-1-

252 12 4
                                    

"Her şey berbat. Hayatımı sikeyim..."

ADNAN'DAN: 

Çok iyi hatırlıyorum, henüz 12 yaşındaydım. Annemin kanlar içinde yere yığılmış halini, kalbinin olduğu yerden oluk oluk sızan kanları, babamın delirmişçesine gözbebeklerinin büyüdüğünü ve titreyen ellerle çifteli tüfeğini sımsıkı tuttuğunu...

Babam, annemi öldürmüştü. Kalbini delik deşik etmişti. Annemin kalbine saplanan saçmaların sırtından çıktığını bizzat görmüş, buna şahit olmuştum. Babam o derece bir nefret, o derece bir kin ile tetiğe asılmıştı ki, annemin kalbi anında paramparça olmuştu... 

Saçmalarla birlikte annemin göğsünden çıkan kanların birazı da suratıma sıçramıştı. Elimdeki orakla öylece durmuş, şahit olduğum bu tablonun ağırlığını kaldırmaya çalışıyor, yaşadığım bu olayı sindirmeye çalışıyordum. "Ben az önce neye şahit oldum?" diye sordum kendime binlerce kez. Hala sorarım, hala mantıklı bir cevap ararım bu olayın üzerine. 

"Ben az önce neye şahit oldum? Babam neden delirmiş gibi karşımda duruyor? Annem neden yerde kanlar içinde yatıyor? Neden yüzüme kan sıçradı? Neden yerde kırmızıya bulanmış saçmalar var? Babamın elinde neden tüfek var ve namlusu anneme doğru uzatılmış? Ben az önce neye şahit oldum yahu, neye?!"

Bakışlarımı annemin cansız bedeninden çekip babama baktığımda, namlunun ucunun bana doğrultulmuş olduğunu görmüştüm. Tüfeğin çift namlusuyla burun buruna gelmişken babam dile gelmiş, "Seni de vurmamı istemiyorsan kaparsın çeneni!" demişti. Kocaman açtığım gözlerim bir anda dolmuştu. Sadece, "Baba, neden anneme bunu yaptın?" diyebilmiştim. Babamsa tükürürcesine, "Hak etti çünkü!" demişti. 

Gerçekten hak etmiş miydi? Benim garip annemin ağzı var, dili yoktu. Konuştuğu zaman bile insanı kırmazdı. Hey be Allah'tan korkmaz adam! Bu gariban Asiye hatun sana ne yapmıştı ki onun canını almıştın?!

"Diğer piçler geldiğinde bir şey söylersen, bu tüfeğin bütün saçmalarını karnına doldururum!" demişti babam, annemin cesedine yönelirken. Annemin omuzlarından tuttuğunu görünce, birden sinirle damarım atmış, "Bırak ulan annemi!" deyip üstüne saldırmıştım. Elimdeki orağı salladığım gibi karın boşluğuna saplamıştım. Babam acıyla inleyerek yere kapaklanmıştı. Ağzından çıkan hırıltılarla bana küfürler yağdırmıştı. Evdeki bağırış çağırışı duyan en yakınımızdaki komşumuz koşup gelmiş, şahit olduğu bu manzara karşısında kocaman açtığı gözleriyle kalakalmıştı karşımızda. Annemin cansız bir şekilde yerde yattığını görünce bir korku nidası koparmış, babama dönerek, "Sonunda öldürdün bu zavallı kadını, öyle mi?" demişti. Babam, oraktan yediği darbeyle oluk oluk kanlar akan karnını tutarken, ben öylece köşeye büzülmüştüm. İçimden ağlamak geliyordu, ancak bir damla gözyaşı dökemiyordum. Komşumuz kısa süre içerisinde bütün herkesi evimize toplamıştı. O hengamede de zavallı kardeşlerim eve dolmuştu. İlknur ve Ayşe, annemizi yerde kanlar içinde görünce, çığlık atarak annemin yanına gelmişlerdi. İkisi de hüngür hüngür ağlarken İlknur bana doğru koşmuş, "Abi, anneme ne oldu?" diye sormuştu. Cevap verememiş, İlknur'un yüzüne hüzünle bakmıştım sadece. Anneme ne mi olmuştu? Annem, cinayete kurban gitmişti! Diyebileceğim tek şey buydu, ancak bunu diyebilecek gücüm yoktu...

İlknur'un ve Ayşe'nin çığlıklarıyla dolu olan anılarımdan sıyrıldım birden. Elimdeki sigara paketinden bir sigara çıkartıp dudaklarımın arasına yerleştirdim. Çakmağımı elime aldığım anda, bütün bu olaylar cereyan ederken kaç yaşında olduğumuzu düşündüm: Ben 12 yaşındaydım. Ailenin en büyük çocuğu da bendim. İlknur benden sonra gelen kişiydi ve benden 2 yaş küçüktü. Yani 10 yaşındaydı o zamanlar. Ayşe ise 8 yaşındaydı. Biz yedi kardeştik. Geri kalan dört kardeşimiz babaannemdeydi o sırada. Ayşe'den sonra gelen Bahar, 6 yaşındaydı. Zeynep ve Recep vardı ki onlar ikizdi. Onlar da o sırada 4 yaşındaydı. En küçüğümüz olan İbrahim ise daha 2 yaşındaydı...

7 Kardeşin ÖyküsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin