7. Bölüm

673 73 30
                                    

Yaptık işte bir şeyler..

____\\\\\\______

Bunu yaptığıma her an pişman olabilirdim ama bir kere karar vermiştik. Korkaklık yapıp geri dönmek yakışmazdı bize. Adımlarımı hızlandırıp mekandan içeri girdim. Yahya abiler kapıda ne olur ne olmaz bekleyeceklerini söylemişlerdi.

Karşımda çift kişilik masada oturan adamla göz göze geldim. Beni izlemeye başladı durup. Kapıda beni karşılayan garsonla masaya yaklaştım. Karışısına otururken garson da elindeki menüleri önümüze bıraktı ve uzaklaştı.

  "Hoşgeldin Derin'im." Anında kaşlarımı çatıp ona baktım. Ne bu sahiplenme eki? Hayırdır?

   
  "Hala aynı konuda mısın sen? Devam edersen kalkar giderim bak." Dedim oldukça   tehditvari biçimde. Gerginliğimden umarım becerebilmişimdir. Bir şey demeyip dümdüz bakmaya devam etti. Dudaklarındaki  sırıtış geldiğimden beri eksik olmuyordu.

  "Biliyorsun." Bardağını eline aldı.
"Bir zamanlar senin dedenle benim dedemin kan davası için bu haldeyiz." Suyunu içerken geri yaslandı. Hayret. Medeni konuşmamız umarım medenice sonlanırdı.


  "Doğruyu söylemek gerekirse...seni yıllardan beri tanırım, bilirim." Gözleri sanki içimi görmeye çalışıyor gibi derinden bakıyordu.

"Kan davası nedeniyle sizin sülaleyi araştırdığımda gördüm seni." Dedi ve gülümsemesi derinleşti. Hiç çekinmeden bakışlarıyla yiyordu beni. Herife en başından beri düzüm dediğim halde duymamazlıktan geliyor ve kendi dediğini oldurtmaya çalışıyordu.

"Seni İzmir'e gönderdiklerinden beri takibe aldırdım."


Kaşlarım şokla havalandı. Ben İzmir'e 15 yaşımda gelmiştim. Ne demek takip ediyorum. Resmen başından beri hayatım tehlikede miydi?

"N-ne yani? Bunca zaman beni mi izledin. Psikopat mısın sen ya! Uzak durun benden. Ailemle bir bağım kalmadı benim artık. Şu an bu masada oturuyorsam o da bu saçmalığın kökünden son bulması için!" 

Hararetle içimdekileri döktüm. Bana bakışları sesimi yükselttiğim anda değişmişti. Saniyeler önceki yumuşak bakışlarından eser kalmamış kan davalısına bakar gibi bakıyordu. Başını eğip derin bir iç çekti. Boğazını temizleyip kafasını kaldırdı,  menüye uzandı.


"Aç mısın? Yiyelim hayde."


Konuyu değiştiriyordu ya da geciktiriyordu. İnsanı deli eder bu adam ya. Ömür törpüsü Ömer ağa.  O beni yıllarca takip etmiş ama ben onun varlığını daha bir kaç hafta önce  öğrendim. Keşke hiç öğrenmeseydim ama kader çıkardı karşıma bir bela. Uğraş dur.

Ne kadar bağırsam çağırsam işlemiyordu herife. Kendimi dizginlemeye karar verdim. Burdan olumlu sonuçlar ile ayrılmak ve Sanem'e sarılıp uyumak istiyorum.

  "Peki. Anladım sen kan davan yüzünden bu siktiğimin ailesinden beni kurban seçtin. Hayatımı karartmaya da baya bir heveslisin. Öyle aşk meşk şeylerini de zırvalamayı kes."

Öfkemi dindirip onun gözlerine bakarak devam ettim.

"İster mezara kadar bu kafayla devam et ister aklını başına toplarsın.  Okumuş etmiş adamsın, daha  gelenekti töreydi saçmalıkları sallarsan vah senin haline."

