Sayonara-Reader

255 31 12
                                    

M: KARDEŞİMİ NEREYE GÖTÜRÜYORSUNUZ!?

Bunu duyan adamlar sinsi bir şekilde güldü ve:

A1: demek kardeşsiniz... Onu da alın!

Bunu demesi ile adamlardan biri de Mabel'ı aldı. Mabel bağırıyor, kurtulmak için kıvranıyordu. Pasifica ise onu kurtarmak için kendini heba ediyordu. Adamlardan birinin bağırması ile heryer sonsuz sessizliğe büründü....

A?: BAY AREA! ÇOK SERT VURMUŞUZ ÇOCUK NEFES ALMIYOR!

Yeni bölümü burada bitirsem ne yapardınız? ಡ⁠ ͜⁠ ⁠ʖ⁠ ⁠ಡ

Şaka.....







Mabel'ı tutan adam bir anlığına dikkatsiz davranmıştı ve Mabel adamın elinden kaçmıştı. Koşarak Dipper'ın yanına gitti. Yerde yatıyordu, ona vuran adam şu an ona kalp masajı yapıyordu. Mabel yere, dizlerinin üzerine çöktü ve Dipper'ın nefesini dinledi. Nefes almıyordu Dipper. Mabel ağlamaya başladı. Sessizce ve sonra koca bir çığlık attı:

M: DİPPEEEEER!

Mabel öyle bir çığlık atmıştı ki... Sanki etini koparıyorlarmış gibi. Tam o anda gökyüzünde sarı bir ışık patlaması oldu ve Bill kendi formu ile geri döndü. Üçgen formu ile değil, insan formu ile. Atmosfer iyice kötüleşiyordu. Mabel'ın gözü kararmıştı. Bağırıyor, çığlık atıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Adamlardan ikisi onu kollarında tutuyordu. Dipper ise kardeşinin gözleri önünde hayata veda ediyordu....

Bill gücü ile bir şok dalgası yaptı ve tüm adamlar sağa sola düştüler. Bill, Dipper'ın yanına indi ve onu kontrol etti. Cidden ölmüştü. Bill'in gözleri doldu. Ellerini havaya kaldırdı ve birşeyler söylemeye başladı. Dipper'ın altında sihir halkaları oluşuyordu. Dipper havaya kalktı, tekrar indi. Bill tüm büyüleri kullanıyordu ama onu geri getiremiyordu....

Bill sonunda büyülerden vaz geçince Dipper'ı yakasından tutarak sarsmaya başladı:

B: ÖLME! ÖLME DİYORUM SANA! AYAĞA KALK! BANA BAK ÇAM AĞACI ÖLEMEZSİN! CİDDİ DEĞİLSİN LÜTFEN ÖLME!

Adamlar bile yaklaşmaya devam ediyordu ve her seferinde Bill sihir ile onları uzaklaşırıyordu. Bill, Dipper'a sarıldı ve ağlamaya başladı. Kafasını havaya kaldırdı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Demek Sebastian'ın bahsettiği acı buydu. Bill, Dipper'a daha sıkı sarıldı ve:

B: lütfen ölme... Lütfen...

Dedi. Hıçkırıyordu, gözleri kapalıydı ve tek yaptığı biricik çam ağacına sarılmaktı. Arkadan bir ses geldi ve tüm adamlar kafaları patlayarak öldüler. Festival alanında bizimkiler hariç kimse yoktu. Gelen Sebastian'dı. Bill'in sihrini gören herkesi öldürmüştü. Şimdi de Bill'i ceza için tekrar cehenneme götürmeye gelmişti. Bill kuralları bir kez daha çiğnemişti. Oysa tek yaptığı sevdiğini kurtarmaktı.

Bill sevgilisini kurtarmak için yasaklı büyüleri bile kullanmıştı ama neye yarar? Ölen birini hiçbir büyü hiçbir sihir geri getiremezdi. Bunu herkesten iyi bilmesine rağmen çabalamıştı Bill. Sebastian, Bill'e yaklaştı ve:

S: gitmeliyiz....

B: HAYIR! Hayır. Onu bırakamam. O da beni bırakmaz biliyorum...

S: bak Bill... Seni anlıyorum ama...

B: BENİ ANLAMIYORSUN! ANLAYAMAZSIN DA!

Sebastian'ın yüzü düştü. Arkadan biri Sebastian'ın kafasına vurdu ve kafası yok oldu. Geriye kanlar kaldı. Ona vuran bir kızdı. Kırmızı saçlı, lacivert gözlü, 1,60 boylarında, siyah pelerin giyen mutlu bir kız. Mutlu muydu cidden bilinmezdi. Sadece gülümsüyordu... Sonra o kızın arkasından bir kız daha çıktı. Bir portaldan gelmişlerdi buraya. Arkalarında bir portal vardı çünkü. Sebastian kafasını süper bir hızla yeniledi ve ona vuran kişiye baktı. Sonra da onun arkasındaki kıza... Bu kız... Sebastian bu kızı ilk görüşte tanımıştı. Dünyanın en güzel ve evrenin en güçlü büyücüsü.... READER.... ve önünde duran kişi ise.... Galaksinin koruyucusu Writer...

Billdip- ölümcül aşk (Omegaverse)Where stories live. Discover now