23'

7.7K 583 85
                                    

1060 kelime şimdiye kadar yazdığım en uzun bölüm umarım sıkılmadan okursunuz
Kötü olmamıştır diye umuyorum
Yorumlarınızı bekliyorum

*


İki gündür okula gitmiyordum. Bu iki gün içinde yaptığım tek şey yorganı kafama kadar geçirip ağlamak oldu.

Okula gitmek istemiyorum. Olacaklardan korkuyorum bana neler yapılabilecekleri aklıma geldikçe kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum.

Onlara hiçbir şey yapmadığım halde sadece bir erkeği sevdiğim için bu olanlara maruz kalmam çok kötü.

Bu hayatta kime aşık olabileceğimize biz karar veremiyoruz maalesef. Kendimizden yaşça büyük birine de aşık olabiliriz, yaşça küçük birine de, bir erkeğe veya bir kıza da, bunlar bizim belirlediğimiz bir şey hiçbir zaman olmadı.

Her zaman akılla yürütemiyoruz bir şeyleri, sevgi de bunun başında geliyor.
Aşkımızı bile toplum baskısına göre yaşamak herhalde bizim gibiler için en büyük 'ceza' olabilir.

Okul mevzusu içinde her ne kadar aşkımı onlara göre yaşamak istemesem bile yapacak bir şeyim yokmuş gibi hissediyorum.

Okulda her zaman bir aksilik olacak ve ben de her zaman kaçamayacağım olanlardan, arkadaşlarım da her zaman yanımda olamaz ve tabi ki Taehyung'ta.

Arkadaşlarımın bana olan desteği beni gerçekten mutlu ediyor ama bir yerde de her şeye yetmiyor tabi. Taehyung bir süre görüşmeyelim dese bile onun 'bir süre' olarak kalacağını düşünmüyorum. Hatta bir daha onu görebilir miyim onu bile bilemiyorum.

Okuldan ayrılmam herkes için en iyisi olacak benim için kaçış, Taehyung için kurtuluş ve arkadaşlarım için sırtlarındaki yükün hafiflemesi. Beni her zaman kurtarmak veya bana göz kulak olmak zorunda kalsınlar istemiyorum.

Onlara yük olmak istemiyorum ama tam tersi bu işin içinden tek başıma da çıkamıyorum. Gitme planı her zaman en iyisi olacak ve bunu gerçekleştireceğim. En çokta Taehyung için.

Kafamın içindeki tüm bu düşünceler duyduğum ses ile sona erdi. Odamın kapısının önünde annemin fısıltılarını duyuyordum. Kiminle konuştuğuna bakmak için ayağa kalktığım sırada kapı açıldı.

Birden "Süpriiiiizz" diye bağırarak içeri giren Jin hyungu görünce çok şaşırdım.
Onun burada ne işi vardı. Onun şu an Busan' da olması gerekiyordu. Üniversitesini bırakıp mı buraya gelmişti.

Jin hyung benden iki yaş büyük, Yoongi ile olduğu gibi komşuyduk onunla da. O da bizim liseden mezun oldu bu sene. Üniversitedeki ilk senesiydi ve onunla uzun zamandır konuşmuyorduk çok özlemiştim.

Birden bana sarılması ile ikimizde yatağa düşmüştük. Enerjisini bile özlemiştim onun.

"Hyung burada ne işin var."dememle kaşlarını çatıp cevap vermesi bir oldu.
"Beğenmedin galiba istersen geri döneyim ben." dedi. "Hyung saçmalama şaşırdım sadece hem nereye gidiyorsun bırakmam ki seni." İşte şimdi gülümsemişti."Duydum ki burada işler karışmış." Bunu demesi ile yüzümde ki gülüşte silindi.

"Sana kim söyledi." dedim. "Demek ki doğru söylemişler bir şeyler olmuş." Bir şeylerin olduğu doğruydu da olanları öğrenince ki tepkisi ne olacak acaba.

Jin hyung erkeklerden hoşlandığımı daha doğrusu eşcinsel olduğumu bilmiyordu. Ona tam olarak ne anlattılar bilmiyorum. Bunu öğrendikten sonraki tepkisinden de çok korkuyorum. Eğer o da diğerleri gibi benden iğrenirse bunu kaldıramazdım.

laten | taekookWhere stories live. Discover now