18

89 9 0
                                    

Hyunjin

"İyi de bunları Jeongin ya yalan olarak söylüyorsa. Sonuçta Moonhyuk ile çıkan birine en fazla ne kadar güvenebiliriz ki?" dedi Jennie.

"Jeongin yalan söylemez. Özellikle bu konuda." dedi Minho.

"Evet. O sevdiklerinin zarar görmesini istemez." dedi Jisung. Umarım Jisung umarım.

"Ya diyelim ki bu çocuğu aldık gruba, sonra napacağız?" dedi Yuna.

"İyi soru, güzel soru. Şimdi şöyle ki ilk 2 gün çocukla hiç mi hiç uğraşmayalım. Ona olabildiğince yakın davranalım. Bu çocuk büyük ihtimalle ya Jennie'ye ya da Minho'ya aşık olacaktır."

"Neden ki?" dedi Rose.

"Çünkü Jennie ve Minho grupta en sıcak kanlı kişiler."

"Haklı bu arada. Ben buraya ilk geldiğimde önce Jennie sonra da Minho ile konuşmuştum." dedi Yuna.

"Evet, siz ikiniz daha da yakın olacaksınız çocuğa." Rose ve Jisung'un öldürücü bakışlarını boşvermeye çalışsam da bu imkansızdı.

"Jisung ve Rose, bu kadar kıskanç olmayın, hayatımız için yapıyoruz bunu."

"Sana da aşık olabilir." dedi Minho.

"Ne?"

"Evet, çünkü senin yanında yatacak, kalkacak, seninle daha temas halinde olacak aynı zamanda daha çok konuşacak. Hem sen insanları kolayca manipüle edebiliyordun, noldu sana?" dedi Ryujin. Gerçekten noldu bana? Jeongin'den bu kadar hoşlandığımdan haberim bile yoktu.

"Arkadaşlar konumuz bu değil."

"Tamam."

________

Jeongin

Hyunjin'e yazalı 2 gün olmuştu. Moonhyuk'a yakalanmam imkansız gibi birşeydi çünkü genelde o evde yokken mesajlaşıyordum ve zaten en sonunda engelliyordum.

Ben yatakta yatarken kapı açıldı.

"Selam Jeongin." bu gelen kişi Felix adında bir çocuktu. Aralarından bir tek bu çocuğu seviyordum çünkü benimle empati kurabilen tek kişi oydu. Sevgilisi de vardı, kaslı birşey di onuda seviyorum ama Felix kadar değil.

"Selam Felix."

"Moonhyuk seni aşağıda bekliyor. Yemeğe götürecekmiş seni. Hazırlanıp aşağı in."

"Yok hayır ben gelmek istemiyorum."

"Bunu ona dersem seni öldürebilir."

"Lütfen Felix. Son zamanlarda pek bir iştahım yok."

"Tamam sen bilirsin." dedi ve kapıyı kapatıp gitti.

Burada güvendiğim tek bir kişi bile yoktu. Felix'i ne kadar sevsemde Moonhyuk için çalışıyordu.

Bir süre sonra kapı açılıp kapandı.

"Jeongin, neyin var?" dedi Moonhyuk yanıma oturup kafamı okşarken.

"Moonhyuk seni kırdıysam özür dilerim ama yani son zamanlarda pek bir iştahim yok."

"Neden peki?"

"Bilmiyorum. Sadece yemek yemek istemiyorum."

"Sen bilirsin. Yemek yemeyeceksek ben yarışmaya gidiyorum."

"Görüşürüz."

"Ha bu arada Jeongin, Dongho başarmış. Şu an da Sam'in tüm ekibini öldürebiliriz."

"Gerçekten mi?" dedim neşeli bir ses tonuyla.

"Gerçekten." dedi gülerek. Ayağa kalkıp "Her neyse ben artık gidiyorum. Görüşürüz." dedi ve gitti.

