35

2.3K 219 26
                                    

34'üncü bölümü okumayı unutmayın lütfen~

aralık, 2023
_

ümit, ülkü'nün kendisine sarf ettiği sözlerden sonra yatıp uyumasıyla yıkılmış halde çıktı odadan. batuhan'ın ağlamaktan kızarmış gözleriyle öylece baktığını görünce sarıldı ümit.

"ülkü uyandığında daha sakin olur, oturur konuşursunuz. zaten o şimdiden hatasının farkına varmıştır. daha fazla üzme kendini."

batuhan burnunu çekerken ümit'in gözlerine baktı.
"peki sen iyi olacak mısın abi"

bir cevap vermedi ümit, yalnızca gülümsedi ve evden ayrıldı. kendi evine gidene kadar da hiçbir şey düşünmemeye yeminli gibiydi.
dairesinin önüne geldiğinde tam anahtarıyla kapıyı açacaktı ki karşı daireden burcu çıktı.

"ümit, iyi misin? çocuklar iyi mi"

ümit başını sallayarak burcu'yu onaylasa da gözleri tam tersini söylüyordu. burcu da bunu fark ettiğinden anahtarını üzerindeki hırkanın cebine atarak ayağındaki panduflarla ümit'in açtığı kapıdan içeri girdi.

kendisi için aldığı biraları, evdeki viskiyi masaya taşıyan ümit burcu'ya bir bardak uzattığında burcu sessizce reddetti. hırkasına sarılmış vaziyette, kanepenin kol kısmına sırtını dayayarak ümit'e bakıyordu.

iki şişe birayı bitirdikten sonra önündeki kadehe sek viski doldurup ondan da iki yudum aldı ümit. üçüncü yudumu içtiğinde bakışlarını nihayet burcu'ya çevirdi.

"ülkü'nün dünyaya geleceğini öğrendiğimde henüz on yaşındaydım. elini tutup ona dünyadaki en iyi abi olacağıma söz verdiğimde, mavi gözlerini araladığı ilk anda her zaman yanında göreceğine öyle kendimden emindim ki... asperger sendromu olduğunu öğrendiğimde de hiç nedenini nasılını sorgulamadım çünkü o benim kardeşimdi. canımdı. her ne olursa olsun vazgeçemezdim ki ondan.
ama ülkü her zaman vazgeçmeye çok hazırdı. hayata karşı bir bağlılığı yoktu. dünyada bir tek annemi çok seviyordu, onu da kaybedince sanki sevmek fiilini tamamen unutmuş gibi davrandı senelerce. gözlerinin ışıldadığını hiç görmedim. sesinin şakırcasına keyifle çıktığını hiç duymadım annemden sonra. öyle çok çabaladım ki burcu, ülkü beni de sevsin diye. çünkü ben onu çok seviyordum. nasıl sevmem ki zaten... benim güneşim gibiydi ülkü. küçükken onu hep öyle severdim. gözleri denizi anımsattığından ülkü yüzme öğrenirken korkmadım sudan ben de onunla birlikte öğrendim. annem ülkü'nün hayata karşı bir bağlılığı olsun diye ve ülkü de çok sevdiğinden resme yönlendirmişti onu, ben de çok istedim hep resimle uğraşsın.
belki bir gün beni çizer ya da bana bir hediye eder yaptığı resimlerden diye çok bekledim ama ülkü resim çizerken dahi almazdı beni odasına. hep mesafe vardı aramızda."

ümit uzun cümlelerin ardından sessizleşip bir yudum daha içkisinden içerken burcu mırıldandı.
"peki baban"

alayla güldü buna ümit.
"babam... anneme olan aşkı her şeyden öndeydi. annemi öyle çok seviyordu ki annem vefat ettiğinde biz sadece öksüz kalmadık babamızı da kaybederek yetim kaldık. babam hiç yanımızda olmadı. ülkü'nün bir kere saçını okşamadı o zor zamanlarında, bir kere ülkü'ye sarılmadı. ülkü atak geçirdiğinde kendine zarar vermesin diye bileklerimi ellerimi sıkıca tutmasını söylerdim ve her atak sonunda kollarımda morluklar oluşurdu fakat bunu babam senelerce hiç görmedi. bu sene yazın uğradık ya birkaç gün... ben babamdan daha yaşlı duruyordum burcu. babam sadece sevdiği kadını kaybetmiş bir adamken ben hem annesini hem babasını kaybetmiş, kardeşiyle bir başına kalmış biriydim. babam hiç yanımda olmadı."

sendromsuz aşk | bxbDonde viven las historias. Descúbrelo ahora