11

5.5K 470 362
                                    

Xx selamlar. Yeni bölüme hoş geldiniz. Üzücü haber, elimdeki tüm taslaklar bitti. Ananı sikiyim dediğinizi duyar gibiyim. Ancak merak etmeyin. Siz bu bölümün sınırını geçene dek yeni bölümü yazacağım.

Bölüm sınırımız; 60 Oy 250 Yorum

Yazım yanlışları varsa kusuruma bakmayın. Keyifli okumalar dilerim♡

***

"Taehyung, bana kahve yapar mısın?". Sözlerini işittiğimde elimi usulca tutuşundan kurtarmış ve son derece kendimden emin bir ses eşliğinde ona cevap vermiştim.

"Yapamam. Ben buraya Eunmin'e bakmak için geldim. Size kahve yapmak için değil. Bebek için buradayım. Unuttunuz mu?. Yüzüme affallamış bir eda ile baktığında sinirle gözlerimi devirip mutfaktan çıkmıştım.

Onca sözlerinden sonra bir de sana kahve yapacağım öyle mi? Yok ya! Oldu paşam...

Merdivenlere yöneldiğim sırada mutfakta kopan büyük gürültü ile nerdeyse koşar adım mutfağa geri girmiştim.

"Aman tanrım!". Jungkook yere düşmüş, düşerken de masaya da kendiyle beraber yeri boylatmıştı. Masanın üzerindeki bardaklar ve sürahi tuzla buz olmuştu.

Of feci sarhoştu bu ya...

Hızla yanına gidip onun koluna girmiş ve onu yavaşça yerden kaldırmıştım. Ancak ayakta duramıyordu bile. Başını boynuma gömmüş ve sert soluklar alıp vermeye başlamıştı.

"Odanıza gitmek ister misiniz?". Omzunu usulca dürtükleyip konuştuğumda, dudaklarını her bir kelimesinde boynuma değecek şekilde mırıldanmıştı.

Ahh...İçim bir hoş olmuştu doğrusu.

"Kahve istiyorum.". Dediğinde gözlerimi devirip, onu merdivenlere doğru yürütmeye başlarken mırıldanmıştım. "Yapacağım kahveni sus da yürü!". Ayy insanı deli edersin sen Jeon!

Ayıkken ayrı, sarhoşken ayrı gıcıksın sen ya...

Kollarını bedenime iyice sarıp nerdeye tüm ağırlığınaı benim üzerime verdiğinde güçlükle onu odasına götürmüştüm...

Onu yatağa sertçe bıraktığım gibi bacaklarını da yatağa uzatmasına yardımcı olmuştum. Daha sonra ise ayağındaki ayakkabıları çıkardığım gibi komodinin üzerindeki abajuru yakmıştım.

Yanından ayrılmak üzere harekete geçtiğim an eli birden bileğimi sarmış ve beni durdurmuştu.
Şaşkın bakışlarımla ona döndüğümde baygın bakışlarla beni izlediğini fark ettim.

Tanrım...Ben ondan uzak durmaya çalışıyorum fakat bu kararım onun davranışları ile daha da dayanılmaz ve karşı konulamaz bir hal alıyor.

Ne yapacağım ben?

"Taehyung...". Tatlı tatlı bana seslendiğinde derin bir nefes verip, yanı başına eğilmiş ve bileğimi kavrayan elini avuçlarımın arasına almıştım.

Başımın tatlı belası...

"Efendim.". Boşta kalan elini yüzüme doğru götürüp yanağımı okşadığında gözlerim doldu. Keşke benim olsan...Keşke birbirimizin olsak.

"Özür dilerim.". Sertçe yutkunmuş ve bakışlarımı üzerinden kaçırmakla yetindim. Ancak kısa süre sonra işaret parmağı ile çenemin altını okşayıp başımı ona çevirmemi sağladı.

"Dudaklarını öpmek istiyorum.". Hırıltılı sesi ile fısıldadığı an başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Siktir...

Hızla çömeldiğim yerden kalktığımda ellerimin arasında duran eli sertçe düşmüştü. Hayır, Taehyung hayır...İnanma ona güzelim.

For Baby | TAEKOOK |Where stories live. Discover now