-14-

31 8 0
                                    

"Hiçlik hissediyorum."

İBRAHİM'DEN:

Az önce şahit olduğumuz olay neydi böyle? Abim ve ablam, iki tane vahşi hayvan misali kavgaya girişmişti. Sonuç olarak ise abim çekilmiş, kendisini odasına kapatmıştı. Ablam ise onun ardından öfkeyle bakakalmıştı. Tabii bu olaylar cereyan etmeden öncede Ayşe ablam gelmiş, benim halime bakmıştı. Geldiğinde bir şeyler demişti ablama aslında. Ablamda sanki o andan sonra daha da sinirli hale gelmişti. Ayşe ablam gittikten sonraysa abim damlamıştı eve. Ardından da bu malum kavga yaşanmıştı. İkisinin de gazabından korktuğumuz için sessiz sessiz oturuyorduk ablamlarla. Kolumun ağrısı beni öldürüyordu ama bir yandan da sesimi çıkartmıyordum. Okula da gidememiş, bu saatteki derse girememiştim bu yüzden. Birden aklıma gelenle ayağa fırladım. Doğukan! Beni aradığına eminim!

Hemen bir hızla ayağa kalkıp, omuz kısmı parçalanmış paltomun cebindeki telefonuma baktım. Evet, bir sürü cevapsız çağrı vardı. Ve telefon sessizde kaldığı için duymamıştım. Çağrıların hepside Doğukan'dandı. Derin bir nefes alıp geri aradım onu. İkinci çalmada açıldı telefon.

"Alo? İbrahim? Neredesin oğlum sen? Niye açmıyorsun telefonu?" diyerek soru bombardımanına tuttu beni Doğukan.

"Evdeyim," dedim sadece.

"Diyeceğin tek şey bu mu? Dalga mı geçiyorsun benimle? Niye gelmedin okula?"

"Vuruldum çünkü."

"NE?"

Doğukan'ın yüz ifadesini görmek isterdim...

"Evet. Oğlum, olaylar çok uzun ama bir daha hatırlayıp da aynı hisleri tekrar yaşamak istemiyorum," dedim.

"Size geliyorum şimdi. Paşa paşa anlatacaksın," deyip telefonu suratıma kapattı.

Omzumu tutarak salona doğru ilerledim. Ablam, "Kiminle konuşuyordun?" diye sordu.

"Doğukan'la. Buraya geliyormuş," dedim.

"Vefalı arkadaş..." dedi Bahar ablam.

"Vefalı olduğu doğru ama birde gerçek bir dost. Onun dışında kimse kalkıp gelmezdi, uzaktan geçmiş olsun derdi," dedim.

"Doğukan'ın tek arkadaşı sensin çünkü. Senin için her şeyi yapıyor," dedi Zeynep ablam. Doğruydu. Doğukan'ın benden başka arkadaşı yoktu. Kimse de onunla arkadaş olmak istemiyordu nedense. Bu sebeple Doğukan, elindekinin kıymetini bilmeye çalışıyor da olabilirdi tabii...

"Elin çocuğu dostunu merak ediyor da kalkıp gelmeye çalışıyor. Bizim adamımız da kendi kardeşinin yaralanmasına sebep oluyor!" dedi ablam birden.

"Abla, yeter ama..." diyerek araya girdi Zeynep ablam.

"Ne yeteri be?!"

"Senin amacın ne cidden abla? Abimde yeteri kadar pişman. Hatta onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim. Ne istiyorsun abimden? Neden bu denli üstüne gittin ki adamın?"

"Hak etti çünkü!"

Bahar ablam dümene geçip, "Ayşe buraya geldiğinde, seni köşeye çekip sana bir şey dedi. Sen o saatten sonra pimi çekilmiş bomba gibi davranmaya başladın. Sorun ne abla? Ayşe, sana ne dedi?" diye sordu.

"Hiçbir şey. Onun dediklerinin bu konuyla bir ilgisi yok," dedi ablam çabucak.

"Bence var," dedim birden. "Çünkü cidden Ayşe ablamın sana dediklerinden sonra böyle davranmaya başladın."

"Son kez söylüyorum: Yok! Üstelemeyin sakın!" deyip mutfağa doğru gitti ablam.

"Bunlarında ergenlik damarı hiç çekilmiyor..." diye mırıldandı Zeynep ablam.

7 Kardeşin ÖyküsüTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang