¹⁷

32 5 5
                                    

"Mor çiçekli ağacın altına oturdular"

...
Han o akşam yemeğinden sonra eve geldiğinde Minho'yu kucağında uyutmuştu ve sonrasında balkona çıkıp gece boyu ağlamıştı.

Sabah Minho'ya kendi elleri ile kahvaltı hazırlayıp yedirmişti.
Sesi hâlâ titriyordu ancak sormuştu.

"Ne yapmak istersin?"

"Han kendini yorma.."

"Senin için her şeyi yaparım ama yorulmam"

"Han bunu kendine yapma"

"Ben bir şey yapmıyorum ki"

Minho kendi dudağını bastırdıktan sonra Han'ın elini tuttu.

"Han..Bu gün ilk tanıştığımız yere gitmek için yola çıkalım zaten yarın orada oluruz"

"T-tamam gidelim"

"İlk orada tanıştık orada ayrılalım olur mu?"

"Minho..Ben sensiz nasıl yapacağım?"

"Bunları orada konuşalım olur mu?"

"..."

"Gözlerimizin içine bakarak orada konuşalım"

İkisi birbirine sımsıkı sarılmıştı.

Jeongin kapıyı tıklayıp içeri girdiğinde ikisinin sarılıp ağladığını görünce göz yaşlarına hakim olamamıştı.

"Chan aşağı inmenizi söylüyor"

"Geliyoruz"

...

"Nereye gidelim neler istersiniz?"

"Minho ile ilk tanıştığımız yere gideceğiz"

"Peki"

"Ama şimdiden yola çıkmamız gerek sabah anca orada oluruz"

"Tamam o zaman hazırlanın yola çıkalım"

...

Giyinip arabaya bindiler,Han yorgunluktan kafasını Minho'nun omzuna koydu ve uyuya kaldı.

Saat sabah 7 gibi gözlerini açtığında parkın önündeydiler.

İkisi arabadan yavaşça indi ve ilk tanıştıkları mor çiçekli ağacın altına oturdular.

Devam edecek...

Eyes Don't Lie|MinsungWhere stories live. Discover now