44 8 8
                                    

"Şimdi bize mi zarar vereceksin?"

"Han'ın babasına haber vermen hiç iyi şeyler olacağını göstermiyor biliyorsun değil mi?"

"Han'ın babasını dinler"

"Ya Minho daha tehlikeli biri olarak gözükürse bize"

"Han'ı onun elinden alalım da sonra bakarız tehlikeye"

"Ah Han çıktı bize el sallıyor"

Han arabaya doğru ilerledi.

"İçeri gelsenize"

"Tamam"

Bütün gençler içeri geçti ve salonda oturup konuşmaya başladılar.

"Minho ile aranız nasıl?"

"Çok iyiii"

"Anlatsana bize de"

"Dün...Yani eğlenceliydi,sonra sabah bana kahvaltı hazırladı.Dediği sözler yaptığı hareketler beni o kadar mutlu hissettiriyor ki anlatamam size"

"Baya bağlandın yani ona"

"Evet..ama siz sanırım ona hâlâ ters olarak bakıyorsunuz"

"Hâlâ onu iyi tanımıyoruz Han"

Evin içinde bir anda dumanlar çıkmaya başladı,göz gözü görmüyordu.

"Ne oluyor!"

"Bu dumanlar ne?!"

"Yangın falan mı oldu ne?"

"Koku yok ki?"

...

Han hariç diğer 6 genç gözlerini küçük bir garajda buldular, sandalyede oturuyorlardı elleri ve ağızları bağlıydı.

Karşılarında Minho'yu gördüklerinde gözlerini kocaman açıp gergince etrafa baktılar.

"Siz o küçük aklınızla beni kirli tuzağınıza düşürebileceğinizi mi sandınız?"

Ağızları bantlı olan gençler konuşmaya çalıştı ancak sesleri net değildi.

"Çözün şunların ağzını"

"..Asıl sen Han'ı nasıl bir tuzağa düşürmek istiyorsun!"

"Güldürme beni"

"Onun nasıl bir hayat geçirdiğini ve insanlara nasıl kolay kandığını biliyor musun!"

"O sesini alçalt"

"Alçaltmazsam ne olur ha ona zarar vermene izin vermeyeceğim,onu tanımıyorsun!"

"Onu sizden daha iyi tanıyorum kendinize gelin sizin karşınızda ben varım"

"Kimmiş sen ha?Zengin insanları kullanan piçin teki değil mi?"

Minho o yüksek sesli olan kahkahasını attı.

"Sanırım kim olduğumu öğrenmek isteyen en çok siz ikinizsiniz sanırım"

"Arkadaşım kiminle konuşuyor öğrenmem gerek"

"Gel kim olduğumu göstereyim"

"Şu ikisini götürün ve diğerlerinin ağzını bağlayın"

Felix ve Jeongin'i başka bir odaya getirdiler,etraf simsiyahtı.Aniden açılan ışık ile gözlerini kapattı iki oğlan.

"Şimdi bize mi zarar vereceksin?"

"Kim olduğumu sizlere en iyi şekilde öğreteceğim,benden elektrik alamadığınızı söylemiştiniz değil mi?"

"Evet dedik!"

"Sakin ol küçük sana düzgünce konuşuyorum"

"Konuşmazsam ne olur ha!"

Minho arkasını döndü ve eli ile işaret verdi.Jeongin ve Felix sadece bakınıyordu aniden gelen elektrik ile ikiside derince bağırdı ve acıdan titredi.Minho eli ile ikinci işareti verince elektrik durdu.

"Düzgün konuşmazsan ne olacağını artık öğrenmişsindir diye düşünüyorum..Benim kim olduğumu biliyor musun ha?"

"Biliyorum biliyorum gayet iyi biliyorum"

"Güzel adım ne"

"Orospu çocuğu!"

Minho eli ile üçüncü işareti verdi ve ikisi tekrardan çığlık çığlığa titredi.

"Benimle düzgün konuşmanı söylemiştim,adım ne?"

"Az önce söyledim"

Tekrardan eli ile işaret verdi Minho ve tekrardan acı dolu sesler yükseldi.

"Tanrı aşkına düzgün konuş Jeongin halimize bak!"

"Arkadaşın senden daha akıllı Jeongin"

"Doğruları söylemek suç mu?"

"Hayır!"

Tekrardan bir elektrik geldi ancak bu sefer sadece Jeongin'e.

"Benim adım ne?"

"L-lee Minho"

"Duyamadım tekrar söyle"

"Lee M-Minho"

"Ah yaş gittikçe kulaklar daha az duyuyor galiba,tekrar söyle"

"Lee Minho!"

Minho bir eli cebindeyken oğlana doğru yürüdü diğer eli ile onun saçını okşadı.

"Güzel...Güzel,çabuk öğreniyorsun"

Devam edecek...

Eyes Don't Lie|MinsungWhere stories live. Discover now