1.8

436 49 22
                                    

Bacaklarını yere deymediği için ileri geri sallayarak, bir dili dışarıda dikkatlice yaptığı resmi boyuyordu.

Diğer yanında Seungmin ise "Bitti!" diyerek gururla resmini kaldırdı. Öğretmenleri olan Jiho gülümsedi genişçe "Bu harika olmuş Seungmin" dedi saçlarını okşayıp.

Küçük beden gülerken Felix de heyecanla resmini kaldırıp "Jiho bende bitirdim bakın bakın!" dedi heyecanla.

"Evet Lixie harika olmuş, çok yeteneklisin" diyerek yanağını sıktı genç. Felix gülüp oturduğu yerden kalktı.

Kenarda diğer çocuklar ile oynayan Jeongin'e ilerledi. "Ne oynuyorsunuz?" diye sordu heyecanla.

"Ay Lix ben şövalye oldum!" dedi etrafında dönerek. "Vov harika bende istiyorum!" dedi parlayan gözleriyle.

Jeongin ona da bir perelin ve kılıç buldu. Çocuklardan biri "E prenses kim ki? Hepimiz kötü yada şövalye olduk" dedi.

Hepsi düşünürken Felix kenarda hala çizim yapan arkadaşına baktı. Jeongin'e döndüğü sıra onun da aynı kişiye baktığını farketti.

İkiside başını sallayıp "Minnie!" diyerek yanına koştu. Seungmin kaşları havada onlara bakarken "Min hadi oyun oynayacağız! Prenses olacaksın" dedi heyecanla Jeongin.

"Prenses mi? Neden ben ki?" diye sordu kaşlarını çatıp. Felix yerinde minik minik zıplarken "Hepimiz kötü ya da şövalye olduk çünkü, bu yüzden prenses ol ve seni kurtaralım" dedi.

Seungmin çekinerek diğer çocuklara bakarken Jeongin onun elini tuttu. "Merak etme seni ben kurtaracağım prensesim" dedi göğsünü gererek.

"Hayır! Ben!' diyen sarışın ile iki küçük gözlerini kısarak birbirine baktı. Seungmin gülüp ayağa kalktı "Peki prenses ben olacağım".

"Yaşasın!" diyen ikili elinde tuttukları Seungmin ile diğer çocukların yanına koştu.

Herkesin rolü belli olması ile Seungmin kutuların üstüne oturmuş diğer çocuklar da önlerine geçmişti.

Jeongin kılıcını onlara tutup "Prensesim seni kurtarmaya geliyorum!" diye bağırdı.

"Hayır o benim" dedi adı Haru olan kötü rolünde ki çocuk. Felix gözlerini kısıp "Seni hiç sevmedim ben o yüzden Seungmin'i alacağım".

Onlar kağıt kılıçları ile dövüşmeye başlarken kenarda onları izleyen hocaları gülüp kamerasını çıkardı. Miniklerinin ailelerine gösterebilmek için videolarını çekmeye başladı.

"Haru yendim seni çıktın!" diye bağırdı Jeongin mutlulukla. "Of ya!" diyen çocuk kenara çekilirken Felix ve Jeongin etrafına bakındı.

"Ay Jeongin biz kaldık galiba sadece" dedi. Diğerleri gülüp "Hadi dövüş dövüş" diye tezahürat yaptı.

Seungmin ise bacaklarını sallıyor oyunun bitmesini bekliyordu. "Hadi ya sıkıldım ben azıcık" dedi söylenerek.

"O zaman gel buraya Felix dövüş" dedi Jeongin. Felix de gülüp kağıt kılıcını ona tuttu.

Bu oyunu ciddiye alarak savaşırken diğer çocuklar da onlara tezahürat yapıyordu. Felix bir hamle yapacağı sıra ayağa takılırken Jeongin'in üstüne doğru düşmesi ile ikiside kendini yerde buldu.

Jeongin yüzünü buruşturdu "Of Lix!" dedi söylenerek. "Ay üzgünüm ayağım takıldı" dedi Felix dudak büzüp.

"Of kalk hadi üstümden".

"Hayır" dedi Felix. "Ne?" diyen ile "Hayır işte böylece Seungmin senin olmaz" dedi.

"Ya kalksana" diyerek ittirse bile Felix omuz silkti "Hayır ya ben kazanacağım kalkmıyorum".

Jeongin bu sefer saçına yapışıp "Kalk üstümden!" derken Felix de onun yanaklarını sertçe sıkıp "Hayır!" diye bağırdı.

Çocuklardan bir kaçı hocalarına koşarken Seungmin iç çekti. Kutuların üstünden inip boş gözlerle onlara baktı ve dümdüz yoluna devam etti.

Kapıda gördüğü Jisung ile "Jisung!" diyerek yanına koştu. "Naber fıstık? Ne yapıyor onlar" diyerek diz çöktü.

Seungmin omuz silkti. "Bilmiyorum ki kavga etmeye başladılar, alıştım ben". Jisung gülerken onunla gelen Chan ise Jiho ile beraber iki küçüğü ayırdı.

Küçük bir azar yemeleri ile beraber özür dileyerek okuldan çıktılar. Jisung kahkaha eşliğinde "Sırf bir oyunu kazanabilmek için mi yani?" dedi.

"Daha çok Seungmin için kavga etmişler" dedi Chan göz devirip. "Oğluşum görüyor musun? Şimdiden senin için kavga edenler var, herkesi aşık edeceksin kendine".

Seungmin gülüp "E tabiki" diyerek saçlarını savurdu. "Çocuk bile size benzedi" dedi Chan hayretle.

Arkadan gelen minikler ise sessizdi. Felix göz ucuyla siyah saçlıya bakıp elini tuttu. Jeongin ona dönerken "Üzgünüm" diye mırıldandı.

Jeongin bir süre susmuş daha sonra elini daha sıkı tutup "Bende üzgünüm" demişti. Aralarında ki küslük bittiği gibi tekrar gülüşürken Chan da onlara gülümseyip kafenin kapısını açtı.

Felix koşarak içeri girip "Minho! Minho!" diyerek etrafında döndü. Duvar tarafında oturan beden ise gülüp kollarını açtı. "Felix! Felix!".

Felix de gülerken koşarak üstüne atladı. Minho onu sıkıca kavrarken kucağına çekip sarıldı.

"Hoşgeldin bebeğim" diyerek saçlarında öptü. Felix gülüp başını geri çekmiş Minho'nun karşısında oturan bedene bakmıştı.

Merakla geri büyüğüne bakarken Minho söze girdi. "Felix bak bu Minseo gittiğimiz tatilde tanışmıştık".

Felix hala boş gözlerle ona bakarken sarışın genç gülümsedi. Elini uzatıp tatlı bir şekilde "Merhaba Felix, tanıştığımıza çok sevindim.

---

Okullu olunca ayrı bir tatlis oldunuz siz
Olmayın

Baysss

My Baby // Minlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin