•38•

11.1K 632 46
                                    

🪐

Gözümü açtığımda etrafı bulanık görüyordum. Yavaş yavaş normal bir şekilde görmeye başlayınca yerimden kalkmaya çalıştım ama sadece çalıştım...

Sırtım bu ani hareketle ağırmaya başlayınca gözümden yaşlar gelmeye başlamıştı. Etrafımda kimse yoktu. Çok susamıştım. Komidinin üzerindeki sürahiye ulaşmak istesem de yapamadım.

O sırada içeriye Atlas'ın girmesiyle göz yaşlarımı görmesin diye kafamı yana çevirdim ama Atlas gözyaşlarımı farketmişti.

"Çok acıdı mı?"

Sesi titriyordu. Gözlerinin altı mosmor olmuştu.

"Hayır acımadı."

Yalan söylüyordum ve bunu o da biliyordu.

"Bana yalan söyleme Mina. Acıdığını biliyorum..."

Gözlerimi kapattım. Ona neden böyle bir şey olduğunu sormayı çok istiyordum ama şuan cevap veremeyecek kadar yorgun ve üzgündü.

"Atlas iyi misin?"

Kafasını aşağı yukarı salladı. Bu evet anlamına geliyordu ama o iyi değildi.

"Bana yalan söyleme Atlas. Kötü olduğunu biliyorum..."

Atlas cevap vermeyi reddedip yanıma oturdu.

Aklıma gelen şeyle gözlerimi kocaman açtım. Atlas nasıl hâlâ ayakta durabiliyordu? Ayakta duramaması gerekiyordu çünkü beni tek darbede bu kale getiren kemer kim bilir Atlas'a ne yapmıştı...

Sormayı reddettim.

Etrafıma biraz göz gezdirince buranın bir yatak odası olduğunu anlamıştım.

"Atlas ben neredeyim?"

"Benim odamdasın."

Onun odasında kalmıştım. Peki o nerede kalmıştı? Benim yanımda kalamazdı çünkü yatak tek kişilikti. Yüksek ihtimalle hâlâ Hamza Ağa'nın konağındaydık. Bu durumda Atlas başka bir odada kalmıştı.

"Atlas ne zamandır uyuyorum?"

"12 saattir."

En azından bu sefer 2 hafta kadar uzun bir süre uyumamıştım.

"Atlas deden...izin vermeyecek mi? Yani evlenmemize?"

Atlas boş gözlerle yere baktı.

"Bilmiyorum."

Açıkçası bu olaydan sonra pek de izin vereceğini sanmıyordum.

O Hamza Ağa denen adamın adını bile anmak istemiyordum. Biraz düşününce Atlas'ın vücudundaki izlerin sebebi olarak onu görüyordum.

Uzun bir süre Atlas ve ben sadece oturduk. Hiç konuşmadan sadece oturduk. Ne diyeceğimizi bilemiyorduk.

"Mina ben özür dilerim. Seni buraya hiç getirmemeliydim. Benim yüzümden..."

Onun cümlesine devam etmesini beklemeden ağzını kapattım.

"Bana su verir misin?"

Hemen kafasıyla onaylayıp bana biraz su koydu. Hafifçe kafamı kaldırıp suyu içmeme yardım etti. Sırtım çok acıyordu.

"Mina benim bir fikrim var."

Ne fikri olduğunu bilmiyordum ama çok iyi bir fikir olmadığını da hissediyordum.

"Ne fikri Atlas."

Biraz tereddüt ettiğini farkettim. Bu fikri bana söylemekten çekiyordu. Aslında benden değil benim tepkimden korkuyordu.

Stres yapıp elleriyle oynamaya başlayınca birden kapı açıldı. Gelen kişi Hamza Ağa'nın korumalarından biriydi.

"Hamza Ağa akşam yemeğinde sizi de görmek istediğini söyledi. Kararını açıklayacakmış."

Ben bu halimle nasıl ayağa kalkabilirdim ki? Daha doğru dürüst oturamıyorken nasıl da ayağa kalkıp yürütecektim?

Atlas benden önce davranıp sormuştu.

"Mina bu haliyle nasıl ayağa kalkacak?"

Adam göz devirip cevap vermeden odadan çıkarken Atlas ve ben ikinci bir şok yaşıyorduk.

Atlas sinirle bana döndü.

"Eğer o adam evlenmemize izin vermezse kaçalım. Çok uzaklara gidelim. Mesela yurtdışına kaçalım."

🪐

Atlas'ın dedesi evlenmelerine izin verecek mi?

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum 💋



Şemsiye (Yarı Texting)Where stories live. Discover now