6. Bölüm

2K 144 24
                                    


  Bu ikilinin arasını nasıl yapıcam diye kara kara düşünüyorum.

İmkansız aşk bizimkisi

~~~~~~~~~İYİ OKUMALAR~~~~~~~~~~

Saat akşamüstü 6'yı gösterirken dersten çıkmış turnikelere doğru yürüyordum. Sanem'in dersi benden önce bittiği için eve erken gitmişti. Arkadaşlarımız da başka planları olduğunu söylemiş , vedalaşarak ayrılmıştık.

Tam iki hafta geçmişti yaşanılanların üzerinden. Psikolojimi zar zor toparlamıştım. Bu süreçte arkadaşlarım ve Sanem yanımda olup sürekli destek çıkmışlardı. Tan babam psikolog bile çağırmıştı eve benim için. Doktorla haftada iki kez seans yapıyorduk. Her şey eskisi gibi olmuştu fakat ben hala atlatamıyordum. İki haftadır okulda izlenilmişlik hissiyle rahat edemiyordum. Huzursuzluk baş gösteriyordu ne zaman evden dışarı çıksam. Yalnız kalmaktan korkuyordum artık.

Yine için aynı hisle dolunca adımlarımı hızlandırdım. Turnikelere yaklaşıp dışarı çıktım. Karşıda hazırda bekleyen siyah lüks araba beni görünce bana doğru yaklaştı. Yan taraftaki koruma inip kapımı açtı. Bende hızlıca binip yerleştim. Yola koyulup malikaneye doğru sürmeye başladı.

  Tam orman yoluna gireceğimiz sırada yolu kesmiş arabaları görünce araba yavaşladı. İn taraftaki şoför ve koruma ellerine silahlarını aldıklarında nefeslerim sıklaştı. Dikiz aynasından bana bakıp;

"Merak etmeyin Derin. Hemen hallediyoruz." dedi Yahya abi. Kafamı sallayıp yerime daha çok sindim. Önümüzdeki arabaların içinden yaklaşık 10'a yakın takım elbiseli , silahlı adamlar çıkıp sur gibi dizildi. Dikkatle baktığım sırada en önde elleri arkasında birleşmiş Ömer Ağa'yı gördüm. Bakışları filmli camdan sanki beni görüyormuş gibi keskindi. İçim ürpermiş ve öndeki Yahya abiye baktım.

"Abi lütfen. Lütfen gidelim." dedim. Sesim titremişti. Yine başa dönmek istemiyordum.
Tam arabayı geri vitese atıp döneceği sırada , arka tarafımızı kesen arabayla ortada kalmıştık .

   Yahya abi ve direksiyondaki adam telefonlardan hemen haber iletmişlerdi Tan babama. Kapıları kitleyip her şeye hazırlıklı şekilde beklemeye başladık. Ömer Ağa ağır adımlarla bize yaklaştı. Şoförün camını iki parmağıyla tıklattı. Adam tereddütte kalmıştı fakat sonra camı indirdi. Kollarını cama yaslayıp bana baktı. Bakışları çok keskindi. İfadesinden bir şey okunmuyordu. Gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Sadece konuşacam. İn aşağıya." dedi ve bir kaç adım geriye gitti. Tan babam gelene kadar bu şekilde beklemeyi düşünüyordum ama ne konuşacağını da merak etmiştim. Bu adama güvenilmezdi. Bir kaç saniye kımıldamadan bekledim. Ardından benim kapımın camına sertçe vurulunca yerimde zıpladım. Ezik gibi nereye kadar saklanacaktım ki? Kanıma dolan adrenalinle kilidimi açıp bir hışımla karşısına dikildim. Anında Yahya abi ve diğer adam da inip yanıma geldiler.

 
  Ömer Ağa sırıtarak gözlerini üzerimde gezdirdi. Ardından yanımdaki adamlara baktı. Yüzü öfkeli bir hal aldı anında.

"İkileyin hele." Sert sesiyle söyledi. Ama herhangi bir hareketlenme görmeyince derin bir iç çekip onlara döndü.

  "Sadece konuşacam dedim. Uzaklaşın elimden bir kaza çıkmadan." Dedi. Yahya abilere çevirdim başımı. Bu durum canımı sıkıyordu artık. Bir an önce gitmek istiyordum.

"Abi tamam. Siz bekleyin." Dedim. İkna olmuş değillerdi ama ses çıkarmadılar. Ömer Ağa ileri yürümeye başladı. Bende onu takip ettim. Durumca tam karşısına geçtim. Bakışları içimi ürpertiyordu.

  "Evet . Ne konuşucaksın?" Dedim sesimden de gerginliğim oldukça belli oluyordu. Bacağımı stresle titretmeye başladım.