Gerçekten Hyunjin'in ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Ama umarım ne yapacağını biliyordur.

Şuan da Hyunjin'e yazmam aşırı riskli  olurdu. Dongho büyük ihtimalle onun hep yanında olacaktır.

________

1 hafta sonra

Hyunjin

"Şimdi sırada Jeongin'i kurtarmak kaldı."

"Onu nasıl yapacağız?" dedi Yuna.

"Aşırı basit. Jeongin bu gün akşam Moonhyuk ile yemeğe gidecek. Sonra da tuvalete gitmek için izin alacak. Ben,Minho ve Jisung tuvalette olacağız. Jennie ve Rose siz sadece yemeğe gelmiş gibi yapın sizi tanımasını sağlayın ve mümkünse sizin yanınıza gelmesini sağlayın."

"E benle Yuna napacağız?"

"Ryujin sen dövüşmeyi biliyordun değil mi?"

"Evette ne alaka ki şuan da bu?"

"Sen biraz daha rahat giyin bir terslik çıkarsa sen ilgileneceksin. Örneğin Jeongin'in arkasından adamlar falan gelirse diye."

"Anladım. Peki Yuna?"

"Yuna, sana en önemli görev geliyor. Sen Jeongin'i tuvalete götürecek kişi olacaksın. 1 gunluk garson olarak işe başlayacaksın, bunlar şarap falan söyler büyük ihtimalle sen Jeongin'in üstüne yanlışlıkla dökeceksin. Bak bunu gerçekten dikkatlice yapman gerek."

"Peki. Ama siz nasıl kaçacaksınız? Biz hepimiz dümdüz ön kapıdan çıkabiliriz. Ama siz pek çıkamazsınız."

"Peruk falan takacağız ve asla giyinmeyeceğimiz şekilde giyineceğiz."

"Anladım."

"Herkes anladıysa bu iş tamamdır."

________

Jeongin

"Gel şuraya oturalım." dedi Moonhyuk cam kenarında bir yeri göstererek.

"Olur." dediğimde oraya doğru yürümeye başlamıştık. Gözüm Hyunjin'i arıyordu. Nasıl bir plan yaptılar hiçbir şekilde bilmiyordum ama yinede hepsine güveniyordum.

Oturunca yanımıza bir garson gelmişti.

"Hoşgeldiniz. Ne alırdınız?" dedi garson gülerek. Ben menüye baktığım için garsonun yüzünü görmesemde güldüğü anlaşılıyordu ve ses çok tanıdık gelmişti. Kafamı kaldırıp garsona baktığımda bu kişinin Yuna olduğunu fark etmiştim.

"Seni bir yerden tanıyor gibiyim. Acaba hiç yarıştın mı?"

"Şey yarışmadım ama yarış izlemeye gitmiştim."

"Anladım. Ee ne yiyeceksin?" dedi Moonhyuk bana bakarak.

"Sen ne yiyeceksen onu yerim."

Moonhyuk kafa sallayıp siparişi verdiğinde yan masalara bakmaya başlamıştım.

"Kimi arıyorsun?" Moonhyuk anlamış olacaktı ki bu soruyu sormuştu.

"Kimseyi aramıyorum. Sadece nasıl bir yer olduğuna falan bakıyorum." arkamı döndüp baktığımda arkamızda Rose ve Jennie'nin olduğunu görmüştüm. Jennie bana bakıyordu. Rose'nin ise arkası dönük olduğu için beni göremiyordu.

"Birşey mi oldu?"

"Ne? Hayır tabii ki de. En fazla ne olabilir ki?" dedim gülerek. Moonhyuk'ta güldüğünde ortamın yumuşadığını hissetmiştim.

________

723 kelime nedir yaa

yaptım yine yapacağımı hah😎😏

neyse bokunu çıkartmayım

oy vermeyi unutmayın

iyi geceleeerr

Race///hyuninWhere stories live. Discover now