3

15.1K 1.4K 853
                                    

Eğlenceli birşeyler yapmak istiyorum, hoş bakalım ne çıkacak xksmxmdmxmsm

Not:Krallığın aşırı eski zamanda geçmediğini belirtmiştim. Evet arabalar vb yok ama en en eski zamanlara gitmesin aklınız babys. Neysee gidişratı kafama göre değiştirip duracağım.

Hadi başlayalımm





Taehyung'tan

Kalbim duruyor! Dünkü tuzlu kahve olayından beri köşe bucak kaçıyordum prensten, 1 haftadır buradaydım ve tahmamen anlamıştım ki ailesi de kendisi de kötü insanlar değillerdi. Yine de prens çok korkutucu.. Sinirli ve asabiydi, yine de minnettardım ona bana hep taviz gösterdiği ve hatalarımda aşırı bağırmadığı için. Şimdiyse üstümde krem bir takımla bekliyordum, ben hayatımda hiç baloya gitmedim ne yapacağımı bilmiyorum ki? Prens üstünde siyah takımı ve pelerin benzeri beyaz şeyle gelerek beni süzdüğünde utançla kafamı eğdim, kurdum garip davranıyordu?

"Gidelim"

William onaylarken bindik.

"Dünkü kahve olayını unuttum sanma"

"Özür dilerim..."

"Dileme, sadece birdaha yapma. Nasıl şekerle tuzu karıştırırsın?"

"Yan yana duruyorlardı efendim, heyecandan-yani şey"

Of salak ben! Heyecanlanmıştım çünkü ilk kez annesi kadar tatlı ve iyi kalpli bir kraliçe görüyordum.. Susmasıyla kafamı yere eğip inene kadar yeri izledim, çok insan vardı! Yüksek merdivenleri çıktık birer birer, daha sonra kapılar açıldığında adam eğildi yerlere kadar.

"Prens Jeon Jungkook!"

Herkes kenara çekilirken garipsedim, nasıl davranılır burada ben bilmiyordum ki? Umarım sakarlık yapıp utandırmam prensi.. Boş bir masada yerimizi aldığımızda büyük kapı tekrar açıldı.

"Prens Min Bong!"

Genç, güzel kahve saçlı ve güzel kıyafetli adam aşağıya inip direkt olarak önümüzde durdu ve eğildi.

"Prensim"

Prens Jeon elinin tersini salladı git dercesine, adamsa gülümseyen yüzüyle durup bana baktı ve gülüşü dondu dudaklarında.

"Siz kimsiniz?"

"Prens Jeon'un yardımcısıyım"

"Yardımcısı mı? Hiç haberim yoktu prensim"

"Sen kimsin ki haberin olacak Bong?"

Adam gittiğinde William izin isteyip ayrıldı yanımızdan, ortamı dolduran hafif müzikle dağıtılan kadehlerden uzaklaştım.

"İçmiyor musun?"

"Efendim?"

"Kadehini diyorum, iç?"

Alıp kafama diktim, dikmez olaydım bu ne ıyy!

"Tanrım.. Yüzüne bak, sevmiyor musun alkol?"

"Bilmem, bunun tadı garipmiş"

"Çaprazdaki şarabı al"

Kafama dikecekken göz devirdi.

"Yudum yudum iç, ayyaş gibi kafana dikme"

"Şey tamam"

Ortamı dolduran dans müziğiyle herkes ortaya çıkarken ben geriledim, yaptığım hareket prensi güldürmüştü.

"Neden geriledin öyle?"

"Şey ben bilmiyorum dans etmeyi de"

"Basit, olduğun yerde sallan yeterli"

Save Me PrinceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin