13.BÖLÜM:KUĞU GİBİ

144 68 139
                                    

Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın...

İYİ OKUMALAR!🌸
.
.
.
.
.



Yine bir bilinmezliğin içindeydim. Tam arkamda duran bir insan gölgesi ile bir deja vu yaşıyordum aslında.

"Yine sen,yine işin ve yine tutamayacağın sözlerin..."

Annem ve babamın dün gece ki konuşmaları tekrar aklıma gelirken sinirden kolyemi çekiştirdiğimin farkında bile değildim. Kolyem aniden kopup yere düşünce eğilip onu almaya yeltendiğimde arkamda birisinin olduğunu hissettim. Doğrulduğumda önüme düşen yabancı gölgeyi ve ensemdeki nefesi fark ettim. Arkamı dönmeye yeltendiğimde ensemde bir sızı hissettim, iğne batmasına benzer sızı...

Bilincimi kaybedip yere yığılmadan önce ise tek merak ettiğim şey ensemdeki nefesin kime ait olduğuydu...

Yaşadıklarım bu kısacık zaman diliminde bir bir gözümün önünden geçti. Yaşayacaklarımsa bir muamma olarak kalmaya devam etti...

Hayır, bu sefer korkmamalıydım. Öğrenmeliydim bana bunları yapanların kim olduğunu.

Kendimden beklemediğim cesaretle önce gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sonra ise aniden arkamı dönerek arkamda ki kişinin benden önce davranıp kaçmamasını sağladım.

Ama yine yanıldım,yapamadım. Ben, ondan önce davranıp arkamı döndüğümü sanmışken o benden de önce davranıp gözden kaybolmuştu.

Belki de ben artık paranoya bağlamıştım,bilmiyordum. Belki de o kişi sadece öylesine gelip geçen bir yabancıydı. Bunu da bilmiyordum. Taki yerde duran kırmızı,kalp şeklindeki kutuyu görene kadar...

Tam önümde kırmızı, kalp şeklinde bir kutu vardı. Tıpkı anneme gelen kutu gibi...

Şimdi anladım, o kişi bir yabancı değildi. Bana bu kutuyu bırakıp gitmişti. Bu kutu banaydı...

Eğilip hemen kutuyu aldım. İçinde ne olduğunu bilmediğim için bakmam ne kadar doğruydu hiç bilmiyorum ama eninde sonunda açıp içinde ne olduğunu bakmam gerektiğini çok iyi biliyorum.

Sırtımdaki çantamın ağırlığı ve kutunun içinden ne olduğunu bilmememden kaynaklı telaşım ile kendime oturacak bir bank bulup hemen oraya kuruldum.
Çantamı yanıma koyduktan sonra kutuyu kucağıma koyup şöyle bir etrafa göz gezdirip tekrar kutuya döndüm. Aynı anneme gelen gizemli kutu gibi kırmızı ve kalp şeklindeki kutuyu Bismillah diyip yavaş yavaş açtım.

İçinde bomba veya başka bir patlayıcı olacağını düşündüğüm kutudan çıkan şeyle beraber önce ufak bir şok geçirdim. Sonra ise gördüğüm şeyin etkisi ile sertçe yutkundum. Bunun burada ne işi vardı?

Ayakkabı...

Koskoca kutudan tek çıkan şey kırmızı,tokalı benim küçüklükten kalma ayakkabımdı. Ama bunun burada ne işi vardı ki? Benim ayakkabım neden kim olduğunu bilmediğim bir kişi tarafından bana verilmişti?

Kafamdaki binlerce soruyla beraber kutunun içindeki bir çift ayakkabıyı elime aldım. O kadar güzellerdi ki... Bu ayakkabı benim küçükken en sevdiğim ayakkabıydı. Okula giderken üstümde gri,şile okul elbisesi, sırtımda benden büyük okul çantam ile öylece yere oturup büyük bir hevesle giyindiğim ayakkabıydı. Şimdi ise ben büyümüştüm ve o ayakkabılar avucum kadar kalmışlardı. Avcuma sığıyorlardı...

Dolu gözlerimle ayakkabıya bakarken gözüme kutunun içindeki not kağıdı çarptı. Çatık kaşlarımla beraber elimdeki ayakkabıları yanıma koyup kutunun içindeki not kağıdımı elime aldım. Yine mavi mürekkep ile daktilo gibi güzel yazılmış not kağıdının üzerinde tek bir şey yazıyordu:

GÖLGENİN İNTİKAMI (ARA VERİLDİ)Место, где живут истории. Откройте их для себя