Bölüm 13

71 31 50
                                    

Kapı bekletilmeden açılmıştı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kapı bekletilmeden açılmıştı. Tamam belki gecenin bir yarısı Tom'un ne giymiş olduğunu düşünmüyordum ama siyah gömlek ve pantolonla da beklemiyordum. Çocuğun dolabında başka bir şey yok mu acaba?

"Selam." Dedim ne diyeceğimi bilemeden. O da "Selam. Nasıl yardımcı olabilirim prenses?" Deyip kapının girişine yaslandı.

Gözlerimi kapatıp yavaş yavaş "Bana prenses deme." Dedim. Gözlerimi açtığımda sırıtıyordu.
Saçları hala düzdü fakat bu sefer tutamları önüne düşmüştü. Tam good boy gibi gözüküyordu. Ya da belalı bir tip. Bilemedim bak şimdi.

Kaşlarını kaldırıp "İncelemen bitti mi yoksa başka bir açıya geçmemi ister misin?" Dedi. Karşılık olarak gözlerimi devirdim. Erkekler işte.

"Camını ödünç alabilir miyim diye soracaktım. Malûm benim odada olmadığı için."

"Neden acaba?" Deyip düşünür gibi yaptı. Kollarını birbirine dolamış üstünlük taslar gibi bakıyordu.

Cevap beklermiş gibi gözlerimi açarak kafamı salladım. Gülümseyerek geriye çekildi ve kapıyı sonuna kadar açtı. İçeri girerken eğilerek;

"Teknik olarak krallığının bilinen son yaşayanı olduğundan, prenses sayılırsın." Dedi.

"Ay Allah korusun bı prensesliğim eksikti." Dedim gülerek. Ufak bir tebessümle kapıyı kapattı. Bilinen demişti son değil...

Yolu göstermesini bekledim çünkü oda oda değil kendi çapında evdi. Kendine ait küçük bir mutfağı bile vardı. Bar masasına artı olarak elbette.
Yargılamak bana düşmezdi elbette ama bira şişelerini görür görmez yüzümü ekşitmeden edemedim.

Odanın çoğu siyah ve beyaza boyanmıştı. Bu renk seçimi modern bir hava katmıştı. Ayrıca odada Tom'a ait hiçbir kişisel eşya yoktu. Ne bir fotoğraf ne de başka bir şey. Anlaşılan burada kalmıyordu.

Yatak odası ve oturma odası ayrıydı ve yatak odasının kapısı kapalıydı. Beni oturma odasında bulunan tüm duvarı kaplayan cama götürmüştü. Ay'ın ışığı tam içeri düşüyordu. Yere yumuşak bir şeyler serip rahat bir ortam oluşturmuştu iki dakikada. Sonra da beş altı adım arkamdaki koltuğa geçmişti.

"Büyü yapmam sorun olmaz değil mi senin için?" Dedim ama farklı bir dilde demiştim. Bu kristal çıkarıp takıldığından beri bir garip çalışıyordu. Tom takılmayıp omuz silkti.

"Keyfine bak." Masasının üzerine kağıtlar saçılmıştı. Önündeki bilgisayardan da bir şeyler yapıyordu ama beni ilgilendirmediği için bakmadım.

Bağdaş kurup yere oturdum. Elimdeki hırkayı yere açıp gözlerimi kapattım. Parmaklarımı haraket ettirerek önce yaptığım büyüyü bozdum. Elimi kaldırarak karanlığı parmaklarımda topladım. Dua eder gibi gözüme yakınlaştırdığımda, kapalı gözlerimden içeri girdi.

• GÖLGE •Where stories live. Discover now