  "Derin.." dedi iç çekerken. Bakışları değişti. Anlamayamadım.

"Oturup konuşmak daha makul olurdu fakat maşallah Tan baban baya iyi koruyor seni. Ulaşamadık bir türlü." Dedi. Bir şey demedim.
Devam etmesi için yüzüne baktım.

  "Diyorum ki. Olmadı böyle. Adam akıllı oturup konuşalım. Yaptığım yanlıştı kabul ediyorum." Dedi. Ciddi mi diye gözlerine ve mimiklerine baktım. Aklı şimdi mi başına geliyordu bu magandanın?

 
  "Çok erken değil mi sence de ya. Az kalsın evlendikten sonra konuşsaydık!" Dedim alayla.
Bana dümdüz baktı. Toparlayıp devam ettim.

  "Ne konuşucaksan burda konuş. Benim bundan sonra ne sizinle ne de o ailem olacak sıfatlarla alakam olur." Dedim ve kollarımı göğsümde bağlayıp aynı şekilde dümdüz gözlerine baktım. Tespihini elinde çevirip biraz bekledi. Ardından derin bir iç çekti.

  "Derin...özür dilerim." Kaşlarımı kaldırıp şaşkınlığımı belli ettim. Ne olmuştu bu adama böyle.

  "Lütfen bak. Geldim ayağına af diliyorum senden. Lütfen konuşmak için bir şans ver." Dedi sakin tutmaya zorlandığı belli olan sesiyle. Şu an ne diyeceğimi bilemez halde aval aval suratına bakıyordum. Arkamızda kalan yolda bize yaklaşan arabaları görünce dikkatim dağıldı. Bir arkaya bir Ömer Ağaya bakıyordum. O ise gözünü kırpmadan bana bakıyordu gözlerinden okunan çaresizlikle.

"Ben....tamam ama herhangi bir yanlış yapmaya kalkmicaksın." Dedim.

  Yanlış mı gördüm bilmiyorum ama adamın gözleri ışıldamıştı resmen. Dudaklarında çok hafif bir tebessüm oluştu ve başını eğdi. Tesbihini bileğine geçirip elini uzattı.

   "Anlaştık." Dedi. Stresi ve gerginliğimi yeneli bir kaç saniye oluyordu ki elimi uzatıp karşılık verdim.

   "Anlaştık."Tan babam ve korumaları seri adımlarla yanımıza yaklaşıyordu. Elimi çektiğimde aptal aptal sırıttığını farkettim.

  "Ama şimdi çek git adamlarını." Dedim soğuk bir sesle. Kafasını çevirip kendi adamlarına işaret verince bütün hepsi arabalara doluşmaya başladı. En son kendisi de binip uzaklaşmaya başladılar.

  "Oğlum iyi misin?" Diye endişeli sesiyle Tan babam geldi. Elini omzuma atıp hasar kontrolü yapar gibi vücudumu inceledi.

"İyiyim baba. Bir şey olmadı." Dedim. Bizi kendi arabasına doğru ilerletmeye başladı. Arabaya binince bana döndü.

"Derdi neymiş? Yine aynı meselemi?" Diye sordu sert bir tonda. Boğazımı temizledim. Aklım hala benden af dilemesindeydi.

  "Yok hayır. Özür diledi ve konuşmak istediğini söyledi." Nefes vererek güldü.

  "Daha ne konuşacakmış acaba. Neyse artık daha sıkı bir önlem alır onun da icabına bakarım ben oğlum sen merak etme." Dediğinde hemen itiraz ettim. Cidden merak ediyordum ne konuşucağını. Bu konunun, aşiretlerin mevzusundan farklı olduğunu hissediyordum.

  "Hayır baba. Gerek yok. Ben onunla konuşup anlaşmaya varmak istiyorum. Lütfen karışma." Dedim saygımı bozmamaya çalışarak. Endişesini anlıyordum. Hak da veriyordum.

  "Oğlum. Daha iki hafta önce olanlar unu-" lafını kestim.

  "Unutmadım. Yalnız gitmeyeceğim söz. Sadece konuşucaz." Dedim ikna etmeye çalışıp.

  İstemeye istemeye kabul etti. Tabi benimle gelmek şartıyla.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

  Zamazingo zamazingo zingo zooo!

Selam genşler. Dün akşam azıcık televizyon izleyeyim dedim. Sonra aklıma bu kurgum geldi. Dizi gibi , yazarken çok zevk alıyorum.

  Yani bu kitaba da devam edicem. Bölümler düzenli gelmeyebilir , kusura bakmayın.


Bu kitapta içinize sinmeyen , şöyle devam etsin dediğiniz sahneler varsa söyleyin , yazayım.

Aynı anda 3 kitap yazıyorum. Ve ben acemi bir yazarım.

Ömer Ağa - GAYWhere stories live. Discover now