0.1

2K 152 73
                                    

My Baby

---

Işıkları kapattığı kafeden çıkıp kapıyı kilitleyen Minho boynunu kütletip arabasına doğru ilerledi.

Arabaya binip çalıştırmadan önce Chan'ın mesajına cevap verdi. Çalıştırdığı araba ile bembeyaz kar ile kaplanmış yollardan geçmeye başladı.

Havalar iyice soğumuş ve tüm gün kar yağıyordu. Haliyle okulların tatil olması ile sokaklar çocuk kaynıyordu.

Minho'nun yüzünde gülümseme oluşurken geldiği evi ile arabayı park etti.

Yan koltukta ki çantasını alıp inerken sokağında ki çocuklara baktı. Aileri ile beraber kar topu oynuyorlardı.

Onlara kısa bir selam verip evinin kapısına ilerledi. Anahtarını çıkarıp kapıyı açacağı sıra duyduğu ses ile duraksadı.

Bakışları etrafta gezerken ağlama seslerini tekrar duydu. Sırtındaki çantasını düzeltip evinin merdivenlerinden indi.

Evlerin önünde ilerlerken bir kaç çimenliğin arasına çökmüş, bacaklarını kendine çekerek ağlayan küçük bedenin gördü.

Kaşları çatılırken sakin adımlarla yanına yaklaşıp yere eğildi.

"Hey ne yapıyorsun?"

Duyduğu ses ile başını kaldıran çocuğa gülümseme sundu. Sarı saçları ve çilleri, kızarmış gözleri, burnu ile önünde ki adama bakıyordu.

Burnunu çekip "K-kimsiniz?". Fazla üşümüştü, kekeliyordu.

Minho montunu çıkarıp küçük bedeni örttü. "Bu saatte burada ne işin var? Çok üşümüşsün".

Gözlerimi kocaman açan çocuk ona büyük olan montun içinde biraz daha küçüldü.

Tekrar "Kimsiniz?" diye sorarken Minho sıcacık bir gülümseme sundu. 

Elini küçük beden uzatıp "Ben Minho Lee Minho. Sen kimsin peki?"

"Ben de Lee! Bende Lee Felix'im! Şey Yongbok da var".

Bozuk korecesi ile söyledikleri büyük bedeni güldürdü. "Demek sen de Lee çok güzel o zaman".

"Peki Felix neden buradasın? Saat çok geç ve hava soğuk".

Felix dudaklarını büzüp dolu gözlerle etrafına bakındı. Karşısında ki adam iyi birine benziyordu ama küçük bedeni yabancılar hep ürkütürdü.

Monta sarılırken ona sıcacık gülümseyen bedene güvenmek istedi.

"Şey kayboldum ben de".

"Peki adresini biliyor musun? Ailene götürebiliriz".

Küçük bedenin gözlerinden yaş akarken Minho telaşa kapıldı. "Üzgünüm kötü bir şey mi söyledim? Ağlama lütfen".

Felix başını iki yana sallayıp "Ailem yok. Yetimhanede yaşıyorum ama kayboldum bilmiyorum nerede".

Minho küçük bedenin yanaklarımı kavrayıp yaşlarını sildi. "Tamam şşş ağlama lütfen. Ben buradayım seni burada bırakmayacağım".

İkisini ayağa kaldırırken Felix merakla ona baktı. Elini uzatan beden ile tereddütte kalsada uzanıp tuttu.

Güven verici tutuş içini ısıtırken Minho küçük bedeni ısıtmak için evine götürdü.

Yaktığı şöminenin önünde ısınan bedene yorgan getirip üstüne örttü.

"Hangi yetimhanede olduğunu biliyor musun Felix?"

"Evet biliyorum su kocaman mavi renkte olan hani şeyi var üç binası".

Minho başını sallayıp elindeki sıcak çikolatayı uzattı. Felix gözlerini kırpıştırıp bardağa baktı.

"Hyung bu ne?" diye sorması ile "Sıcak çikolata iç bak çok seveceksin".

Felix başını sallayıp bir yudum alırken gözleri parladı "Çok güzel bu!" demesi ile Minho gülüp ayağa kalktı.

"Sen ısın olur mu? Ben bir arkadaşım ile konuşup senin yurdunu bulacağım".

Başını sallayan beden ile mutfağa geçip eline telefonunu aldı.

Chan telefonu açıp "Ne o özledin mi?" diye sorması "Konuşma çok" dedi.

Salonda ki sarışın küçüğe göz atıp iç çekti. "Chan bana bir yurdu bulman gerekiyor".

---

Selam arkadaşlar
Kısa bölümlü soft minlix ile merhaba

Ship kitabı değildir lütfen yanlış anlaşılmalar olmasın

Tamamen ikisinin arasında oluşacak aile bağı ile alakalı
Kısa bölümlü olacağı için diğer ficlerin arasına sıkıştırıp yazacağım

Tamamen ikisinin arasında oluşacak aile bağı ile alakalı Kısa bölümlü olacağı için diğer ficlerin arasına sıkıştırıp yazacağım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Minlix ile baysss

My Baby // Minlix ✓Where stories live. Discover now