37 | Kalbinle öldür

121 33 158
                                    

Fenris'den;

Güçlükle uyanırken karnımdaki ağrıyla inledim. Zehirlenmiştim. Peki ama kim tarafından? Gölgelerimi etrafa sararken hem yaralarımı iyileştirdim hem de gemiyi dinlemelerini emrettim. Bu esnada gözlerim hâlâ kapalıydı.

Isolde...

İsmi bir zehir gibi kulağıma dolarken dişlerimi sıktım. Bunu Avcı'ya bırakmalıydım. Gözlerimi açtığımda başucumda uyuyan minik bir melek vardı.

Dudakları öne doğru büzülmüş, bir elini pembe yanağının altına koymuş, bir eli benim saçlarımda, hafiften çatık kaşlı bir melek.

Siyah saçları gözlerinin önüne düşmüşken saçlarının uçları yüzümü huylandırdı. Kokusunu içime çekerek derin bir nefes aldıktan sonra yavaş ve sessizce oturur pozisyona geldim.

Sabaha kadar uyanık kalmış olmalıydı. Gözlerim boynundaki morluklara takılınca gülümsedim. Hafiften açılan yakasından göğsüne inen bir çizgi halindeydi. Muhtemelen uyanır uyanmaz kafayı yiyecekti.

Dudaklarımı ısırırken usulca onu kucağıma aldım. Başını direkt olarak göğsüme yaslarken derin bir nefes aldı. Kokluyor.

Kaptan köşkünün kapısını büyü gücümle açarak bizim için ayrılan odaya doğru ilerledim. "Fenris." mırıltısı irkilmeme sebep olurken gülümseyerek ona baktım.

"Buradayım ayışığı."

"Anlaşılan birileri dirilmiş." Noyan'ın sesi ona doğru dönmeme sebep olurken göz devirerek odaya girdim. Noyan'da peşimden.

Avcı'yı yavaşça yatağa yatırırken sessizce beni izledi. "Mm." Avcı kendi kendine mırıldanıp örtüsüne sarılırken uzanıp alnından uzunca öptüm.

Kapıyı ardımızdan kaparken Noyan'a baktım. "Evet?"

"Kim yaptı?" dedi sadece.

Yanından geçip giderken kaptan köşküne ilerledim. "Sarışın değil mi?"

"Bir şey desene oğlum. Ne yapacaksın şimdi?"

Derin bir nefes alarak içki rafına doğru ilerledim. Kendime bir kadeh doldururken Noyan'a direkt şişeyi uzattığımda ikilemeden eline aldı.

"Bu, bilmiyorum demek." Noyan bir nefes verdi. "İhanete karşı tutumumuzu en iyi sen biliyorsun Yüce Lord."

Bir kaşımı kaldırarak Noyan'a baktım. "İnan bana bu koca bir yangının içerisindeki ufak bir kıvılcımdan başka bir şey değil."

"En büyük yangınlar ufak kıvılcımlarla başlar."

Kadehi masaya vururken "Ah, hadi ama." dedim.

"Avcı'ya söyleyecek misin yoksa kendi mi öğrenecek?"

"Bilmiyorum," şakaklarımı ovarken gözlerimi kapattım. "yeterince şey yaşadı. Isolde'yi de..."

"Seviyor," pofurdadı Noyan. "Morana burada olsaydı şimdiye-"

"FENRİS!"

AGİEL - Ruhun Kıvılcımı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin