Episode 11 : Hoşgeldin Yua bebek!

135 14 285
                                    

K: " nee san! Aynen! Aynen bu şekilde nefes alıp vermeye devam et! Bir de ıkınman lazım çünkü şu anda gelmiyor. Ulaşamadım. "

Sh: "ahhhh, offffffff, tamam tamam yapıyorum."

Yaklaşık bir saat olmuştu doğumun başlamasına. Ama kanao henüz bebeğin kafasına zor ulaşabilmişti. Tutabilmesi için tam çıkması gerekiyordu. Ona yardımcı olabilmek için her türlü şeyi yapıyordu. Ama bu iş çok vakit alacak gibiydi. Giyuu ve Tanjiro gelene kadar doğmaz gibi duruyordu. Shinobu korkunç bir acı çekiyor olsa bile doğumda bir sıkıntı yoktu. Herşey yolunda gidiyordu. Giyuu nun da yanında olmasını çok istemişti ama bebek maalesef onu beklememişti. Eğer doğum uzarsa belki yetişebilirdi. Shinobu biraz da bunun için acele etmemeye çalışıyordu. 

Bu sırada herşeyden habersiz Giyuu ve Tanjiro normal bir şekilde ava devam ediyordu. İşleri kolay gibiydi daha şimdiden iblis sayısında gözle görülür derecede bir azalma vardı. Ama Giyuu nun içinde bir his oluşmuştu. Sanki duygusal olarak bir şeylerin varlığını hissediyordu. Shinobu yu düşünmeden tek bir anını zaten geçirmiyordu fakat bu başka bir histi. Kendi de açıklayamıyordu tam olarak ne olduğunu. Ama bir an önce eve dönmek istediğini biliyordu. Bunun için de oldukça hızlı çalışıyordu. 

Şafağa yakın dönme kararı aldılar ve yola koyuldular. Yolda giderken eve yakın oldukları sırada bazı sesler duydular. Neler olduğunu anlamak için Tanjiro nun burnu sayesinde sesin sahiplerini bulup sessizce onları dinlediler. 

K: " Sana çığlık sesleri duyduğumu söylüyorum İzanagi! bu sesleri duymaman için sağır falan olman gerekir. Kadın belli ki yakınlarda. Bahse girerim bebeği doğuruyordur. Eğer doğumdaysa işimiz daha da kolay olacaktır. Malum hashiraların ne yapacağı hiç belli olmaz. " 

İ: " Ama ya bir tuzaksa ne olacak Kuebiko ? belki de sen duy diye çığlık atıyordur. Belki de haklısındır emin olamıyorum. Sanırım fazla şüpheci biriyim. Ses ne taraftan geliyor dedin. " 

G: " Cehennemin dibinden geliyor olabilir belki. İsterseniz göstereyim! " 

K: " Tanrım! bi erkek olan hashira eksikti zaten! merak etme karını öldürme gibi bir amacımız yok. En azından bizim yok. Liderin ne yapacağı belli olmaz. " 

G: " O liderin de artık bir şey yapamaz. Sizin sayenizde yapamayacak desem daha doğru olur. " 

İ:  " Bu da ne demek oluyor? " 

G: " Siz ikiniz bir kaç dakika daha yaşamak istiyorsanız bizi hemen liderinize götüreceksiniz demek oluyor. " 

K: " götürmezsek ne olur? " 

G: " O zaman hemen geberirsiniz. " 

İki iblis düşünüp taşındılar. İkisi de mantıksal olarak Giyuu ve Tanjiro ya karşı asla kazanamayacaklarının farkındalardı. Üstelik liderden de kurtulmak iyi bir fikir olabilirdi. Onun da bir hashira ile başa çıkamayacağından eminlerdi. Giyuu nun tek başına bile hepsini yenebileceğini biliyorlardı. Bu yüzden en azından her gün onların yemeklerini çalıp onlara işkence eden o liderden kurtulmanın tadına varabilmek için Giyuu nun teklifini kabul ettiler. Ve birlikte iblislerin kaldığı üsse gittiler. 

Yoldaki tuzakları iblislerin bilgilendirmeleri sayesinde aştılar. Ve tepenin arkasında çok büyük bir iblis ini ile karşılaştılar. Bu şimdiye kadar gördüklerinin en büyüğü olmasa bile oldukça kapsamlı bir alandı. içeri girmeden önce de bir plan yapmaları gerektiğini biliyorlardı. Biraz düşündüler ve öncelikle bu iki iblisin lideri bu tarafa çekmelerine karar verdiler. Hazır olduklarında da Giyuu ve Tanjiro atağa geçeceklerdi. Ve bir kaç dakika sonra iblisler dedikleri gibi ine girdiler. 

Little butterfly: behind the curtainUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum