Dergilere en çok öykü gelir bazen sayılamayacak kadar çok. Şiir azdır deneme daha az. Eleştiri yok gibidir inceleme araştırma yazıları son yıllarda ne yazık ki hiç gelmez olmuştur. Şiirsiz bir hayat düşünemiyorum, şiirden ve sanattan uzak duran insa...
Kafdağı'na sürgün yedim hayat çizgimde, Dört ay karanlıkta gittim Bahr-i Muhit de, Dillerde dolaşan ismiyle daldım bir şehire, Kara talihin cilvesiyle sürdüğüm yolculuk,
Onbin günlük yol gittim Cablika ve Cablisa'ya, Bir dönemeçten başlayan zahmet dolu girdabıyla, Bu cihanı çepeçevre kuşatmış sarmış nuruyla, Gökler yeşil zümrüte boyanmış ışıldar adeta,
Kafdağı'nda dimdik duran büyük ve yüce, İsyanlar içinde kaybolan yıkılmış düşlerime, Gözlerime süzülen hüzün, içime işleyen acı, Bir ömre sığmayan birikmiş bir başkaldırı,
Bir adım bin anlam, bin hüzün saklıdır içinde, Kafdağı'na sürgünde, unutulmuş bir yol hikayesinde, Rüzgarın söylediği şarkılar yankılanır dağlarda, Yalnızlıkla baş başa, bir hüzün dolu buzullarda,
İsminde bir şiir yazdım, Kafdağı surlarında, Unuttuğum bir yoculuğun anısını taşıyan bir narinde, Yıllarca sürse de sürgün bu hikaye bitmeyecek, Kafdağı'nda solan bir sevdanın nağmeleri sürecek,
Kafdağı'nda tükendiğim günlerde, bir umut kıvılcımı, Belki dökülür göz yaşlarımdan bir ömür boyu, Ama unutulmaz, kalplerimizde taşırız hep seni, Son nefeste soluklanan sevdanın son yankısıdır sözlerim, Kafdağı'nın şanını cezm ederim, keyfiyetimi havale ederim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
