15

3K 53 6
                                    

İyi okumalar Ziyagilerrr

--

Pamir'in sarhoş halini görünce endişe ve öfke içimi kapladı. 

"Ne yapıyorsun burada, Pamir?" Diye sordum, sesimdeki sertlik belirginleşti. "Seninle konuşmamız gereken hiçbir şey yok."

Pamir'in yüzünde pişmanlık ifadesi belirdi, ama sarhoşluğu nedeniyle bunu net bir şekilde ifade edemiyordu. "Simge, lütfen... beni dinle." Dedi, dengesini zorlayarak ileri adım attı.

Ancak ben geri çekildim ve ona yaklaşmasına izin vermedim. "Gitmen gerekiyor, Pamir." Dedim, sesimdeki kararlılıkla. "Şu an seninle konuşmak istemiyorum."

Pamir'in yüzündeki pişmanlık ve çaresizlik beni etkilese de, kendi duygularımı ve sınırlarımı korumak zorundayım. 

"Simge!" Kapının ardından bağırmaya başladığında şaşırdım. "Çok seviyorum seni!" İstemsizce yüzüme yerleşen gülümsemeyi fark ettim. Yüzümü eski haline getirdim.

Simge mi diyor bu?

Amacı beni açık etmek mi?

Kapıyı tekrar açıp onu içeri almaya karar verdim, çünkü onun bu halde beni ifşa ediyordu.

Kapıyı açtığımda, Pamir içeriye sendeleyerek girdi ve dengesini zorla sağladı. "Simge, lütfen beni dinle. Gerçekten pişmanım." Dedi, gözlerindeki çaresizlik belirginleşti.

Bir an için şaşkınlıkla ona baktım.

Pamir'in şu anki halde olduğu gibi konuşmak uygun değildi. Ona sakinleşmesi için biraz zaman ve alan vermek daha iyiydi.

"Tamam, Pamir." Dedim, sesimdeki sakinlikle. "Şu an sadece otur ve dinlen. Sonra konuşabiliriz."

Pamir, sessizce oturdu ve başını ellerinin arasına aldı. 

Pamir sessizce otururken, odada gergin bir sessizlik hakimdi. Gözlerimde hâlâ biraz endişe ve kafa karışıklığı vardı, ancak içimdeki kararlılık ve güç hissi de belirgindi. Bu karmaşık durumu çözmek için bir plan yapmam gerekiyor.

Pamir'in dinlenmesine izin verirken, kendi iç dünyamda biraz zaman geçirdim. Bu beklenmedik ziyaret sadece kafa karışıklığına yol açmıştı.

 "Seviyorum lan ben seni." Dedi kelimeleri yarım bir biçimde söyleyerek. 

"Pamir, anlıyorum." Dedim, sesimde sakin bir tonla. "Ama şu an bu konuşmak için doğru zaman değil. Lütfen, dinlen ve kendine gel."

Pamir başını hafifçe salladı. Benim dediğimi duymamış gibi ayağa kalktı. "Ben sana söyleyecektim ama ben Doruk ismini tamamen sildim." Dedi. Onun ayakta duramayan bu haline gülmemek için dudaklarımı içe doğru bastırdım.  

"Pamir, lütfen." Dedim gülmemi tutmaya çalışır bir biçimde.

Pamir, duygusal durumunun farkında olmadan devam etti. Gözlerindeki kararlılık ve içtenlik beni etkilese de, içimdeki karışık duyguları daha da derinleştiriyordu.

En sonunda ayakta duramamasına daha fazla dayanamadım ve kahkaha attım. Bana bakarken derin bir nefes alıp verdi. Onun dikkatini çekmek için daha yakına gittim ve sesimi biraz yükselttim. "Pamir, beni dinle." Dedim, sesimde endişeyle birlikte ısrarlılık vardı. "Şu an sakin olman ve dinlenmen önemli. Söylediklerimi duyuyor musun?"

Pamir hâlâ içsel çalkantılarla dolu gibi görünüyordu, ancak bir an için dikkatimi çektiğimi fark ettim. Göz teması kurarak "Simge, seni seviyorum." Dedi, sesi titrek ve belirsizdi.

Pamir'in sarhoşluğu ve durumuyla başa çıkmak yerine durumun absürtlüğünü fark ettim ve içimdeki gerilimi azaltmak için gülmeye başladım.

Gülmeye başladığımda, Pamir bir an için şaşırmış gibi göründü, ancak sonra bana katıldı ve beraber gülüşmeye başladık. 

ŞAH MAT +18Where stories live. Discover now