16

3.3K 58 16
                                    

İYİ OKUMALAR ZİİYAGİLLERRR

---

Çetin'in yere düşmesiyle birlikte odadaki gerginlik doruk noktasına ulaştı. Pamir'in panik dolu bağırışı yüzünden ona döndüm. "Ne yaptın lan sen!?" O an, içimdeki endişe ve korku bir kat daha arttı. Pamir'in güvenliği benim için daha önemliydi.

Pamir'in yüzünde kızgınlık ve öfke belirtileri belirginleştiği zaman, içimdeki endişe daha da arttı. Tam olarak neye kızmıştı?

"Pamir, sakin ol." Dedim, sesimde bir endişe vardı. "Bu durumu birlikte halledebiliriz."

Ancak Pamir, kızgınlıkla etrafa baktı ve sinirli bir şekilde konuşmaya başladı: "Bu işi seninle halletmek zorunda değilim, Simge! O adam bana lazımdı, şimdi ne bok yiyeceğim? Hiç neden öldürmediğimi düşündün mü!?"

Bir an duraksadım.

Ne diyeceğimi bilemedim. 

"O zaman kullansaydın, sürekli boyun mu eğecektin?" 

Pamir hızla bana döndü. Gözlerinde olan siniri gördüğümde anlık bir şekilde 'Acaba yanlış mı yaptım?' diye düşündüm. 

Pamir sinirle yüzüme bakarak konuşmaya başladı: "Sen anlamazsın, Simge. Bu işin içinde bir bok olduğunu bilseydin, belki de o adama kurşun sıkmazdın, belki de..." Cümlesini bitiremeden kızgınlıkla yumruğunu sertçe masaya vurdu.

Gerginlik artık zirveye ulaşmıştı ve artık kelimelerin yetmeyeceğini biliyorduk. Birbirimize sert bakışlarla göz kırparak, odanın içinde karşı karşıya geldik.

Gözlerimizi ayırmadan, Pamir'e doğru ilerledim ve onunla karşı karşıya geldim. "Bu konuşmayı bitirelim." Dedim, sesimde kararlılık vardı.

Pamir eliyle kapıyı gösterdi. "Simge, bu işin içinde senin olman istemiyorum." Dedi, sesi net bir şekilde çıkmıştı. "Kendi başıma halletmem gerekiyor."

Bir şey demeden odadan çıktım. Mekandan çıktığımda ise derin bir nefes alıp verdim. 

Yavaş adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Ne kadar lazım olabilir o sana? Biri beni Karsu'yla tehdit etse ben onu öldürürdüm. 

Telefonum çaldığında, içimdeki karışık duygularla birlikte bir tereddüt yaşadım. Telefonuma baktığımda Palaz'ın aradığını gördüm. 

"Ne var?" Dedim.

Telefondaki sessizlik, Palaz'ın düşünceli bir şekilde konuşacağını anlamama neden oldu. Sonunda, Palaz'ın sesi karşımda belirdi. "Simge, neredesin?" Dedi, sesinde bir tedirginlik vardı.

Yolda yürürken, etrafımdaki kalabalığa rağmen kendimi yalnız hissettim. "Dışarıdayım." Diye yanıtladım, sesimdeki belirsizlik hissediliyordu.

Palaz'ın sesindeki endişe arttı. "Konum atar mısın? Seni senin evine götürmem lazım." Dedi. Kaşlarımı çattım. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp konum paylaştım. 

Telefonu kulağıma geri götürmemle telefonu çoktan kapattığını gördüm. Telefonu yüzüme mi kapatmıştı? 

Olduğum yerde beklemeye başlarken aklımda oluşan tilkiler koyunlardan kaçıyordu.

Kafamın içinde oluşan bütün planlar yok oluyordu. Ne yapacağımı bilemediğim için sessiz kalıp Palaz'ı beklemeye başladım.

Palaz arabayla yanıma geldiğinde yüzündeki ciddi ifadeyi fark ettim. 

Arabada Palaz'ın yanında otururken, içimdeki tedirginlik hissedilir derecede artmıştı. Dışarıdan sakin ve kontrol altında görünmeye çalışsam da, içimdeki bu karmaşık duyguları gizlemek zor oluyordu.

ŞAH MAT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin