42 8 17
                                    

"Sence bu yaptığımızdan sonra Han iyi olabilecek mi?"

(+18)


İkisinin de bu karşılıklardan sonra niyeti belli olmuştu.Minho,Han'ın ince belini tutan elleri ile kalçasını kavrayıp hızlıca havaya kaldırıp onu kucağına aldı.Han ona yukardan bakarken gülümsemişti ve öpüşmeye devam ederlerken,Minho kucağında ki sincap ile birlikte yatak odasına doğru ilerledi.Kucağında olan Han'ı yatağa attı ve üzerine çıktı,ikisi öpüşürken bir yandan da soyunuyorlardı.Odada sadece ikisinin nefes sesleri ve birbirine değen dudaklarını sesi duyuluyordu.Han,Minho'yu itip onunla yer değiştirmişti,mor saçlı gencin kucağındayken,dudaklarını öpmekten kanatmaya başlamıştı,hareket ederken onun penisinide uyartmıştı.Han altında ki sertliği fark edince Minho'ya bakarken elini sertliğin olduğu bölgeye koyup orayı okşamıştı.

"Acımış olmalı"

Minho'nun kucağından inip yere oturmuştu minik sincap,eli ile sertliği kavrayıp ileri geri hareketler yapıyordu.Minho'dan minik inlemeler duyulmaya başlamıştı.Eli yerine ağzı göreve geçti, başta dilini kullandı sonra ise bütün ağzını kullanarak penisi iyice ıslattı.Minho onun elinde tutarak kendi üzerinde çekti,tekrardan Han onun penisinin üzerindeydi.Şimdi sıra Minho'daydı onun minik deliğini başta parmağı ile genişletti sonrasında ise duymak istediği sesi amaçlayarak Han'ın belinden tutup kendine bastırdı ve içine almasını sağladı,amacına da ulaştı.Artık odadan yeni bir seste duyuluyordu ikisini inleme sesleri.Bu gelgitlerden sonra ikiside boşalmıştı.
Minho,yorgun sincabı kucağına alıp onu duşa götürdü.Önce onu nazikçe yıkadı daha sonra kendini temizledi.Odaya gittiğinde Han yatakta uyuyordu.Kendi saçını havlu ile silerken yatakta uyuyan şirin oğlanı görünce yüzünde tebessüm oluşmuştu.İnce pijamalarını giydikten sonra uyuyan oğlanın yanına gidip,arkasına sarılarak uyumuştu.

...

Sabah burnuna gelen güzel koku ile uyandı Han.Gözünü yavaşça açtı,lavaboya gitti boynunda ki morlukları görüp oralara dokundu.

"Ah..Dün gece ne yaşadım ben..Onun yüzüne nasıl bakacağım,her neyse demek ki o da istekliydi yaptığımıza göre"

Yüzüne soğuk su vurduktan sonra mutfaktan gelen kokunun merakı ile oraya ilerledi.

Siyah önlüğünü takıp ocakta bir şeyler pişiren Minho'yu görünce ondan bir kez daha etkilenmişti Han.
Her bir detayına hayranlık ile bakıyordu özellikle damarları belli olan eli onun en sevdiğiydi.

Kapının oradan ona bakan gözleri hisseden Minho arkasını dönüp Han'a gülümsedi.

"Gelsene"

Ona seslenen mor saçlı adama doğru ilerledi Han.

Yanına geldiğini gören sincaba karşı kollarını açtı Minho ve onu kollarının arasına alıp sımsıkı sarılıp saçını derince öptü.

Han onu ilk defa bu kadar mutlu hissettiren adama kör kütük aşık olmuştu.

İkisi masaya oturduktan sonra Minho'nun,Han'ın telefonu çalmıştı.

"Bir saniye telefonu odada unutmuşum hemen geleceğim"

Telefonu eline aldığında gördü ki Felix arıyor hemen açtı.

"Alo Felix?"

"Han iyi misin?"

"İyiyim"

"Minho nerede?"

"Mutfakta kahvaltı hazırladı bana birlikteyiz ne oldu ki?"

"Minho az önce evden çıktı"

"Ne?"

"Evet Minho az önce evden çıktı"

"Neyden bahsediyorsun"

"Biz kahvaltıya size gelecektik"

"Ee"

"Az önce kapının önünde biri ile konuşuyordu ve çıkıp gitti gözlerimizle gördük"

"Az önce buradaydı nasıl?"

Han telaşla mutfağa gitti ve etrafa bakındı.Minho gerçekten de yoktu.

"Minho?...Yok nereye gitti?....Beni terk mi etti?..Nereye doğru gitti..Felix onu bulun lütfen hayatımın tek anlamı o"

"Tek anlamı mı?"

"Evet onu çok seviyorum"

"Han yapma bunu kendine"

"Birini sevmem de sakınca yok"

"Biz kapatalım şarjım az"

Felix telefonu kapattıktan sonra arabada ki gençlere döndü.

"Telaşa kapıldı"

"Sence bu yaptığımızdan sonra Han iyi olabilecek mi?"

Devam edecek...

Eyes Don't Lie|MinsungWhere stories live. Discover now