   Bardağımdaki suyu kafama diktim. Cevap vermesini bekliyorken bu vurdumduymazlığı beynime kan sıçramış gibi hissettirdi.

  "Et yer misin?"

   Elimdeki bardağı masaya vurup dikkatini bana vermesini sağladım. Gözleri bana döndüğü an öfkeden yerimde duramıyordum.

  "Hareketlerine dikkat et Derin. Yemek için buluşmamış mıydık. De haydi yiyelim." Dedi ve menüyü kenara bırakıp garsonu çağırdı.

   Sinirden saçlarımı yolarak başımı masaya eğdim.

  "Anlamıyorum. Anlamıyorum. Anlamı-" sayıklarken çoktan ayaklanıp çıkışa doğru seri adımlarla ilerledim. Kapıda beni bekliyorlardı. Tahammül edemiyorum. Dayanamıyorum. Daha önce hiç böyle bir öfke patlaması yaşamamıştım. Kendime zarar verme dürtüsünü görmezden gelmeye çalışıyordum.

  "DERİN!" Adımın çığırıldığını duyunca daha da hızlandım. Tam mekanın kapısından çıkacağım sırada arkamdan sarılan iri kollarla ayaklarımın yerle bağlantısı kesilmişti.

  "BIRAK!" Deyip kurtulmaya çalıştım. Nefes nefese ağzıma geleni söylüyordum ama ne dediğimin farkında değildim. Tek istediğim burdan gitmek. Sanem. Sanem'i istiyordum.

Arasında olduğum kollar beni bırakmazken öfkem yerini korkuya bırakmıştı. Yalan yok.Bu adam beni korkutuyordu. Her şeyi yapabilme potansiyeli görüyordum onda. Ne ses veriyor ne kımıldıyordu. Kolları arasında nefes nefese çırpınmalarımın bitmesini bekliyordu öylece.

  Kendimi sıkmaktan başım dönüyordu. Öyle sıkı sarmıştı ki kaburgalarım sızlıyordu. Daha fazla mecalim kalmadığında bacaklarım tutmaz olmuştu. Nihayet bıraktığında tam yere çökeceğim sırada bu sefer kucağına aldı dangalak herif.

  "İyi misin yavrum?" Saçlarımı öperek sorduğu soruyla içinde bulunduğum duruma bir daha küfrettim. Dönen başımla ve son gücümle yakalarını yapıştım.

"Uzak dur benden. Allah belanı versin." Diyip kafasını kendimdem uzağa ittirdim. Bedenimi uzun , geniş koltuğa bıraktığı sırada hakaret  ve küfürlerim sekteye uğramış etrafı incelemeye başlamıştım. Yanaklarımı silip , yüzüme gelen saçları arkaya tarayınca elimin tersiyle ittirdim ellerini. Daha iyiydim şimdi ama dokunuşları tekrar öfkelendiriyordu.

  "Amma hırçın çıktın sende." Dedi alayla. Gözlerimi kapayıp görmezden geldim. Sorunlardan böyle kaçılıyordu hep. Belki
Görmezden gelsem çekilebilir olabilirdi. Ama hiç bir zaman son bulmayacaktı. Kendimi güvende hissetmiyordum. Korku ve endişe dolu zihnim kötü senaryoları kafama dizmeye başlamıştı bile.

Ömer ise  oturduğum koltuğun önünde diz çökmüş sert bakışlarının yanı sıra gizlemeye çalıştığı endişesiyle sürekli ittirdiğim ellerimi tutmaya çalışıyordu.

"Gidicem." dedim fısıltıyla başım dönmesi geçmiş ama yorgunluk çökmüştü üstüme.

"Bırak gidicem. İstemiyorum seni görmek."  dedim gözlerine yalvarırcasına bakarak.
Yüz ifadesi değişmezken duyup duymadığını sorguladım.

Sabrımın son gramıyla ağzımı tekrar açtım.

  "Gidice-" lafım yüzüme yaklaşan herifin dudaklarımdan öpmesiyle yarıda kesildi.

///////////

///////////

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ömer Ağa - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin