8. Çilek reçeli

550 38 10
                                    

Selammm

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn



Şimdiye kadar hiç bir zaman Ali dışında kimseye içimi açamamış, düştüğümde kaldıranım olmamıştı. Bu yüzdendi yalnızlığım. Belki koca bir ailem olduğu için şanslıydım. Ama kırık kopuk bir ailem olması çocukluk travmalarımın sebebi olmuştu.

Hayatımdaki en büyük yaram annemdi. Bir kız çocuğunun en ihtiyaç duyduğu şey annesiydi bana göre. Anne ilgisi ve anne arkadaşlığı.

En yakınım bile bana arkadaş olmadıktan sonra hiç kimseye hayatımda yer açmamış, insanlarla hep mesafeli olmuştum.
Sadece akşamlar bir iki saat gördüğüm babam ve yılda bir kez gördüğüm abilerim yetmiyordu işte. Bu beni şımarık yapar mıydı?

Hayatıma birini dahil etmek beraberinde tonlarla sorun, üzüntü dahil etmekti benim gözümde. Hele ki bu kişi bir erkek olacaksa.

Dün gece Karan'la yakınlaşmamızın ardından neredeyse bir saat hızlı atan kalbimi sakinleştirmeye çalışarak tavanı izlemiştim. Bu da tabi uykumun kaçmasına sebep olmuştu.

Dikkatimi neden bu kadar çekiyordu?
Neden ona karşı koyamamıştım?
Neden teması beni rahatsız etmemişti?

Aklımda bir sürü soru vardı. Onların cevabını bilmesem de bir sorunun cevabını çok iyi biliyordum.

Hoşlandığımı düşünsem de öyle değildi. Kim yalnızca iki kere gördüğü birinden hoşlanırdı ki?

Benimki sadece küçük bir hevesdi. Karşı cinsle ilk defa yakınlaştığım içindi bu heyecan. Sadece dikkatimi çeliyordu, o kadar.

Sayesinde yarım yamalak bir uykuyla yeni güne gözümü açtıktan sonra odamdan çıkıp Ali'nin odasına girdim. Saat daha çok erken olduğu için evdeki her kes uyuyordu.

Odaya girdiğimde yastığına sarılmış bir şekilde uyuyordu. Bir kaç adımda koşarak üstüne atladığımda uykulu sesiyle inleyerek beni üstünden atmaya çalıştı.

"İnsan böyle mi uyandırılır, kızım ya?!"

Güldüm ve yüzünü öpücüklere boğmaya başladım.

"Hadi kalk!" Yarı açık gözlerini tamamen açtığında beni altına alarak gıdıklamaya başladı. Kahkahalarla nefesim kesilirken sonunda gıdıklamayı durdurmuş, ayağa kalkıp banyoya gitmişti.

Ben de odadan çıkarak bu sefer Tuna abimin odasına girdim. Hüsranla içeri baktığımda çoktan uyandığını gördüm. Gömleğinin kol düğmelerini düzeltiyordu. Dudaklarımı büzerek, "Ama ben uyandıracaktım." dediğimde gülümseyerek yanıma geldi ve iki yanağımı da sıkıca öptü. "Tüh, kim bilir ne zaman erken kalkacaksın bir daha, kaçırdım "

"Gelecek sefere artık." diyerek güldüm ve karşılık verip ben de yanağından öptüm.

"Ege abimi uyandırayım o zaman o   uyanmadan hemen." diyerek odadan çıktıktan sonra hevesle Ege abimin odasına ilerledim.

Kapıyı yavaşça açıp kafımı uzattığımda dağınık bir şekilde uyuduğunu gördüm. Yatakta yan bir şekilde uyumuştu. Yavaş adımlarla ilerledim ve başının üstünde ters bir şekilde durup kafamı eğdim. Nefesi yüzüme değiyordu. Biraz daha eğilip çenesinden öptüğümde gözlerini hafif açtı. Tekrar kapatacağı sırada irice açılan gözleriyle çığlık atıp ayağa kalkmaya çalıştığında alnı burnuma çarpmış, eşsiz bir acı tüm yüzümü sarmalamıştı. Çığlığına benim de çığlığım karışınca odanın kapısı aniden açıldı ve birisi içeri daldı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 27 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KAÇAK DÜŞLERWhere stories live. Discover now