6.

606 14 12
                                    

Sabah gözlerimi yoğun bir ışıkla açtım. Hava çok güneşliydi bugün, ama içinde yağmurlar yağıyordu. Bunları henüz annemlere söylememiştik. Bugün geleceklermiş.

Yatağımdan kalkıp odamdan çıktım.

"Günaydın! "

Dedi abim. Mutfaktan gelen abimin sesine doğru gittim.

"Abi yemek mi yapıyorsun? "

"Tabii! Geleceğin aşçısıyım kızım ben"

Gülerek masaya oturdum.

"Krep yapıyorum! "

Dedi abim heyecanla.

"Annemin ki gibi yapacağını sanmıyorum abi! "

"Göreceğiz! "

Krepleri yapmıştı ve hemen tabaklara koyup masaya koymuştu.

"İçecek ister misin? "

"Gerek yok"

Abim kanser olduğumu öğrendiğinden beri bana iyi davranıyordu.

Yemek yemeye başlamıştık. Bir kaç dakika sonra abimin telefonu çalmaya başladı fakat telefonu kapattı.

"Kim o? "

"Cevapsız bir numara"

Abimin telefonu bir daha çalmaya başladı. Abim telefonu sonunda açtı.

"Evet benim. "

Dedi abim kaşlarını çatarak.

"Ne? Siz ne diyorsunuz! Bu bir şakaysa komik değil! "

Abim duyduklarına inanamamış gibi öylece bana bakıyordu. Telefonu kapattı ve başını elleri arasına aldı.

"Abi ne oldu iyi misin? "

"Annem ile babam. Uçakta.. "

Konuşamıyordu.

"Ne oldu abi annem ile babama!? "

"Yurt dışından gelmişler.. Ama.. Uçak iniş yapacağı sırada düşmüş.. "

Abim ağlıyordu. Ben ise duyduklarımı yediremiyordum..

"Bir... Bir şey olmuş mu?.. "

Cevap vermedi.

"Abi sana soruyorum! Bir şey mi oldu?! "

Abim cevap veremiyordu. Hızla sandalyeden kalktım.

"Abi.. "

Tam o sırada başım döndü. Düşeceğim sırada masaya tutundum. Abim ardından kollarımı tuttu.

"İyi misin?! "

"Abi.. "

Dedim ve abimin gözünün içine baktım dolu gözlerimle.

"Annemle babam iyi mi? "

Dedim son bir umutla. Abim cevap vermeye çabalasa da cevap veremedi. Kafasını iki yana salladı. Abime sarıldım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Artık abimden başka kimsem yoktu. İyi hissetmiyordum, hem de hiç. Keşke oracıkta ölseydim.
İkinci kere dua edeceğim.
Tanrım beni de öldür..

5 gün sonra

Annem ile babamın cenazesindeydim.
Hava yağmurluydu. Günler güneşli geçerken bugün dalga geçermişçesine yağmur yağıyordu. Şaka gibi geliyordu. Elimde şemsiye ile duruyordum. Abimde yanımda elinde şemsiyeyle ağlıyordu.
Annem ile babamın tabutu gelmişti. Abim hemen hıçkıra hıçkıra ağlayarak yanlarına koşmuştu. Bende ağlıyordum ama tabutlarının yanına gidecek cesaretim yoktu.
Bir anlığına gözümün önü karardı. Tam düşeceğim sırada biri beni kollarıyla sardı. Bu Meriçti. Gözlerim kısık bir şekilde Meriç'e bakıyordum. Sesli bir şekilde ağlayarak Meriç'in boynuna gömüldüm. Şuan sarılacak birine ihtiyacım vardı, ve o kişide Meriçti.
Meriç'te bana sıkıca sarılıyordu ve 'geçti' dercesine saçlarımı okşuyordu.

Sıradan bir yaz gecesiWhere stories live. Discover now