13

5.5K 432 212
                                    

Selam xX

Beklettiğim için üzgünümm. Sınır sabah aşıldı ama bir takım işlerim vardı ancak atıyorum.

Bir çoğunuz uyuyor muhtemelen malum okul açıldı. :(

Her neyse bebişlerim. Ben anladım ki siz oy sınırını rahat aşıyorsunuz ama yorum yapmak zor geliyor. Bu yüzden bu bölüm oy sınırı arttı, yorum sınırı düştü.

Sınırımız; 70 Oy 150 Yorum

Yazım yanlışlarım varsa kusuruma bakmayın. Keyifli okumalar dilerim xX

***

Taehyung

"Sarman gereken yaralarım vardı Taehyung...". Bana ve duygularıma karşılık vermesi beni çok mutlu etmişti lakin ona şu an karşılık veremezdim.

Öyle pişmanımdım ki Bogum'a yazdığım için...

Şimdi hem Jungkook'u, hem de sahte duygularım ile Bogum'u üzmüştüm. Bogum ne kadar bu gerçeği bilmesede vicdan azabı yaşıyordum. Ancak Bogum için Jungkook'un duygularına zarar veremezdim ki.

"Seni unutmak adına vermiş olduğum saçma bir karardan ibaret bu. Ona olan duygularım çoktan öldü. Benim için sen varsın Jungkook...". Yere eğdiği başını usulca kaldırmış ve burnunu çekip karşımda doğrulmuş ve dik bir pozisyon almıştı.

Karşımda ne kadar güçlü durmaya çalışsada büyük bir hayal kırıklığına uğradığı ap açık belliydi.

"Bu ne demek oluyor? Benden uzaklaşman ve duygularıma karşılık vermemenin sebebi Bogum'dan ayrılmayacağın anlamına mı geliyor?". Titreyen, boğuk sesi eşliğinde son derece soğuk bir tonda konuştuğu an tüylerim diken diken olmuştu.

Ah tanrım...

"Kalbim sende. Ancak onu öylece bırakamam anla beni lütfen. Biraz zaman ver bana.". Başını yavaş yavaş olumlu anlamda sallamaya başlamıştı. Ona yeni kavuşacakken, böyle bir sebepten onu kaybedemem diye geçirdim içimden.

"İstediğin zaman senin olsun. Seni bekleyeceğim.". Demiş ve ona cevap vermemi dahi beklemeden hızla mutfaktan çıkmıştı.

Umarım yaptığım bu hata onu kaybetmeme neden olmaz...

***

"Eunmin nerede?". Adının Jihye olduğunu öğrendiğim kıza son derece soğuk bir tonda sormuştum. Tanrı biliyor ya onu hiç mi hiç gözüm tutmamıştı.

Sözlerimi işittiği an uzandığı kanepede doğrulmuş ve televizyonu seyreden bakışları beni bulmuştu. "Odasında. Oyuncakları ile oynuyor.".

"Sen ne dediğinin farkında mısın!? Küçücük bir çocuğu nasıl yalnız bırakırsın!?". Pişkince sarf ettiği sözler tepemin atmasına yetmişti. Aptal orospu birde utanmadan pişkin pişkin konuşuyor ya!

"Taehyung ne oluyor? Neden bağırıyorsun?". Merdivenlerden koşar adım inen Jungkook'un sesini işittiğim an sinirle ona dönmüştüm. "Bu kız Eunmin'i odasında yalnız bırakmış. Şaka gibi cidden! Tanrı aşkına ya bir şey olsa!?".

Jungkook'un bir tepki vermesini beklemeden hızla merdivenlere yönelmiş ve koşar adım Eunmin'in odasına girmiştim.

Tanrıya şükür ki bir sorun yok gibi görünüyordu...

Uslu uslu oyuncakları ile oynuyordu. Fakat Eun'un iyi olması, bu Jihye denen aptalın haklı olduğunu göstermezdi öyle değil mi?

Hızla Eunmin'i kucağıma aldığım gibi bedenini kontrol etmeye başladım. Tam o sırada yanımıza Jungkook ve Jihye geldi. "Taehyung onun bir şeyi yok öyle değil mi? Boşa çıkıştın Jihye'ye-".

For Baby | TAEKOOK |Where stories live. Discover now