2.5

479 36 102
                                    

Annemin verdiği işleri yaparken, bi yandanda karnımın ağrısı yuzunden ikide bir çömelip kalkıyordum. Yahu özel günümde neden beni bu kadar yüklüyorsunuz!

Süleymanın dediklerini hatırladığımda, kalbimde ufak bi ağrı oluşmuştu. Bu çocuk ne demeye çalışıyordu?

Kapı çalınca, gözümü devirip yavaş adımlarla gidip kapıyı açtım. Bu saatte erken gelmemiş miydiler... Diye düşünüyordum ta ki karşımda Firdevsi görene kadar. "Vera... Kapanmışsın"

Gözlerinin altı çökmüş, teni solmuştu. Bu kız ne ara böyle hale geldi. Ay! Yoksa madde filan mı kullanıyordu? "Kızımm! Kim geldi?" annemin sorusu ile, duraksayıp Firdevsi süzdüm. "Arkadaşim geldi" diyerek kolundan tutup içeri çektim.

Ayakkabısını çıkarıp beni takip ettiğinde, odama geçmiştik. "Ne istiyorsun?" dedim ciddi ses tonumla. Tebessüm edip sandalyeyi çekip oturdu. "Beni affetmeni"

"Ha! Dün Süleyman bu gün sen! Seni neden affedeyim ki? Bu yaptıklarından sonra hatta yaptıklarınız dan sonra sizi neden affedeyim?" başını sallayarak çantasından siyah bir defter çıkardı. Ha yok bu günlüktü!

"Bu benim sana hediyem. Beni affetmiyorsan Süleymanı affet. Benim buraya geldiğimden haberi olsun istemiyorum" dedi ayaklanarak. Kolundan tutup onu durdurdum. "Neden geldin?"

"Özür dilemek için" dedi yüzüme dahi bakmadan. Ardından başını aşağı eğdi. "Vera sana çok kötülükler yaptım ama o sıralar ergendim ve patlayacak yer arıyordum. Kötü biri olduğumu inkar etmeyeceğim. Ve seni beni affetmen için zorlamam. Fakat şunu bil her kötü kişinin ardında bir sebep yatar. Benimki ailemdi. Benim ailem çok ünlü bilirsin hani. İkizim Endam da bende zamanında az dayak yemedik. Ailemizin şirketten sorunları olunca gelir bize patlarlardı biz ise okuldakilere. Annem son zamanlarda bana baş ağrısı ilaçları vermeye başlamıştı fakat son zamanlarda kendimi iyi hissetmiyorum bazen bir ders yazmam gerekirken masaya oturuyor sonra ne için oturduğumu unutup kalkıyordum. Bazen dışarda gezerken evimin adresini unutup karakolda kendimi nuluyordum. Dün annemin bana verdiği ilaçlarla laboratuvara gittim hafıza ilacıymış.. Kendince kötü anılarımı silmeye çalışmış."

Dediklerini kocaman gözler ve hayretle dinliyordum. Bir insanın ailesi annesi nasıl böyle canavar olabilirdi ki? Firdevs uzun kollu elbisesinin kolunu yukarı sıyırdığında, gördüğüm manzara beni dehşete uğratmıştı.

Kolunda binlerce yanık, kesik lekesi vardı. "Bunlar beni affetmen için sebep değil. Ama Süleyman senin nefretini hak etmedi. Görüşürüz" diyerek odamdan çıkıp kapıya yönelmişti. Çıktıktan sonra, kendimi toparlayıp ayakkabımı giyip peşinden gittim. Fakat yoktu.

Onu affedemezdim, fakat bu çektiklerinide haketmiş değildi. Geri eve döndüğümde, odama geçip masadaki deftere göz ucuyla baktım. Açmalı mıydım? Acaba Firdevsin miydi? Merakla sandalyeyi çekip oturdum ve günlüğü açtım.

Süleyman Soylu 2020.10.12

"Erkekler günlük yazar mıydı?
Bilmiyorum ama nedense buna ihtiyacım var. Okulda ders çalıştığım sıra, Fuat ve Korhan beni çağırmışlardı. Yanlarına gittiğimde beraber kantine çıkmıştık. Korhan müdürün oğluydu. Yeni tanışmış arkadaş olmuştuk

Fakat bilirsiniz, her arkadaşlık uzun sürmez. Bizimki öyle böyle değil, çok fena bi şekilde bitmişti. Kantin bomboştu ve ben ise neden ortada öylece durduğumuzu bilmiyordum. Sonra Korhan ayran alarak kapağını açtı. Bana uzattığında, almak istemiştim fakat buz gibi ayran başımdan aşağı dökülmüştü. Korhan umzumdan tutup sıkarak diz çöktürmüştü bana.

Efulim • TextingWhere stories live. Discover now