Kamartajın kapıları hızlıca kapandı. Tüm büyücüler tetikteydi. Sadece büyücülerin nefes alış verişi duyuluyordu. Etrafta büyük bir korku yayılıyordu. Geçen her saniye gerginlik yükseliyordu. Tam ortada iki kişi duruyordu. Kırmızılı pelerinli bir büy...
اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
Tom Olaydan 1 gün önce
Odamın camının önünde oturuyordum. Saat 2 - 3 civarıydı. Son 1 haftadır olduğu gibi bugün de uyku tutmuyordu.
Geçmişte olan şeylerin üzerini örttüğümü sanıyordum fakat yanılmışım. Geçmiş arkamda dolaşan bir gölge gibi beni takip ediyordu. Hangi tarafa ışık tutarsam tutayım diğer tarafta yeniden belirtiyordu.
İşin kötü yanı bu ruh hâlim işime de yansıyordu ve şu zaman çok ters bir zamandı. Yaklaşık 300 yıldır soğuk savaştaydık ve savaşın patlaması an meselesiydi.
Düşüncelerimden kurtulmak için kafamı salladım. Odadan çıkıp ana salona indim. Saat geç olduğundan insanların çoğu odalarına çekilmişti. Salonda sadece 5-6 kişi oturuyordu.
İçerisi Hogwarst'ın alan salonu kadar bir büyüklüğe sahipti. Her tarafta farklı farklı koltuk takımları atılmıştı ve dört köşede barlar vardı.
Sağ taraftaki şöminenin önünde kırmızı saçlı bir kız oturuyordu. Elinde bir kadeh şarap vardı. Dalgın bir biçimde şöminedeki ateşi seyrediyordu. İlerleyip yanına oturdum. Bardakta kalan son şarabı da içtikten sonra arkasına yaslanıp gözlerini kapattı. Bir süre sessizce oturduktan sonra elindeki kadehi almak için elimi uzattım. Elim tenine değince şaşkınlıkla geri çekildim. Elleri buz gibiydi.
Şaşkınlığımı hissetmiş olacak ki gözleri kapalı bir biçimde gülmeye başladı. Sarhoş ama içten bir gülüştü. Gözlerini açıp elimi elleri arasına aldı kafasını sağa yatırıp:
"Niye bu kadar şaşırdın ki ne var içemez miyim?" "Sorun içmen değil Alev ne kadar içmiş olduğun."
Ellini aman dermiscesine havada sallayıp:
"Kimiiinumrundaaa... ben yetişkiiin bir kadınım istediğim gibi içmekte özgürüm..." Anlık olarak durakladı " belki biraz daha içeriim" diyip barmene el sallamaya başladı. Barmene gitmesini işaret ettim. Adam arkasına bile bakmadan gitti.
"Neden eğlenceeme musallat oluyorsunkiii..." Dedi Alev ve derin bir iç çekti.
"Tamam artık yatma vakti minik ateşçik."
Yürüyemeyecek halde olduğundan onu kucağıma alıp odasına taşıdım. Yolda parmağını yüzüme doğrultuyor "esprinianlaadımm" diyip kahkahalar atıyordu.
Odasına girip yatağına yatırdım. Üzerini örtüp odadan çıkacakken masanın üzerindeki açılmış zarf gözüme ilişti. Üzerinde ateş krallığının sembolü olan yanan bir meşale amblemi vardı. Mektubu alıp göz gezdirdim.
