Duyduklarıma inanamıyordum. Yani Fırat beni aldatmamış, benimle oyun mu oynamış? Bunun cevabı düşünürken Fırat geldi. Yüzü asık gibiydi.
Fırat: Neden çağırdın beni...
Barış: Neden çağırdığımı öğrenmek ister misin?
Dedim ve ses kaydını başlattım.
Ses kaydı
Fırat'ın sesi ağlamaklıydı. Çünkü ağlıyordu.
Fırat: Allah'ım ben ne yapıcam. Kendimi nasıl affettireceğim ben ya. Allah benim bin belamı versin niye böyle bir şey dedim ben ya.
Ses kaydı biter
Fırat: N-Nasıl olur?
Barış: Beni aldatmadın yani?
Fırat evet anlamında kafa salladı.
Barış: Senin sevgilin yok?
Fırat: Yok tabii.
Barış: Peki bunu neden yaptın Fırat? Tepkim ne olurdu diye mi yaptın?
Fırat: Hayır...
Barış: Peki neden?
Fırat: Barış şu an konuşmak istemiyorum lütfen üstüme gelme...
Barış: Ha üstüne geliyorum yani?
Fırat: Ha-
Parmağımla sus işaretini yaparak Fırat'ın ağzına götürdüm.
Barış: Sus... Sadece sus... Ben senin üstüne geliyormuşum, o zaman git... Git...
Bişey demedi ve gitti. Yatağa oturup ağlamaya başladım. Yatağın başındaki çekmeceden bir fotoğraf çıkardım. İkimizin, benim ve mavişimin olduğu fotoğrafı... Yatağa uzandım ve saatlerce o fotoğrafa baktım. Aynı pozlar ama farklı yöne bakıyorduk... Aynı gün, aynı saatte çekilmiş, aynı anda sosyal medyaya atmıştık. Bende ikimizin resmini birleştirip fotoğraf yaptırmıştım...
Fotoğraf
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Barış: Demek üstüne geliyorum öyle mi savcı... *Ağlayarak*
Yazardan
İntihara girişecekti Barış. Bu olanlar ona çok ağır gelmişti artık. Dolu gözleriyle bir binanın en üst katına çıkıp kollarını açmıştı.
Barış: Her şey buraya kadarmış...
Tam o sırada bir ses yükseldi.
Fırat: BARIŞ DUR LÜTFEN! *Ağlayarak*
Barış: FIRAT S*KTİR GİT! SEN BENİM HAYATIMI MAHVETTİN! BEN YAŞAYAMAM ARTIK! YAŞAMAK İSTEMİYORUM!
Fırat: BEN SANA ÇOK AŞIĞIM BARIŞ! HEM DÜŞÜNSENE! ABİN VAR! KARDEŞİN VAR! OĞLUN VAR LAN! ÖLDÜĞÜNDE NE YAPACAKLAR Bİ DÜŞÜN LAN! KIZ KARDEŞİN NE YAPACAK! O GÜN GÖRMEDİN Mİ NASIL DÜŞKÜNDÜ SANA!