4

6.1K 89 22
                                    

Media: Karsu

İyi okumalar ziyagillleeeeeeeeeeeeeeer

--

"Vay vay vay. Simge hanım, gökte ararken yerde buldum."

Yalandan gülümseyerek "Anlamını bilmediğin cümleleri kullanmaya bayılıyorsun değil mi Alpkunt?" Diye sordum. AlpKunt yüzündeki gülümsemeyi soldurarak gözlüğünü çıkarttı.

Evimin kapısını tamamen açıp "Adamların dışarıda kalsın." Dedim. Alpkunt adamlarına dönüp "Duydunuz prensesimizi." Dedi. Göz devirmemle Alpkunt içeriye girdi. 

"Sana mekan öğretilmedi mi? Ev basmak, kaçıncı yüzyıldan kalma bir olay?" 

Alpkunt alayla gülerken salona geçtik. Tekli koltuğa oturunca "Bir şey içer misin?" Diye sordum. Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Bahçeye çıkalım." Bana bakarak oturduğu koltuktan kalktı. 

Bahçeye geçtiğimizde bahçe masasının yanına geçip sandalyeye oturdu. "Ee Çetin, neden ayağıma kadar geldin?" 

Çetin bana bakarken ayak seslerini duydum. Kafamı evin içine doğru çevirmemle Pamir'i ve kafasına silah tutmuş takım elbiseli adamları görmen bir oldu. Pamir'in elleri cebinde yanıma doğru geliyordu. Yanındaki adamlar ise Pamir ile beraber yürüyor ve silahı asla indiriyordu.

"Ben bu kadar mı korkuyorsun be Çetin?" Pamir'in alaylı sesi üzerine Çetin demin oturduğu sandalyeden kalktı. Adamlarına bakarak "İndirin lan silahları." Diye emir verdi. Adamlar hızla siyahı indirdiğinde "Kaybolun." Diye tekrardan emir verdi.

Adamlar evin içerisine girip bizden uzaklaştılar. Pamir yanıma gelip sağ elini belime sardı. "Nasılsın karıcım?" Çetin'in yanında da mı rol yapacağız?

"Senden ne korka-"

"Karım benim soruma cevap vermeden, onun sözünü bir daha kesersen senin o minik boynunu kesmek zorunda kalırım Çetin!" Alpkunt'a dik dik bakarken Alpkunt yerine oturdu. Ardından bana bakıp gülümsedi. "İyiyim." Dedim.

Ne yapmaya çalıştığı konusunda hiçbir fikrim yoktu fakat bu minik oyunu bozmak gelmedi içimden. Pamir elini belimden çekip Alpkunt'un karşısındaki sandalyeye oturdu. "Anlat bakalım bana derdini." Alpkunt kahkaha atarak demin kalktığı sandalyeye geri oturdu.

"Bu minik tiyatroya inanacağımı mı sandın Pamir Tolga Barlas?" Pamir'in yanına geçip oturdum. Pamir elini masaya koyup "Sana tiyatro yapacak kadar seni önemsediğimizi nereden çıkardın?" Diye sordu. Çetin keyifle arkasına yaslandı. Ardından bir bana bir Pamir'e bakındı. "Ah şu yeni evli çiftler..." Konuşmasını derin bir nefes alıp vermek için duraksattı. "Hadi bir yeni gelin kahvesi yap da içelim be yenge." 

Pamir bana baktığında yavaşça ayağa kalktım. "Tabi içine bol zehir koyacağım." Diyerek mutfağa geçtim. Mafya mıyız yoksa ev hanımı mı belli değil. 

Malzemelerini çıkarıp makinenin içine gerekli kadarını döktüm.

Telefonumu elime alıp Palaz'a mesaj yazdım.

Simge: Çetin ve Pamir burada, birkaç adam yolla evden biraz uzakta dursunlar. Hareketlenme gördükleri an içeriye girsinler.

Simge: Bir de eve hizmetçi lazım.

Hızla bir mesaj geldiğinde bakındım.

Palaz: Yoldayım.

Simge: Senin gelmene gerek yok. 

Palaz: Yolda değilim.

Mesajına görüldü atıp olan kahveleri fincana döktüm. Elime tepsi alıp üç fincanı da tepsinin üstüne koydum. Bahçeye yanlarına gittiğimde önlerine kahve fincanlarını koyup yerime geçtim. "Yeni gelin de hamarat çıktı, hemencecik yaptı kahveleri." Dedi Çetin alayla. 

ŞAH MAT +18Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum