15.BÖLÜM: ALTÜST

114 53 154
                                    

Herkese selam!

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Beni sorarsanız benim içim biraz buruk. Biliyorsunuz ki Gölgenin İntikamı'na benim nezlimde kısa bir ara veriyoruz. Ve bu bölüm bizim ara final bölümümüz. :') Benide üzen şey bu...

Uzun bir süre boyunca bölüm gelmeyecek. Ama ben onları yazmaya devam edeceğim. Sizler için bol bol bölüm biriktireceğim. Sadece Gölgenin İntikamı'na değil Gölgenin İntikamı'ndan sonra sizlerle paylaşacağım ve bölüm sonunda bilgi vereceğim kurgum içinde bölüm biriktireceğim. :)

Bölüm sonunda da uzun uzun konuşacağım için şimdilik lafı kısa kesip sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Oy vermeyi ve satır aralarına bol bol yorum yapmayı unutmayın. Ara Finale yakışır bir biçimde...❤️

Yazım hatam olursa lütfen kusuruma bakmayın...

İYİ OKUMALAR!

.
.
.
.
.
.
.

Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Öyle hızlı atıyordu ki... Sağ elim, yerinden çıkmak üzere olan kalbimi engellemek ister gibi kalbimin üzerinde duruyordu. Sol elim ise parmağımdaki yüzüğü görüp yaşananları idrak edebilmem için hafif havada ve bana doğruydu. Ona bakıp bakıp rüyada olmadığımı hatırlıyordum.

Aslında bu normal bir evlilik teklifi değildi. Yıllar sonra bile Gökhan'ı sevip onunla hayat kurmak istediğime dair verdiğim sözdü. Taktığım yüzük bile insanların evlenme teklifinde taktığı o klasikleşmiş taşlı yüzüklerden değildi.

Üzerinde pembe bir kalp vardı. Kalbin etrafı taşlarla döşenmişti. Hem zarifti hem de çok şıktı. Yaşıma da uygun bir yüzüktü.

                     (Derin'in Yüzüğü)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Derin'in Yüzüğü)

Heyecanıma utançta katan bir şey daha vardı tabii. Bizi izleyen öğrenciler ve özellikle öğretmenler...

Öğrenciler birbiriyle konuşup bizi işaret ediyordu. Öğretmenlerde bize bakıp bıyık altından gülüyordu. Bende haliyle utançtan kıpkırmızı kesiliyordum. Ama Gökhan benim gibi değildi. Gayet rahattı. Bende onun rahatlığına hayran...

"Sevgilim... İyi misin?"

Gökhan'ın sorusuna hâlâ kalbimde tuttuğum elimi çekmeden cevap verdim.

"Bilmiyorum Gökhan. Hem çok mutluyum, sevinçliyim, heyecanlıyım. Hem de telaşlıyım ve utanıyorum."

Zaten çardaklı alanda yanımda oturan Gökhan iyice dibime sokuldu ve kalbimde duran elimi ellerinin arasına aldı.

"Telaş yapacak ve utanılacak ne var sevgilim? Utanma. Gerek yok."

Sevgilim hani öğretmenlerin önünde evlilik teklifi ettin ya bana! Utanmam normal değil mi?

GÖLGENİN İNTİKAMI (ARA VERİLDİ)Where stories live. Discover now