği gibi kurşunlar tek bir yönden geliyordu. Fakat karşılarındaki adamların çokta ahmak olduğunu sanmıyordu. Oturduğu yerden bir anlığına ayağa kalkıp iki silahıyla da ard arda ateş etmiş, hemen ardından yere tekrar çökmüştü.

Ahufigân & Müptelâ 🔥 (KuzgunlarSerisi 1-2)   >TAMAMLANDI<Donde viven las historias. Descúbrelo ahora