87.

1.1K 76 34
                                    

Merhaba.
İyi okumalar.
.
.
Şu bebe gidince gelen yorumlarınızı neden daha önce göremedim. Şikayetlerinizi falan..
Asla unutmam, çoğu sefer öneride bulunun istedim. Bana hikaye hakkında bir şeyler yazın istedim. Bunu da çok sefer bekledim. Saçma mı buldunuz,gelip yazın. Asla 'sen kimsin?' diyecek biri değilim.
Uzun yazıyorsun diyeni de dinledim,fazla sürdü diyeni de. Aldığım notları kırptım da kırptım. Okuyucu bunu istemez dedim orayı da yazmadım. He tabiki her şey istediğiniz olamaz. Önemli olan her şeyi yazdım,mutluyum.
O ağır dram kısımlarının bazılarını istesem de çıkartamazdım. Ondan sonrası puf diye uçaçaktı ve kalacaktım.
Ve bunca drama rağmen kalan, okumaya devam eden okuyucunun şimdi gitmesi de komedi benim için.

Neyse,ne diyeyim. Güle güle.
.
.

"Geldik hanımefendi?"

Kulağına ulaşan yüksek sesle irkilip şoför koltuğundaki adama baktı.

"Ta-tamam."
Çantasını açıp cüzdanını çıkarttı.
Ne kadar olduğunu sormadan,eline aldığı parayı saymadan adama hızlıca uzattı.
Adamın itirazları kulağına dolarken taksiden inmişti bile.

İndiği arabanın kapısını kapatıp karşısındaki evine doğru yürüdü.
Çantasından anahtarlarını çıkartıp apartmana girdi.
Asansöre bindiğinde alnını kapanan kapıya sürmüştü.
Ne bok yemişti o?
Alnını bir kez kapıya vurup titreyen elleriyle telefonunu çantasından çıkarttı.

Gözü saate kaydığında dudaklarını ısırdı.
Kardeşinin evinden ayrılalı bir saati geçmişti.
O çocuk hâlâ o halde miydi?
Tabiki o haldeydi..
O evde kalırken doktordan başka bir yabancının eve girdiğini hiç görmemişti.

Asansör kapıları açıldığında kendisini ferah kokulu kata atmış,evinin kapısına yürümeden merdivenlere oturmuştu.

Bebeğin yaşamayacağını biliyordu ama belki o çocuğa yardım edebilirdi.
Gerçi bu yardımı da kardeşi yüzünden yapıyordu.
O çocuk iyileşir de iyi olursa Nedim'e kendisini söyleyebilirdi.
O zaman ne olurdu?
Kardeşi bir daha onunla asla konuşmazdı.
Kardeşinin o çocuğa olan bakışlarını görmüştü.
Onun için kendisini silebilirdi.

Dudaklarını birbirine bastırıp kardeşinin numarasının üzerine tıkladı.
Telefonu kulağına götürürken titreyen elleri yüzünden telefonu sıkmıştı.

"Abla önemli bir şey değilse eve gelince konuşalım mı? Bir konuşma yapacağım az sonra-"

"Nedim..."

"Evet?"

"Endişe yapma. Ben eve gidecektim ya bugün.."

"Ee gittin mi?"

"Gidiyorum şuan otobüsteyim. Erkin de az önce beni aradı. Karnının ağrıdığını söyledi. Ağlıyordu. Sonra ses kesil-"

"Ses mi kesildi?"

Dilara'nın kulağına hışırtı sesleri gelirken hızlıca tekrar konuştu.
"Evet. Bir şey olmuş olabilir. Bilmiyorum. Konuşurken sesi kesildi. Endişelendim. Sen yakınsın-"

Yüzüne telefon kapandığında, telefonu kulağından indirdi.
Merdivenlerden kalkıp telefonunu sıkarak kapısına yürüdü.
Haftalar önce küfür ederek çıktığı eve girdi.

...

Telefonu kapattığında elleri açık açık titriyordu.
Erkin'e ne olmuştu?

Ablasının ağzının içinden konuştuklarını bile tam olarak anlamamıştı.
Sadece aklında 'Erkin'in karnının ağrıması, ağlaması ve sesin kesilmesi' vardı.
Ne olmuş olabilirdi ki?
Aklına gelenlerin olmamasını istiyordu.

Gözyaşları Da Durur-GayWhere stories live. Discover now