19

99 9 0
                                    

Jeongin

Buraya geleli tam olarak 3 saat geçmişti ve daha hiçbir şey olmamıştı. Yavaş yavaş ümidimi kaybederken şaraplar gelmişti. Getiren tabii ki de Yuna'ydı. Moonhyuk'un bardağına doldurduktan sonra sıra benimkine gelmişti. Benimkini doldururken bir anda taştı ve taşmanın paniğiyle Yuna benim üstüme dökmüştü şarabı.

"Oh şey ben çok özür dilerim gerçekten."

"Yok yok hiç sorun değil ben hallederim."

"Ne sakar şeysin sen."

"Gerçekten özür dilerim efendim. İsterseniz lavaboya gidip üstünüzü temizleyin."

"Evet evet olur. Sen işine bakabilirsin hiç problem değil."

"Bende geleyim mi?"

Ayağa kalkarken "Yok hayır hiç gerek yok." dedim. Moonhyuk arkamda ki ikiliyi görmüş olacak ki bana kaş göz yapıyordu.

"Sen gelene kadar ben şunlarla konuşayım. Dongho'yu nasıl öldürdüklerini falan sorayım." dedi ve onların yanına gitti. Ben ise lavaboya doğru gitmiştim.

Kızlar tuvaletinin önünde siyah maskeli bir kız bekliyordu. Beni kolumdan durdurup maskesini açmıştı ve konuşmuştu.

"Arkandan gelen yoktu değil mi?" bu Ryujin'di.

"Şey birazdan 2 kişi gelecek arkamdan."

"Anladım. Onlar içerdeler kapıyı kapatmayı unutma." dedi ve kolumu bırakıp maskesini geri taktı. Bende içeri geçmiştim. İçeri geçtiğimde hiç kimsenin olmadığını fark etmiştim. O sırada dışarıdan sesler geliyordu.

"Hey. Hyunjin." dedim normal bir sesle.

Bir kabin açılmıştı o sırada. Oradan çıkan kişiye baktığımda bunun Hyunjin olduğunu görmüştüm. Koşarak ona sarılmıştım. O da bana.

"Hadi hadi aşkınızı gece eve gittikten sonra yaşarsınız şimdi al şunları giyin Jeongin." dedi Minho. Arkada da Jisung vardı.

"Peruk ve deri ceket mi? Bari kazak falan verseydiniz bununla nasıl idare edeyim."

"Şimdilik bunla idare et işte. Adamların ayılması çok sürmez."

"Tamam." dedim ve giyinmeye başladım.

"Hadi. Gidelim." demiştim.

Jisung benim yanımdaydı ve koluma girip "Önce biz çıkalım Jeongin." dedemişti. Kafa sallayıp yürümeye başlamıştım.

Jennie ve Rose'nin olduğu masaya bakmıştım.

"Onlar çoktan gitti Jeongin. Bizde gidelim artık." dedi Jisung.

Sadece "Tamam." diyebilmiştim.

Sonunda restoranttan çıktığımızda Jisung beni bir arabaya bindirdi ve arabayı sürmeye başladı.

"Onlar gelemeyecekler mi?"

"Hepimiz ayrı arabalarla gidiyoruz. Kızlar 4 kişi bindi sadece."

"Anladım." dedim.

"Jeongin, böyle birşey yapmana hiç gerek yoktu biliyorsun değil mi?"

"Hayır, vardı. Moonhyuk Hyunjin'i büyük ihtimalle öldürmek için çok uğraşacaktı. Hatta özllikle sen, Minho ve Hyunjin. Üçünüz benimle çok yakın olduğunuz için sizi öldürmek istiyordu."

Kısa bir süre sonra Jisung'un telefonu çaldı.

"Alo."

"Ne? Ama neden?"

"Off Hyunjin ya." dedi ve telefonu kapattı.

"Noldu?"

"Hyunjin seninle tek başına kalmak istediği için bizi otele gönderiyor."

"Harbi mi?"

"Harbi. Bu arada tüm planı kendisi yaptı. Bize herhangi birşey sormadı."

Gülüp "Tahmin etmiştim." dedim.

"Jeongin, bir daha ki sefere bize sormadan bu kadar ani kararlar verme." dedi. "Birde onunla yattın değil mi?"

"Şey maalesef evet." dedim.

"Kendinden utanma Jeongin, ben sana her zaman guvendim ve guvenmeyede devam edeceğim."

________

bundan sonra belki çok büyük bir kaos yapmam çünkü finale yaklaşıyoruz amk

ozel bölüm atıp atmamakta kararsizim

oy vermeyi unutmayin

gorusruuuzz

Race///hyuninWhere stories live. Discover now